Antalya'da ilk olarak Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan'ın yaptırdığı Covid-19 aşısı için toplam 337 kişi gönüllü oldu. Birçok meslek grubundan ismin yer aldığı gönüllüler, deneyimlerini anlattı.
Çin'den getirilen Sinovac firmasının Covid-19 aşısının testlerine, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde başta Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan olmak üzere toplam 337 kişi katıldı. Ağırlıklı doktorlar ve sağlık çalışanlarının yer aldığı gönüllüler arasında Antalya'nın tanınmış, farklı meslek gruplarından da çok sayıda isim bulunuyor.
337 GÖNÜLLÜ KATILDI
Test aşıların ilk aşamasındaki grupta yüzde 50, ikinci aşamasındaki grupta ise yüzde 66 civarında gerçek aşı, diğer kısma ise plasebo uygulandı. 337 gönüllü arasında yer alan dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Ömer Özkan, Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Avni Aksoy aşı sonrası deneyimlerini paylaştı.
REKTÖR ÖZKAN İLK GÖNÜLLÜ
Gönüllü test aşıları sonrasında deneyimlerini paylaşan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, iki doz aşıdan sonra antikorlarının çok yüksek seviyede olduğunu belirterek, aşıya güvendiğini açıklamıştı. Toplumun en az yüzde 60'ının aşı olması gerektiğini belirten Rektör Özkan, “Çünkü yüzde 60'ımız olmaz ise bununla savaşma şansımız yok. Ya aşı olacağız ya kovid olacağız" çağrısında bulunmuştu.
GÖNÜLLÜLER ANLATTI
Aşının güvenilirliğini kanıtlayacak çalışmalara bir birey olarak katkı sağlamak istediği için gönüllü olduğunu belirten Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Avni Aksoy, bu aşıların bu felaket ve salgınla başa çıkmada en önemli silah olacağını düşündüğünü söyledi. Üçüncü fazda gönüllü olduğunu açıklayan Aksoy, “Burada bilinen ve bilinmeyen şeyler var. Bilinen aşının güvenli olduğu, bana iki doz yapıldı. Her iki dozdan sonra herhangi bir tepki görmedim. Beklenen bazı yan etkiler var, olabileceği ve olduğu söylenen bunların hiçbirini yaşamadım" diye konuştu.
TEDBİRLERE UYMAYA DEVAM
Hatta plasebo yapıldığını düşündüğünü anlatan Aksoy, “Hala bilmiyoruz, üçüncü faz denemeler bitince mühürler kırılacak ve kime gerçek kime plasebo yapıldığı ortaya çıkacak. O zamana kadar bilmiyoruz. Gerçek aşı yapılmış olsa bile önemli olan bir şey var, sanki hiç aşı yapılmamış gibi bu felaket salgın sona erene kadar maske, mesafe, temizlik tedbirlerine sonuna kadar uymamız gerekiyor. Doktorlarımız ve aşıyı üretenler de bunu söylüyor. Toplumda yüzde 70-80 aşılama oranına ulaşılmadan bu aşının koruyucu olduğunu teyit etmemiz mümkün değil. Bu bakımdan gerçek aşı yapılmış olsa bile bu tedbirlere uymaya devam etmemiz gerekiyor" dedi.
OSB BAŞKANI ALİ BAHAR: ANTİKOR OLUŞTU
Gönüllü denek olmayı ilk baştan beri düşündüğü için başvuru yaptığını belirten Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, aşıyı yaptırdıktan sonra hiçbir yan etki, ağrı, ateş ve aşı vurulan bölgede kızarıklık gibi sorunlarla karşılaşmadığını açıkladı. Plasebo denk geldiğini düşündüğünü söyleyen Bahar, “Fakat öyle olmadı, her iki fazda da hiçbir yan etki görmedim. İkinci fazdan yaklaşık bir hafta sonra bir antikor testi yaptırdım ki, aslında 14 gün sonra yapılması uygun görülüyor. Prosedür olarak da zaten yapılacak. Fakat 7 gün sonra antikor testine tabi olduğumda, antikor oluştuğunu gördük ve giderek yükseleceğini söylediler" dedi.
'AŞIYA GÜVENİYORUM'
Plaseboya denk gelmediğini dile getiren Ali Bahar, 'yaptırılıyor- yaptırılmıyor, şu-bu kişi yaptırıyor' gibi aşının toplumda yankı bulduğuna dikkat çekerek, “Buradaki prosedürün, kişiler tarafından tam tanımlanmadığını düşünüyorum. Bir kere 18-59 yaş arasındaki gönüllüler denek olabiliyor. Ben bu aşıya ve aşılanmaya çok güveniyorum, devletimiz de güvenli olduğuyla alakalı açıklamalar ve testleri yerine getiriyor. Ben de bu güven duyulan sistemin bir destekçisi olarak içinde bulunmak istedim" diye konuştu.
'KENDİMİ İYİ HİSSEDİYORUM'
Psikolojik olarak hiçbir fark hissetmediğini anlatan Ali Bahar, “Sadece aşı olmanız sizin taşıyıcı olmamanızı gerektirmiyor. Gönüllü deneklik bu açıdan da önemli. Aynı şekilde herkesin dikkat ettiği gibi dikkat etmeye devam ediyorum. Çünkü taşıyıcı olup sevdiklerimi ya da toplumun herhangi bir ferdine zarar vermekten sakınıyor ve korkuyorum. Gönüllü denek olarak antikor oluşmasını da toplumumuzda buna önderlik eden kişilerden biri olmaktan da psikolojik olarak kendimi iyi hissediyorum" diye konuştu.
MESAFE-MASKE UYARISI
Yaptırdığı aşının muhtemelen gerçek olduğunu düşünen Prof. Dr. Ömer Özkan ise bir yıl öncesine göre çok farklı bir yaşam ortaya çıktığına dikkat çekerek, alınan tedbirlere ek bazı önlemlerin daha alınması gerektiğinin görüldüğünü vurguladı. Prof. Dr. Özkan, “Tedavisi inşallah gelecekte bulunacaktır. Şu ana kadar yapılan tedaviler genelde semptomlara yönelik. Gerçek anlamda bu virüse karşı tedavi için en önemlisi önlemektir. Önlemenin birinci yolu da mesafenin korunması, mümkün olduğunca temastan uzaklaşma, maske kullanılması" dedi.
AŞI OLMAKTA FAYDA VAR
Bir diğer önleme yolunun da artık aşılar olacağını anlatan Prof. Dr. Ömer Özkan, “Hangi aşı güvenilir, hangisi değil bunlar tartışılırken, vaka sayıları, ölüm oranları ve dünyadaki durumu görürseniz ya aşı olacağız, ya hasta olacağız gibi görünüyor. Ne kadar korunursak korunalım, korunabildiğimiz kadarında fayda var, ne kadar uzak durup da sağlık sistemini biraz daha ayakta tutabilirsek bizim de buna yardımcı olmamız gerekiyor. Ama bu süreç içerisinde güvenebildiğiniz, aklınıza yatan bir aşı olmakta fayda var. Biz de üniversitemizin tercih ettiği faz çalışmalarına dahil olduğu aşıyı tercih ettik ve bu sürece dahil olduk" dedi.
ANTİKOR ORANI İYİ
Yaklaşık iki ay önce ilk geldiği zaman aşı olduklarını belirten Prof. Dr. Özkan, “15 gün arayla o dönem protokol uygulanmıştı. İkinci aşıyı olduktan yaklaşık 15-20 gün sonrada antikor düzeyinin iyi olduğunu gördük. Ama bizimki aşıya mı bağlıdır, tabi aşıdan önce de antikorlar ölçülüyor testler yapılıyor antikor ve PCR'ımız negatifti. Ama antikor pozitif olup da arada bir semptom olmadığı için aşıya bağlı olduğunu düşünüyoruz. Ama bizim ilk olduğumuz dönemde biri aşı, biri plaseboydu. Hangisinin geldiğini bilemiyoruz ama sonuca bakıldığında muhtemelen aşı olduğu yüksek. Ama ne zaman kodlar kırılır da bize bunlar açıklanır, gerçek durumu öğreneceğiz. Antikor oranımız iyi, kabul edilir yani 1'in üzerinde düzeyler kabul ediliyor. Oldukça iyi düzeyde çıktı" diye konuştu.
KORUYUCULUĞUNU ZAMAN GÖSTERECEK
Hala maske kullandığını aktaran Prof. Dr. Özkan, “Antikor oluşuyor ama koruyuculuğunu bilmiyoruz. Bunu da zaman gösterecek. Çünkü normal süreçten biraz daha farklıyız. Çok hızlı şekilde bunlar oluşturuldu. Çok hızlı şekilde insanların hizmetine verildi. Devletimiz de bunu en hızlı şekilde insanlarımıza sunmak için bazı aşamaları, belki 3-4 yılda yapılacak aşamaları 10 aylık süreçte gördük ve önümüzdeki birkaç gün içinde aşılar başlayacak. Antikor faydalı mı, koruyucu antikor mudur, koruyucuysa ne kadar koruyucu bunları açıklıyorlar zaten ilgili kişiler. Ne kadar sürecek bunları hep beraber göreceğiz" dedi.
YAN ETKİ GÖRMEDİ
Kendisine ilk aşı yapıldığında plasebo olduğunu düşündüğünü de anlatan Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi:“Hiçbir etkisi görülmedi. Özlenen hocada biraz daha farklı, baş ağrısı gibi şikayet nedeniyle gerçek aşı olduğunu tahmin etmiştik ama bu sadece tahmin. Bende hiçbir yan etkisi yok, olduktan sonra sizi telefonla arıyorlar günlük soruyorlar. Bildirimimde en ufak bir etki görülmemiştir ne ağrı, ne yorgunluk, halsizlik semptomları görülmedi. İkinci aşıdan sonra bir-iki ufak semptom görülür gibi oldu. Ona mı bağlıydı değil miydi bilmiyorum ama sonuçta bir antikorumuz var."
 
Editör: TE Bilisim