ANTALYA'YI ZİYARETİNİN 91'İNCİ YILDÖNÜMÜNDE, ATATÜRK ANILARI
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Antalya'ya ilk geliş tarihi olan 6 Mart 1930'un 91'inci yıldönümünde, tarihin yakın tanıklarından biri olan Dr. Kadri Yakut, babası ve annesi tarafından evlerinden Atatürk'ün konakladığı köşke götürülen ve Atatürk'ün yattığı karyolayla, Gazi'nin elini öpen ve 'Türk' soyadını verdiği teyzesinin oğlu Mehmet Türk'ün hikayelerini paylaştı.
Atatürk'ün 1930'daki ziyarette konakladığı evin boş olması nedeniyle, içindeki tüm eşyalar o dönemki Antalyalılar tarafından tefriş edilirken, o eşyalardan biri de Atatürk'ün hem 1930, hem de 1931 ve 1935 yıllarındaki ziyaretlerinde yattığı karyolası. Bu karyolayı o dönem evinden getiren Yakut ailesinin oğlu, emekli genel cerrah ve albay Kadri Yakut (85), karyolanın hikayesini şöyle anlattı:“Atatürk Antalya'ya geldiğinde bütün Antalyalı yollarda, sağlı sollu alkışlarla karşılıyor. Atatürk'ün evi Işıklar Caddesinde bir Rum evidir. Atatürk kaldıktan sonra aile bağışlamış, demişler ki 'Antalya'ya Atatürk geliyor, onu yatıracak yerimiz olması lazım, kalacağı yeri hazırlayalım.' Atatürk geldiğinde hiçbir şey yok bina içerisinde. Antalyalıların ileri gelenlerinden eşyalar toplanıyor. Yemek takımları, yatak odası, çalışma odası tefriş ediliyor. Atatürk yaklaşık bir hafta orada kalıyor."
AİLENİN DOĞDUĞU KARYOLA
Atatürk'ün yattığı karyolayı dedesi Hassun Kaptan'ın yaklaşık 140 yıl önce aldığını aktaran Kadri Yakut, şöyle konuştu: "Kaleiçi'ndeki evimiz yapılırken aldığı eşyalar içinde. Bir pirinç karyola bu. Bu karyolada dedem evleniyor, babam Abdülhamid doğuyor, annem Şükriye ile babam evleniyor, üç kardeş biz doğuyoruz. Bizim de çocuklarımız ve onların çocukları bu evde doğuyor. Dolayısıyla bu karyolayı gözüm gibi korudum ve 2005 yılında Atatürk evine bağışladım. Rahmetli eşim, çocuklarımıza 'Biz öldükten sonra bu karyolayı bağışlayın' demişti. Eşimin ölümünden sonra bunu düşündüm, 'Benim evde artık bu olmaz, bunun yerine, Atatürk'ün yattığı odaya koyalım' diye Atatürk evine bu karyolayı bağışladım. Gelen giden de 'bu karyolada yattı' diye görsünler istedim. Atatürk bir hafta yattı, sonra 1931'de ve 1935'de tekrar geliyor ve kalıyor. Yine bu eşyalar Atatürk gittikten sonra ailelere iade ediliyor. Aileler yine saklıyor. Ben de bu karyolayı sakladım. Atatürk'ü ziyaretinde görenler arasında babam, babaannem, annem var. Babaannem çok anlatırdı Atatürk'ün Antalya'ya gelişini."
ELİNİ ÖPEN ÇOCUĞA 'TÜRK' SOYADINI VERDİ
Dr. Kadri Yakut, o dönem Kaleiçi'ndeki evlerine misafir gelen rahmetli teyzesinin oğlu Mehmet'in de Atatürk'ü görenler arasında olduğunu belirterek, Atatürk'ün elini öptüğü ve o zaman soyadı henüz olmadığı için bizzat Atatürk tarafından 'Türk' soyadı verildiğini söyledi. Teyzesinin oğlu Mehmet Türk'ün Atatürk'ün elini öptüğü fotoğrafın 1930 ziyaretine ait olduğunu belirten Yakut, “Antalya'ya geldiğinde Atatürk doya doya gezdi. Bu arada yat limanı, biz oraya iskele deriz. Burada teyzemin oğlu bizim evde oturuyor Kaleiçi'nde, teyzemler gezmeye gelmiş. Bu çocuk da aşağı inmiş ve Atatürk'ü görüyor, yanına koşarak gitmiş. Atatürk onu seviyor. İsmini sormuş 'Mehmet' demiş. Sonra düşünmüş ve 'Senin soyadın Türk olacak' demiş ve soyadları ailenin Türk oldu. Atatürk'ün soyadını verdiği teyzemin oğlu, 1949'larda ise Anıtkabir'in inşasında çalıştı" dedi.
ANTALYA ZİYARETİNDE NELER YAŞANDI
Tarihi kayıtlarda yer alan bilgilere göre, Atatürk'ün 6 Mart 1930'daki Antalya ziyaretinde şunlar yaşandı; “6 Mart günü Antalyalıların coşkulu karşılamasının ardından kendisi için hazırlanan iki katlı köşke geçti. Köşkün balkonunda da halkı bir kez daha selamlayan Atatürk, akşam ise onuruna verilen akşam yemeğine katıldı ve Türk Ocağının gösterilerini izledi. 7 Mart'ta tüm ilçe ve köylerden görmek, saygılarını sunmak için gelen Antalyalılara balkondan bir konuşma yaptı. Akşam şehirde otomobille bir gezinti yapıldı ve Tophane yolu ile buz fabrikası ve Türk Ocağı'na gitti. Ocak kütüphanesi, sinema ve diğer salonları gezerek, ocak reisinden durumları ile ilgili bilgiler aldı."
MEŞHUR SÖZÜNÜ SÖYLEDİĞİ YER
"8 Mart'ta Arap suyunda pirinç ziraatı yapılan Mursi Çiftliği'ne gidildi. Konyaaltı'nda yol olmadığı için buraya Rüstemiye gemisiyle gidilmişti. Öğle yemeğinin ardından Gazi ve yanındakiler, vapur ile Antalya sahillerini gezdi ve özellikle büyük şelaleyi gördü. Karadan Lara yolu üzerinde Rumkuş mevkiine gidildi. Atatürk oradan denizi, karşı sahilleri, karla örtülü Beydağları'nı uzun uzun seyretti ve 'Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir' sözünü burada söyledi. Bulunduğu yerin adını sorduğunda 'Rumkuş' olduğunu öğrenince Türk topraklarında Türkçe ad olması gerektiğini söyleyerek adının 'Erenkuş' olarak değiştirilmesini istedi."
ASPENDOS ANTİK TİYATROYA GİTTİ
"9 Mart'ta Aspendos Antik Tiyatrosu'nu görmeye gitti. Tiyatronun önüne Yörük çadırı kurulmuş, her taraf bayraklarla donatılmıştı. Atatürk, Aspendos Tiyatrosu'nun derhal onarılarak ziyarete açılması için direktifler verdi. Dönüşte yol üzerinde bulunan Osman Ağa'nın narenciye bahçesini gezdi. Akşam ise Yeni Kapı'da halk tarafından Atatürk'ün onuruna oyunlar oynandı, türküler söylendi. 10 Mart günü, köşkte Antalya Müzesi'nden getirilen birkaç el yazması tarih kitabını ve Kuran-ı Kerimi incelemekle geçirdi. 11 Mart'ta deniz yoluyla devam edeceği yurt gezisine, program değişikliği nedeniyle son verildi ve 12 Mart'ta Gazi yanındaki heyetle birlikte Ankara'ya uğurlandı. Atatürk 26 Ocak 1931 ve 18 Şubat 1935 tarihlerinde de Antalya'yı ziyaret etti."
MÜZEDE ZİYARETİN FOTOĞRAFLARI VE EŞYALARI
Atatürk Evi ve Müzesi'nde, Atatürk'ün Antalya'yı ziyaretinde çekilmiş fotoğraflarla, Atatürk'ün Antalya'ya gelişleriyle ilgili gazete kupürleri sergileniyor. Atatürk ve Antalya konulu belgeselin de izlenebildiği barkovizyon odası, büro ile girişteki holde yemek odası, üst katta ise yatak odası, iki adet çalışma odası, Atatürk'ün şahsi eşyalarının sergilendiği müze odası ile Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar basılan madeni ve kağıt paralar, pullar ve hatıra paraların sergilendiği ayrı bir bölüm daha yer alıyor.
 
Editör: TE Bilisim