MÜZE VE ÖREN YERLERİ GİRİŞLERİNE ZAM ÜSTÜNE ZAM
CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2018 Ekim ayında yüzde 50, 2019 Temmuz ayında ise yüzde 20 zam yaptığı müze ve ören yerleri giriş ücretlerine 01 Ocak 2020’den geçerli olmak üzere bir kez daha yapılan zammı TBMM gündemine taşıdı. Budak, “Kültür ve Turizm Bakanlığı müze ve ören yerlerine giriş ücretlerine son iki yıldır zam üstüne zam yağdırıyor. En düşük giriş ücreti bile 10 TL oldu. Asgari ücretli bir aile hiç müzeye gitmesin mi? “ dedi.
Konuya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına bir soru önergesi veren Budak, şu ifadelere yer verdi:
“Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018 Ekim ayında yüzde 50, 2019 Temmuz ayında ise yüzde 20 zam yaptığı müze ücretlerine 01 Ocak 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir zam daha yapmıştır. Bu yeni düzenlemeye göre en düşük müze bileti ücreti 7 TL’den 10 TL’ye çıkarılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı müze ve ören yerlerinin giriş ücretlerine son iki yıldır zam üstüne zam yağdırmaktadır.
Sayın Bakan, TBMM’de gerçekleşen bütçe görüşmeleri sırasında müze giriş ücretlerinin artırılmasını ‘Biz maalesef bazen fiyatları yükselttiğimiz için eleştiri alıyoruz ama halen müze giriş fiyatlarımız Avrupa standartlarının ortalamasının altında. Bizim bu fiyatları yükseltmeye devam etmemiz gerekiyor’ sözleriyle savunmuştur. Sayın Bakan ayrıca yerli turistlerin 70 TL’lik müze kartı edinmeleri konusunda tavsiyelerde de bulunmuştur.
Avrupa standartlarında ekonomik koşullara sahip olmadığımız, Türkiye’de asgari ücretin 2.324 TL olduğu göz önüne alınırsa, iki kişilik bir ailenin sadece müze karta 140 TL vermesinin çok da mümkün olmadığı görülmektedir. Bu durumda çözüm nedir asgari ücretli bir aile hiç müzeye gitmesin mi?
“KÜLTÜREL ALANLARDA KÂR-ZARAR HESABI OLMAZ”
Öte yandan devletin en önemli görevlerinden birisi de vatandaşlarının kendi toprakları üzerindeki kültürel mirası tanımasına vereceği destektir. Kültürel alanlarda adeta bir şirket yönetir gibi ‘kâr-zarar’ hesaplamalarının yapılmasının toplumsal gelişime fayda sağlamadığı görülmekle birlikte, bu alanlarda kamu yanlısı politikalar izlenmesi sosyal bir devlet olmanın da gereğidir.
Budak, önergede şu sorulara yer verdi: “Vatandaşın alım gücü ve ortalama gelir seviyesi gerilemekteyken müze ve ören yeri ziyaret ücretleri neden yüksek tutulmaktadır? Bu alanda kamu yararı gözetilmemesinin gerekçesi nedir? Geçen yıl Temmuz ayında örneği görüldüğü üzere, bu yıl da sezon ortasında müze ve ören yerleri ziyaret ücretleri artacak mıdır? 2020 yılı için başka bir zam planlanmakta mıdır? 2018 ve 2019 yılları arasında müze ve ören yeri girişlerinden ne kadar gelir elde edilmiştir? Bu gelirlerin ne kadarı yabancı, ne kadarı yerli turistlerden elde edilmiştir? Müze ve ören yerlerinden elde edilen gelirlerin ne kadarı müze ve ören yerlerinin ihtiyaçları için kullanılmaktadır? Tur operatörlerinin büyük bir kısmının 2020 yılı yurtdışı satışlarını tamamladığı dikkate alınırsa, söz konusu artıştan operatörlerin olumsuz etkilenmemesi için önlem alınmış mıdır?”  
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018 Ekim ayında yüzde 50, 2019 Temmuz ayında ise yüzde 20 zam yaptığı müze ücretlerine 01 Ocak 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir zam daha yapmıştır. Bu yeni düzenlemeye göre en düşük müze bileti ücreti 7 TL’den 10 TL’ye çıkarılmıştır. Sayın Bakan, TBMM’de gerçekleşen bütçe görüşmeleri sırasında müze giriş ücretlerinin artırılmasını “Biz maalesef bazen fiyatları yükselttiğimiz için eleştiri alıyoruz ama halen müze giriş fiyatlarımız Avrupa standartlarının ortalamasının altında. Bizim bu fiyatları yükseltmeye devam etmemiz gerekiyor” sözleriyle savunmuştur. Sayın Bakan ayrıca yerli turistlerin 70 TL’lik müze kartı edinmeleri konusunda tavsiyelerde de bulunmuştur. Avrupa standartlarında ekonomik koşullara sahip olmadığımız, Türkiye’de asgari ücretin 2.324 TL olduğu göz önüne alınırsa iki kişilik bir ailenin sadece müze karta 140 TL vermesinin çok da mümkün olmadığı görülmektedir. Öte yandan devletin en önemli görevlerinden birisi de vatandaşlarının kendi toprakları üzerindeki kültürel mirası tanımasına vereceği destektir. Kültürel alanlarda adeta bir şirket yönetir gibi “kar-zarar” hesaplamalarının yapılmasının toplumsal gelişime fayda sağlamadığı görülmekle birlikte, bu alanlarda kamu yanlısı politikalar izlenmesi sosyal bir devlet olmanın da gereğidir.
Bu kapsamda,
1. Vatandaşın alım gücü ve ortalama gelir seviyesi gerilemekteyken müze ve ören yeri ziyaret ücretleri neden yüksek tutulmaktadır? Bu alanda kamu yararı gözetilmemesinin gerekçesi nedir?
2. Geçen yıl Temmuz ayında örneği görüldüğü üzere, bu yıl da sezon ortasında müze ve ören yerleri ziyaret ücretleri artacak mıdır? 2020 yılı için başka bir zam planlanmakta mıdır?
3. 2018 ve 2019 yılları arasında müze ve ören yeri girişlerinden ne kadar gelir elde edilmiştir? Bu gelirlerin ne kadarı yabancı, ne kadarı yerli turistlerden elde edilmiştir?
4. Müze ve ören yerlerinden elde edilen gelirlerin ne kadarı müze ve ören yerlerinin ihtiyaçları için kullanılmaktadır?
5. Tur operatörlerinin büyük bir kısmının 2020 yılı yurtdışı satışlarını tamamladığı dikkate alınırsa, söz konusu artıştan operatörlerin olumsuz etkilenmemesi için önlem alınmış mıdır?  
 
 
 
 
Editör: TE Bilisim