Antalya'da, tropik meyve yetiştiriciliğinin bütün aşamalarında üreticiye hizmet veren firmanın ortağı Mustafa Ezici, Antalya'nın Alanya, Gazipaşa ve Serik, Mersin'in Anamur ve Erdemli ilçelerinde tropikal meyve ağaçlarının bölgeye adaptasyon sağlamasından dolayı yılda 1 milyar dolarlık meyve üretilip, dünyaya ihraç edebileceğini söyledi.
Türkiye'nin tropik ve subtropik olarak adlandırılan meyve türlerinin yetiştirilmesinde son yıllarda büyük gelişmenin sağlandığı başta Antalya'nın Gazipaşa ilçesi olmak üzere, Alanya ve Serik ilçeleriyle, Mersin'in Anamur ve Erdemli ilçelerinde tropik meyve üretimi yaygınlaşıyor. Bölgede muz başta olmak üzere mango, avokado, ejder meyvesi, pasiflora, longan gibi toplamda 42 çeşide yakın tropik meyve üretimi gerçekleştiriliyor.
AKDENİZ'İN EN UÇ KIYILARI
Gazipaşa ve Alanya ilçelerinde tropikal meyve ve fidancılık firması, üreticilere fidan hizmetinin yanı sıra, bahçelerin kurulumu, yetiştiricilik ve meyvelerin pazarlanması gibi tüm aşamalarda üreticilere hizmet veriyor. Mango meyve fidancılık firması ortağı Mustafa Ezici, tropik ve subtropik yetiştiriciliğinde Antalya'nın Alanya, Gazipaşa ve Serik, Mersin'in Anamur ve Erdemli ilçelerinin Türkiye'de en verimli üretim bölgeleri olduğunu ve tropikal meyve ağaçlarının bu bölgede çok iyi adaptasyon sağladığını söyledi.
42 ÇEŞİT TROPİK MEYVE VAR
Akdeniz'in subtropik bölge olduğunu belirten Ezici, şu anda bu bölgelerde toplam 42 değişik tropik ürün yetiştirildiğini belirterek, bunları şöyle sıraladı:“Pasiflora (passion fruit), mango, papaya, avokado, ananas, ejder meyvesi, Hindistan cevizi, longan, lichi, jambu, jackfruit, druian, black sapote, white sapote, karambola, cherymoya, atemoya, roseapple, babilfruit, ketem billa, keyelmasi, napal eriği, kahve ağacı, fejua, lime, limon, gouva, çilek gouvası, pomelo, budanın eli, finger lemon, kurt üzümü, pepino, altın çilek, kamkuat, groviola, yılan meyvesi, sapodilla, demir hindiba, blueberry."
400 DÖNÜMDE ÜRETİM PLANI
Serik ilçesinde kiraladığı 400 dönüm arazide başta passion fruit ve mango olmak üzere 42 tropik meyve yetiştirip, dünyaya ihraç etmek istediğini kaydeden Ezici, “Bu arazi, dünyanın her yerinden tropik meyve türlerini getireceğiz ve ar-ge sahası olacak. Fidan üretimi ve ar-ge çalışmalarımız bir aya kadar başlatılacak" dedi.
TÜRKLER BU MEYVELERİ TANIMIYOR
42 tropik ürünlerden bazılarının koronavirüse karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağladığını anlatan Ezici, “C vitamini deposu pasiflora meyvesinin özel bir yeri var. Türk toplumu bu meyveleri tanımıyor, bu meyveler bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Serik'te 50 dekar pasiflora, 15 dekar papaya bahçesi var. Üretici ürettiği ürünü Almanya'ya ihraç ediyor" diye konuştu.
DÖNÜM BAŞI 100 BİN TL GELİR
Pasifloranın toprakla buluşmasını takip eden 7- 9 ay içerisinde meyve vermeye başladığını anlatan Ezici, “Ocak- Mart ve Haziran- Eylül dönemi olmak üzere yılda iki kez ürün veriyor, bir asma ilk yılda yaklaşık 20 kilo meyve veriyor. Pasiflora asması 3 yılda yaşıyor, 3 x 2 metre aralıkla ekildiğinde dönüm başına minimum 100 bin TL gelir sağlıyor" dedi.
Pasifloranın tüm Türkiye'de eksi 3 dereceye kadar olan bölgelerde yetiştirilebileceğini de belirten Ezici, “Pasiflora meyvesinin kilosunu Almanya, Hollanda başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri 5 Euro'dan almak istiyor. Türkiye yakın gelecekte Avrupa, Balkanlar ve Orta Doğu'nun tropik meyve üretim merkezi olacak. Yılda 1 milyar dolarlık meyve üretilip, dünyaya ihraç edebiliriz" dedi.
3 MİLYON FİDAN HAZIR
Pasiflora üretimi yapmak isteyenler için elinde 3 milyon adet fidanın hazır olduğunu kaydeden Ezici, bu yıl 20 bin adet mango fidanı sattıkları ve mango hasadının eylülde başlayacağını da açıkladı. Hem Türkiye hem de Avrupa ülkelerinden pasiflora ve mango için ulusal market zincirlerinden ciddi talep aldıklarını belirten Ezici, bölgedeki üreticilere çağrıda bulundu.
3 GÜNDE AVRUPA'DA
Koronavirüs salgını nedeniyle dünyada ticaret dengelerinin ciddi ölçüde değişmeye başladığına da dikkat çeken Ezici, “Avrupa ülkeleri tropik meyveleri Uzakdoğu ve Güney Amerika'dan ihraç ediyor. Ham toplanıyorlar ve Avrupa'ya gemilerle 20 günde geliyor. Bizde ise karayoluyla 3 gün de Avrupa'nın bütün ülkelerinde tüketicinin sofrasına ulaştırabiliyor. Uzakdoğu ve Güney Amerika'da ham olarak toplandığı için bizde dalında olgunlaşıp toplanan ürünler kadar leziz de olmuyorlar" dedi.
Editör: TE Bilisim