Özel OFM Antalya Hastanesi Uz. Klinik Psikolog Berna İspir, anne babaların 2- 3 yaştan itibaren çocuklarına mahremiyet eğitimi vermesi gerektiğini belirterek, "Çocuklar dudaklarından öpülmemeli, çocuk istediğinde ise bunun çocuklarla yapılmaması gereken bir davranış olduğu ifade edilmelidir" dedi.
OFM Antalya Hastanesi Uz. Klinik Psikolog Berna İspir, Türkiye'de en yaygın kullanılan istismar tipinin duygusal istismar olduğunu belirtti. Fiziksel istismarın; çocuğun yetişkin tarafından kaza dışı yaralanması ve örselenmesi olduğunu belirten Berna İspir; "Belirlenmesi en kolay istismar çeşididir. En sık dövme şeklinde olmaktadır. Duygusal istismar ise çocuğun ailesi tarafından aşağılanması azarlanması, arzularının ve isteklerinin karşılanmaması ile açığa çıkar. En yaygın yapılan istismar çeşitlerindendir. Yasal olarak kanıtlanması, fark edilmesi en zor istismar türüdür. İhmal; çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamamak, fiziksel ve ruhsal açıdan önem vermemektir. İhmal istismara kapı aralayan bir durum haline gelir" diye konuştu.
'ÇOCUĞUNUZUN NEREYE GİTTİĞİNİ BİLİN'
Berna İspir, ailelerin çocuklarının nerede oynadığına, nereye gittiğine çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Çocuk istismarcılarının büyük bir çoğunluğunun ailelerin güvenini kazanmış kişiler olduğuna da vurgu yapan İspir, “Çocuk istismarı çocuğun, bir erişkinin cinsel gereksinim ya da isteklerinin doyumu için cinsel nesne olarak kullanılması ya da kullanılmasına göz yumulmasıdır. Bu durum, parafililer başlığı altında pedofili olarak adlandırılan bir hastalıktır. Bu profildeki kişileri önceden tanımlayacak bir yöntem bulunmamaktadır. Çok büyük bir oranda erkektir, genellikle istismara uğrayan çocukların bir şekilde güvenini kazanmış kişilerdir. Cinsel istismarda dokunma, okşama, öpme, teşhircilik, pornografi, ırza geçmeye kadar çok geniş kısımdaki tüm davranışları kapsamaktadır. Cinsel istismarın çocuk üzerinde birçok etkileri vardır. Çocuk kısa ve uzun dönemde psikolojik ve fiziksel yönden önemli hasarlara sebep olmaktadır" diye konuştu.
'ÖNCE SAKİN OLUN'
Psikolog Berna İspir, cinsel istismara uğradığından şüphelenilen çocuklara oldukça sakin yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi. Böyle bir durumda ailelerin neler yapması gerektiğini anlatan Berna İspir, "Ebeveynlerinin çocuklarının dışarıya çıktıktan sonra nerelere gittiğini, kimlerle oynadığını iyi bilmesi çok önemlidir. Çocuk istismara uğradığında anne babaya söylemekten çekinir, utanır, korkar, suçluluk duyar ve bu nedenle saklayabilir. Öncelikle sakin olmalısınız. Çocuğu dinleyin, gereksiz sorularla korkutmayın ve anlattıklarına inanın" dedi.
"Çocuğunuza izni olmadan dokunmayın ama yanına oturun" diye İspir şunları kaydetti: "Onu çok sevdiğinizi, ona çok değer verdiğinizi, onu her zaman koruyacağınızı söyleyin. Hayatında ne yaşarsa yaşasın, ne anlatırsa anlatsın sevmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğinize ve yaşadıklarının onun suçu olmadığını gene çerçeveyle anlatınız. Çocuk anlatırken de sakin kalmaya çalışın. Çocuğun anlattığı istismar öyküsüne yorum yapmayın. Aile bireylerinin bu travmatik olaya yaklaşımı çocuğun olayı kısa zamanda atlatıp, sağlıklı bir hayat ve gelişimine devam etmesine yardımcı olacaktır. Sonrasında gerekli yasal süreç için başvurularınızı yapınız. Avukat, çocuk ve ergen psikiyatristleri ve psikologların yardımları ile ilerleyin."
ÇOCUĞA KENDİNİ KORUMASINI ÖĞRETİN
Psikolog Berna İspir, cinsel istismara uğrayan çocukların özel bir tedavi programına ihtiyaç olduğunu aktardı. Çocuğun öz saygısını ve kendine güvenini yeniden kazandırmak, suçluluk duygusunu azaltmak için mutlaka uzmandan yardım alınması gerektiğini söyleyen İspir, "Alacağınız yardımlar; oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi, EMDR ve grup terapileri ile kişi desteklenmelidir. Anne babalar 2-3 yaştan itibaren çocuklarına mahremiyet eğitimi hakkında yeterli ve sağlıklı bilgi vermelidir. Çocuklar başkalarının yanında giydirilip soydurulmamalı, başka bir odada kapı kapatılarak yapılmalıdır. Çocuğa kendisini koruması öğretilmelidir. Çocuklar dudaklarından öpülmemeli, çocuk istediğinde ise bunun çocuklarla yapılmaması gereken bir davranış olduğu ifade edilmelidir. Çocukların beden ve ruhsal sınırlarına saygı duyulmalıdır. Ebeveynlerin, çocuğun biyolojik cinsel kimliğini kabul etmeliler. Okulda ise bakıcı abla veya öğretmeni dışında kimsenin yapmamasına özen gösterilmelidir. Herkesin özel bölgesini görme ve buralara dokunma izni olmadığını bilmelidir."
 
Editör: TE Bilisim