KAŞ’TA OSMANLI’NIN İLK TELSİZ İSTASYONU TANITILDI
       Kaş ilçesindeki Patara Antik Kenti'nde bulunan, Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne aktarılan Patara Telsiz İstasyonu'nun açılışının 113. yılı dolayısıyla etkinlik yapıldı.
     Antalya’nın Kaş İlçesi’nin Gelemiş Mahallesi’nin dünyaca ünlü  Likya Birliği’nin başkenti olan Patara Antik Kenti’nde, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti aktarılan bir kültür ve tarih  mirası olan Patara Telsiz İstasyonu’nun açılışının 113. Yılı bir etkinlikle anıldı. Anma ile Patara Antik Kenti’nde tarih bir kez daha yaşatıldı. Telsizcilik tarihimizin günümüze kadar gelen ilk ve tek önemli kalıntısı olan Patara Telsiz İstasyonu, yapılan anma etkinliği ile bir kez daha kamuoyuna duyuruldu.  Antalya Valiliği’nin öncülüğünde Patara Antik Kenti’nde düzenlenen anma etkinliğine, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Milletvekili Atay Uslu,  Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, İl Jandarma Alay Komutanı Tuğgenaral Tekin Aktemur, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, İl sağlık Müdürü Ünal Hülür,  Kaş Kaymakamı Ulaş Akhan, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı ve Patara Kazıları Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, eski Kazı Başkanı Prof. Dr. Fahri Işık, Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti genel Başkanı Aziz Şaşa, Gelemiş (Patara) Muhtarı Arif Otlu, kazı ekibi, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen amatör telsizciler ve vatandaşlar katıldı.
   Likya Birliği Meclis Binası’nda düzenlenen açılışın ve konuşmaların ardından, Antalya Büyükşehir Belediyesi Bandosu, Osmanlı Marşları’ndan oluşan bir konser verdi. Marşlarla katılımcıları coşturdu. Ardından etkinlik alanına geçildi. Etkinlik alanında Patara Likyalı Yörükler Halk Oyunları Ekibi, Teke yöresi halk oyunlarını oynadı. Etkinlik alanında “Patara Gelemiş- Derne (Libya’da) Telsiz İstasyonları Fotoğraf Sergisi”, “Geçmişten Günümüze Telsiz Cihazları Sergisi” ve “Akdeniz üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Sergisi “ açıldı. Osmanlı’nın ilk telsiz istasyonu kalıntılarının yanındaki alanda kurulan çadırlarda, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen 20 amatör telsizci, haberleşme etkinliği gerçekleştirdi. Dünyanın 100 ülkesi ile haberleşme gerçekleştirildi. Haberleşme etkinliğinde Türkiye ve 1906 yılında başlayan Osmanlı Telsizciliği  “TC113PTR” çağrı kodu ile tüm dünyada tanıtıldı. Antalya Valisi Münir Karaloğlu, kurulan telsiz merkezinde AFAD Merkezi’ne bağlanarak iletişim sağladı. Patara’dan AFAD Merkezi’ni selamladı. Yaptıkları çalışma için teşekkür etti. Yapılan haberleşme etkinliği ile tarih bir kez daha yaşatıldı.
  TÜM DÜNYADA TANITILDI
 Patara Telsiz İstasyonu, Anadolu’da Osmanlı İmparatorluğu tarafından Alman Telefunken firması ile yapılan anlaşma sonrası kurulan ilk telisiz istasyonudur. Osmanlı İmparatorluğu, Afrika’daki toprakları ile iletişim sağlamak için biri Patara’da, diğeri bugün Libya topraklarında bulunun Derne’de iki telsiz istasyonu kurdu. İstasyon, İtalya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında patlak veren Trablusgarp Savaşı’nda, 1911 yılında İtalyanlar tarafından bombalandı. Trablusgarp Savaşı sırasında, Patara’nın karşı istasyonu olan  Derne’deki telsiz istasyonunun komutanı Mustafa Kemal Atatürk’tü.
   Etkinlik nedeniyle düzenlenen törende bir konuşma yapan Patara Kazıları Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık yaptığı konuşmada”Patara’ya ilk kez geldiklerinde,   kazı başkanlığımızca henüz bozulmamış bir kumsal ile muazzam bir kütle, kalıntıların üstünü örten yeşil yorganından ibaretti Patara. İşte tam da bu nedenle Likya’nın uyuyan güzeli denmişti Patara’ya. Uzun bir bekleyişten sonra kurucu kazı başkanımız Fahri Işık’la bilim girdi Patara’ya. 1988’de uyuyan güzel, uyanmaya başladı. Tam 31 yıldır bu yüce ulusun bilim insanları, öğrencileri ve işçileri bu kutsanmış toprağın değerlerini ortaya çıkarmak için alın teri döküyorlar. Bunu hiçbir karşılık beklemeden sevgiyle ve adanmışlıkla yerine getiriyorlar. Mevlanın sözü, “Işık olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir. “ Biz hiçbir kazının tek başına kazı başkanın başarısı olabileceğini olamayacağını bilenlerdeniz. Onu için ekip diyoruz. Ekip her şeydir “dedi.
   Antalya Valisi Münir Karaloğlu ise törende yaptığı konuşmada” Antalya, Akdeniz, Anadolu birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış, insanlık tarihi bakımından önemli mekanlar. İçerisinde bulunduğumuz bölge Likya Medeniyeti’nin başkentliğini yapmış önemli bir bölgedeyiz. Biz şu anda bu toprakların sahibi, bu topraklarda var olan bütün kültür ve medeniyetten söz ediyoruz. Hepsi bizimdir. Hepsini korumak, hepsini gelecek nesillere aktarmak bir insanlık görevidir.  Zor işler olsa da bunları yapmaya devam edeceğiz. Maalesef bu işlerden anlayan, anlamayan herkes konuşuyor. Öyle problemimiz var Türkiye’de herkes arkeolog.  Herkes restoratör.  Herkes mimar. Bu yıl ki kesmiş olduğu taşla, 2 bin yıl önce kesilmiş taşın aynı renk olması gerektiğini düşünecek kadar bilgiden yoksun insanlarımız var. Maalesef yapılan işleri çok rahatlıkla eleştirebiliyorlar. Emeğe saygı duymadan, ne yapalım? Biz doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Manuel evdeki telefonla, 5G teknolojisini mukayyese etmek lazım. İkisini anlamak için. Arasındaki fark nedir diye düşünmek için evinizdeki sabir telefonunuzla, gelecek olan 5G teknolojisi ile, telli telgrafla telsizin arasındaki teknoloji farkı da odur.  Ne zaman yapıldı ? 1900’lü yılların başı. Osmanlı’nın hasta adam dendiği, Osmanlı’nın artık yavaş yavaş tarihten çekilmek üzere olduğu bir dönemde günün son teknolojisini uygulayabilecek, takip edilebilecek bir ülke olduğunu burda görüyoruz. Onun için arkadaşlar ne olur tarihimizden de, insanımızdan da, medeniyetimizden de bahsederken, çekinerek bahsetmeyin. Bu millet her çağda şanın gerekleri ne ise onun peşinde olmuştur. Dünde öyleydi, bugün de böyle.  Bugün de biz 4,5G teknolojisine, 5 G teknolojisine en erken geçen ülkelerden değil miyiz? Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişi anlatırken ille de Osmanlı’yı kötülemek zorunda değiliz.  Osmanlı kendi yaşamını tamamlamıştır. Tarih sahnesinden çekilmiştir. Ama her şeyiyle bizimdir. Onu sahiplenmek bizim görevimizdir. O gün en son teknoloji oşlan telsiz telgrafın bir istasyonu burda, bir istasyonu Derne’de. Orası bura ile haberleşebiliyor. Burası Payidatla, İstanbul’la haberleşiyor. Nerdeyse bugün bizim cep telefonu haberleşmesine benzer, belki morsa alfabesini kullanıyor. Ama bir telemenikasyon var. Çağının gerektirdiği haberleşme sistemi kurulmuş. Trablusgarp’la İstanbul’u birbirine bağlama o gün için çok önemli bir olaydı”diye konuştu.
      
 
Editör: TE Bilisim