Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul ve silah arkadaşları anma etkinlikleri kapsamında Emekli Öğretmen- Turizm Gönüllüleri ve Araştırmacı Yazar Mehmet Özbek ile eşi Meliha Özbek tarafından Kaş Kültür Evi’nde konferans verildi.
  Dünyada ilk uçak gemisini Kaş’ta batıran kahraman olarak tarihe geçen Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul ve silah arkadaşları anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Emekli Öğretmen- Turizm Gönüllüleri ve Araştırmacı Yazar Mehmet Özbek ile eşi Meliha Özbek tarafından Kaş Kültür Evi’nde konferans verildi. Konferansa vatandaşlar yoğun ilgi gösterdiler.
Emekli Öğretmen- Turizm Gönüllüleri ve Araştırmacı Yazar Mehmet Özbek konferansta yaptığı konuşmada” Sayın Kaymakamım, Değerli konuklar, Günün anlam ve önemine inanan can dostlarım. Hoş geldiniz. Çanakkale Savaşı sırasında, Akdeniz'i koruma ve kollama ile görevli genç zabit Mustafa ERTUĞRUL komutasındaki Sericebel Topçu Bataryası, 103 yıl önce bugün 9 Ocak 1917'de Kaştan Meis'e çok güç şartlar altında bir baskın gerçekleştirmiştir. Dünyanın ilk uçak gemisi olan İngilizlerin My Chree'yi ve limandaki 20'ye yakın savaş gemisini batıran bu bataryanın unutulmaya yüz tutmuş kahramanlıklarını hatırlatmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Sizleri bu anlamlı günde bu salonda görmek bizleri fazlasıyla mutlu etmiştir. Teşekkür ediyoruz. Şu anda bizleri merak edenleriniz vardır. Eşim Meliha Özbek, ben Mehmet Özbek Emekli ilkokul Öğretmenleriyiz. Ankara'nın Nallıhan ilçesinde yaşıyoruz. Nallıhan Turizm Gönüllüleriyiz. Araştırmacıyız. Mustafa Ertuğrul Aker komutasındaki Sericebel Topçu Bataryasının dört çavuşundan birisi olan Nallıhanlı Durmuş Çavuşu araştırıp bin bir güçlükle gün yüzüne çıkaran ve tanıtılmasında emek sarf edenleriz. Yayınlanmış 8 kitabımız, yayına hazır 4 araştırma kitabımız var. "Öğretmen; iş ve düşünce üretendir. İş ve düşünce üretmeyi öğreten ve toplumda farklılık yaratan kişidir." Bu düşüncemiz doğrultusunda bu güne kadar hep iş ve düşünce üretenlerden olduk. Bugün de Büyük komutan Mustafa Ertuğrul ve Sericebel Topçu Bataryasının özelliklerini aktarmak üzere sizlerle birlikteyiz. Çanakkale Savaşı sırasında, Türk tarihi ve dünya tarihinde akıllara durgunluk verecek derecede önemli olaylar yaşanmıştır. Herkes yaşanan bu önemli savaş sahnelerini kendi devletlerinin başarısı olarak kabul etme aczini göstermiş, asıl kahramanlıkları yaratanlar takdir edilmemiş, karanlıklara itilmişlerdir. Şimdi anlatmaya çalışacağım kahramanlıkları Alman General Liman WonSanders ne yazık ki Alman askerlerinin kahramanlıkları olarak gösterme yüzsüzlü 'günde bulunmuştur. (1921-Berlin) Buna rağmen: Genç Zabit Mustafa Ertuğrul komutasındaki 82 kişilik Sericebel Topçu Bataryası'nın başarıları, tarihin karanlık sayfaları arasında kaybolmaya yüz tutmuş iken, Antalya Kemer kumsalında yüzük taşı ararcasına çaba harcayarak, bu batarya ve bataryanın başarılarıyla bizleri tanıştıran sayın Mustafa Aydemir'in ve Ramazan Kar kardeşimizin çalışmalarının önemli olduğunu düşünüyor, kendilerine çok şeyler borçlu olduğumuza inanıyor ve teşekkür ediyoruz. Bilgilerin bizlere ulaşmasında emeği geçenlere de teşekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz. Çanakkale Savaşı'nda, Çanakkale ve yöresinden sonra, çok önemli deniz savaşlarına sahne olan Antalya- Kaş- Kemer Ağva yöresidir. İlkokulda çalışırken her gün sabahları öğrencilerimizle birlikte söylediğimiz andımızın içindeki şu iki cümle beni çok etkiler. Orada sevgi ve duyguların en yücesi saklıdır. İşte ilkem: "Yurdumu Milletimi Öz-Ün/Men Çok Sevmektir. Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun." Bakın bu sözler günün anlam ve önemini ne güzel ifade ediyor. Bu gün bu salonda anlatılmaya çalışılan kahramanlıkların, yüz yıl önce bile olsa, yukarıdaki cümlenin anlamı içinde kucak kucağa, sarmaş dolaş oldukları apaçık görülmektedir. Şimdi; sizlere tarihin karanlık derinliklerinde kalmış, unutulmaya yüz tutmuş, Türk'ün kahramanlık hikâyelerinden birisi olan Meis baskınını aktarmaya çalışacağım. 13 Aralık 2017 yılında Antalya Kemer'de Sericebel Topçu Bataryası'nın dört çavuşundan birisi olan Nallıhanlı Durmuş Çavuşu (Savaşçıyı) eşimle birlikte tanıtıp sahneden indiğimizde bir arkadaşım kolumdan tutup, elindeki dosyayı bana uzatarak: "Hocam bunu size emanet ediyorum. Bu dosyadaki bilgileri en iyi siz değerlendirirsiniz." dedi. Dosyayı okuduğumda, içindeki bilgilerin çok önemli olduğunu gördüm. Sizlerin yararlanması düşüncesiyle kitap haline getirip tarihi belge olarak sunmayı uygun gördüm.  Dünya devletlerinin birlik olup, Anadolu'yu zapt edip, Anadolu'daki Türk varlığını yok etmeye yönelik olan Çanakkale Savaşı sırasında, Akdeniz'i koruma ve kollama ile görevlendirilen genç Zabit Mustafa Ertuğrul komutasındaki Sericebel Topçu Bataryası'nın tüm olumsuzluklara karşı koyarak kazandıkları başarıları kısaca anlatmaya çalışacağım. 1.Meis Baskını: Anadolu’daki orduyu Baş Komutan olarak Alman General Liman Won Sanders yönetiyordu. Komutan, Akdeniz sahilleri için tehlike teşkil eden Meis Adası'nın işgali kararını veriyor. Bunun için İzmir’de bulunan 15'lik Seri Sahra Obüs Bataryası ile komutasındaki Sericebel Topçu Bataryası'yla, genç Mülazım Mustafa Ertuğrul'u, Alman Binbaşı Şule idaresindeki bir Alman tayyaresini, Jandarma Mülazımı Muhittin Efendi komutasındaki 120 kişilik piyade bölüğünü ve bu taarruzun idaresini asıl mesleği papazlık olan Alman ihtiyat Mülazım Ezelberg'e veriyor. Şimitkolb ile Muvazzaf Binbaşı İdman da ayrıca görevlendiriliyorlar. Çok gizli bir emirle, Aydın'dan 991 nolu trenle Denizli'ye, oradan Acıpayam Elmalı yoluyla katırlarla yaya olarak Kaş'a geliyorlar. Mustafa Ertuğrul, daha ilk günlerde, aralarında anlaşmazlığa düşen Alman subaylarını dinlemeyerek, kendisine kışlada öğretildiği gibi hareket ediyor. Bundan sonrasını kendisinden dinleyelim. "Ben kimseye bakmaksızın, Kaş sırtlarında Meis e karşı toplarımı yerleştirdim. Meis'teki vaziyetleri izletmeye başladım. Konum ve taarruz konusunda Alman subaylarla uzlaşmaya varamadık. Aramızdaki pürüzleri gideremedik. Durumu Aydın’daki 21. Kolordu Kumandanlığına bildirdim. Aldığım emir üzerine kendi askeri ve mesleki bilgimle harekete başladım. Alman Binbaşı Şimilkolb ve Obüs Bataryası Komutanı Binbaşı İdman'la birlikte sözleşip komutayı üstlendim. Gözetlemelerim sırasında tam taarruz zamanını yakaladım. Güneşli bir pazar günüydü. Almanlara haber veremedim çünkü telefonum bozulmuştu".
"ATEŞ!" 9 Ocak1917 Pazar günü saat 13.00' ü geçiyordu. İlk dört mermi boşa gitti. Karşı taraf iki 10,5’lik topla ve 21'lik Fransız topuyla cevap verdi. Hep cephanelikten tarafı topa tutuyorlardı. Kaybedilecek zaman yoktu. Aralıksız atışa başladık. Geminin kıç tarafında delik açıldı. İnsanların telaşla alel acele gemiyi terk ettikleri, sokaklara, dağa doğru kaçıştıkları gözetlenebiliyordu. İngilizlerin, dünyanın ilk uçak gemisiyle birlikte 20'ye yakın savaş gemisini batırdık. Böylece Çanakkale Savaşı sırasında verdiğimiz şehitlerin sayısının 254 binde kalması sağlanmış oldu. Şehitlerimizin ve gazilerimizin ruhları şadolsun. Sevgili gençler, Yaşadığımız bu topraklar; Türk Yurdudur ve Türk Yurdu olarak kalacaktır. Herkesin topraklarımızda gözü olduğunu, zayıf tarafımızı yakaladıklarında bu güzelim Anadolu'muzun düşmanlar tarafından paylaşılmak isteneceğini asla unutmayalım. Sizler: Türkiye'mizin aydınlık geleceğisiniz. Gelecekte Türkiye'mizi sizler yöneteceksiniz. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetini ve eserlerini koruma görevini sizlere vermiştir. Onun vasiyetini yerine getirebilmek için Bu günden tezi yok, çok çalışıp cephelerde olduğu gibi, bilgi, beceri, sanat, tarım, sanayi, teknoloji alanlarında da önde olmaya çalışalım. Sizleri, başarıdan başarıya koşarken görmek istiyoruz; çünkü artık cephelerde savaşma, savunma yerine bilgi ve ekonomik işgal savaşları gerçekleştirilmektedir. Sizleri hep iş ve düşünce üreten kişiler olarak görmek istiyoruz. Yolunuz açık olsun. Sizlere tarihimizde pek çok örneğine rastladığımız bir davranış örneğini de aktarmadan geçemeyeceğim. Antalya'da, Kemer 68 hanelik köy iken, ilkokulunda eşimle birlikte görev yapıyorduk. 1985 yılı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması sonunda, paytak paytak yanıma yaklaşarak aslen Kemerli olan öğrenci velilerimizden merhum Arap Ramazan Amcanın anlattıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bundan tam yüz yıl önce, aç gözlü doyumsuz milletlerin, Türk Milletini yok etme çabaları karşısında, Askerlerimizin, fırsat ellerine geçtiği halde, gösterdikleri, insanlık davranışının en yüve noktasında, şefkat dolu davranışlarına dikkatlerinizi çekmek istiyorum. "12 yaşında vardım yoktum.Denizde batan düşman gemisinden, su yüzündeki can pazarını ve kurtarma çalışmalarını görmenizi isterdim." diye başlamıştı söze. Kucağında bir köpekle sahile çıkmaya çalışan kişinin bir taraftan da telaşeli telaşeli teslim işaretini verişini heyecanla anlatıyordu. Kıyıda yüzmeyi bilen balıkçı, Kara Veysel suya dalarak kıyıya yaklaşan yaralıları yakalayıp kıyıya çıkarıyordu. Veysel'in rengi kara olduğu için çoğu da korkuyor, ondan uzaklaşmaya çalışıyordu. Ayağı yere basan herkes teslim olduğunu ifade etme gayretindeydi. Kıyıya çıkan askerlerin ıslak elbiselerini çıkartıp, askerlerimiz sırtlarındaki kaputlarını çıkarıp sarıyorlardı. Köylüler yiyecek getirip onları doyurmaya çalışıyordu. Beycikli yaşlı Hacçe Nine başındaki yazmayı çıkarıp yaralıların derdine derman olmaya çalışıyordu. Kurtulan askerlerin denizde batan, düşman gemisinin askerleri olduğu söyleniyordu. Demişti. (Paris II Savaş gemisi) Batan Paris II Savaş Gemisinin Komutanı: Rollin. Kendisi aslen Fransız, sonradan Türk olan Piyerloti'nin yeğenidir. Kemer köyodasının sıcak ocağı karşısında, Mustafa Ertuğrulla samimi konuşmaya başlar. Boğuk bir sesle: "Dünyanın en asil ve mert Milleti Türklerdir diye Piyer Loti anlatır dururdu. Şimdi bugün burada gerçek olduğunu yaşayarak anladım". der. Yıllar sonra Arap Ramazan Amca'nın anlattığı olayın içinde kendimi buldum. Bilgi edindikçe tüylerini diken diken oluyordu. Anlatılanlar, askerlerimizin ve çevredeki halkın daha 7-8 dakika önce kin, nefret ve hırsla birbirlerini öldürmeye çalışan iki düşman devletin askerlerinden başkası değildi. Kurtarılmaya çalışılanlar, batmaya başlayan Fransız Paris II Savaş Gemisinin mürettebatının ta kendisiydi. 13 Aralık 1917 kurtarılan esirler Antalya'ya götürülür. İkinci geceyi Antalya Kiremithanede geçirirler. 3. Gün yaralılar hastaneye yetiştirilir. Antalya girişinde halk Mustafa Ertuğrul'u ve esirleri davul zurna ile karşılar. Niçin sevinçli, neşeli görünmüyorsunuz? sorusuna Mustafa Ertuğrul; "Yaralı eserlerin acısı karşısında hürmeten sevincimizi açığa vuramıyoruz." diyen centilmen komutan, "Biz Türkler savaşta öğünmeyi acizlik sayarız" deme yüceliğini göstermiştir. İşte bu ifadeler, yaşanan olaylar karşısında takınılan tavır, Türk Milletinin üstün olma ve yücelik özelliklerindendir. Buyurun Sizlere bir yücelik örneği daha: Savaş alanlarında bir ulusun kahramanlar' ancak böyle yüceltilebilir. Çanakkale Savaşı bitmiştir. Montros Barış Antlaşması gereği Anadolu'daki Türk askerlerinin tümünün silahlarının toplatılması, toplarının kamalarının sökülmesi kararlaştırılmıştır. 9 Ocak 1917 tarihinde Meis Adası Limanı'nda, Mustafa Ertuğrul komutasındaki Sericebel Topçu Bataryası tarafından gemisi batırılan, İngiliz General Charles Rumney Samson müttefik orduları komutanıdır. Komutan denetleme yapmak üzere Aydın'a gelmiştir. Denetleme sırasında karşısında Mustafa Ertuğrul'u görür; duraklar, yanındakilere bir şeyler mırıldanır. Askeri eda ile: "Gösterdiği kahramanlıklardan dolayı bu bataryanın toplarının kamalarının söktürülmesi askeri şerefe aykındır."diyerek Sericebel Topçu Bataryası'nın dört topunun kamaları söktürülmemiştir. İşte: Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı'nı, bu kamaları söktürülmeyen dört topla, Türk Milletinin azim ve iradesi sayesinde kazanmıştır. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, Sericebel Topçu Bataryası'nın genç Zabiti Mustafa Ertuğrul' a, Sericebel Topçu Bataryası'nın çavuşları Burdur Balsaray'dan Halil İbrahim Günaydın, Ankara Nallıhan'dan Durmuş Çavuş(Savaşçı), isimleri bilinmeyen çavuşlardan Isparta Senirkentli, Urfalı çavuşlara, kahraman askerlerimize dün ve bugün savaşlarda göğüslerini siper eden yiğitlerimize, tüm kalbimizle minnetlerimizi sunuyoruz. Ahirete intikal edenlere rahmet, sağ olanlara sabır ve sağlıklar diliyoruz. Yuvalarımız, yurdumuz, dünyamız güzellikler içinde olsun! “dedi.
 
Editör: TE Bilisim