KAŞ’TA ÖĞRETMENLER 1 GÜNLÜK İŞ BIRAKTI
Kaş’ta öğretmenler Öğretmenlik Meslek Kanununa karşı eylem gerçekleştirerek 1 günlük iş bıraktı. Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen ve Eğitim Sen Sendika Temsilcileri olmak üzere 3 sendikanın ortak karar alması üzerine sendikalara üye öğretmenlerin katıldığı 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirerek basın açıklaması yapıldı. 2 Kasım Çarşamba günü saat 14:00’te Kaş Cumhuriyet Meydanında toplanan 3 sendika temsilcileri ve üye öğretmenlere vatandaşlarda eylemlerine destek verdiler. Ortak basın açıklaması düzenleyen 3 sendika temsilcileri ve bir günlük iş bırakma eylemine katılan sendikaya üye öğretmenlerin gündeminde, Öğretmenlik Meslek Kanununda öngörülen kariyer basamakları, enflasyon ve ekonomik kriz karşısında eriyen maaşlar, artan kiralar ve ulaşım giderleri sebebiyle yaşadıkları geçim sıkıntıları yer aldı.   
  Eğitim Sen Kaş İlçe Temsilcisi Önder Saraç yaptığı basın açıklamasında”MESLEK İTİBARIMIZ, HAKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN EĞİTİM EMEKÇİLERİ OLARAK BUGÜN İŞ BIRAKIYORUZ! Bugün, anayasal hakkını kullanan, meslek onuru için, çocuklarımızın geleceği için iş bırakan ve ülkenin bütün meydanlarında alanları dolduran eğitim emekçilerine selam olsun.  Kaş’ta da üç eğitim sendikası iradelerini birleştirdi ve haklı ve ortak talepleri için bir araya geldi. Selam olsun Eğitim İş’li ve Hürriyetçi Eğitim Sen’li dostlarımıza. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren, Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesine yönelik yoğun tepkilere rağmen,   somut bir adım atmayan bize kulaklarını tıkayan Milli Eğitim Bakanlığına da buradan alkışlarımızı yolluyoruz. Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaşlarla çalışmak zorunda kalan bizden başka bir meslek grubu yoktur. Öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklenmek eğitim sistemimize ne kazandıracaktır? Bütün bunları planlarken neden işin öznesi olan öğretmenlerin görüşünü almazlar. Bu kadar değersiz miyiz biz. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemi değildir. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimiz görmezden gelinmekte, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz yok sayılmaktadır. Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisinin, eğitim alanında örgütlü hiçbir sendikanın sessiz ve tepkisiz kalması beklenemez. Buradan bütün eğitim emekçilerine sesleniyoruz. Sizin derdinizi dert etmeyen sendikalarınızla vedalaşın. Emeğin birleşik cephesini birlikte örelim. Taleplerimiz açık. Taleplerimiz çok net; 19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edin, Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğini ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödeyin,Tüm eğitim emekçilerine, yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin yeni bir düzenleme yapın, Kamuda mülakat uygulamasına son verin, Tüm eğitim emekçilerine, sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirin,Vergi dilimi adaletsizliğine son verin, Öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alın ve kamusal eğitim sağlayın. Şu bilinmeli; Bu talepler ve uyarılar dikkate alınmadığı takdirde, 2 Kasım iş bırakma eylemimiz bir başlangıçtır. Yılmayacağız, geri adım atmayacağız ve sonuç alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugüne dek görmekteyiz ki Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında örgütlü sendikaların sesini duymamakta ısrar etmekte, bugüne kadar her konuda olduğu gibi, Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda da bildiğini okumayı sürdürmektedir. Kaldı ki bu sınav bir kariyer, bir mesleki statü sınavı da değildir. Öğretmeni önce yoksullaştır, muhtaç hale getir, sonrasında da 600 sayfalık bir pdf çıktısından sorumlu olduğu ve kazanırsa ek para alabileceği bir sınava sok. Bu sınavın adı kariyer değil, olsa olsa ‘öğretmen bursluluk sınavı’ olur. Öğretmenlerin temel haklarını, ekonomik taleplerini ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim emekçisinin mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi ve nitelikli bir eğitim verebilmesi mümkün değildir. Eğitim emekçilerinin ihtiyacı kariyer değil, insanca yaşayacak ücret, sağlıklı çalışma koşulları ve güvenli gelecektir. Eğitim Sen, kariyer basamakları sınavının iptali, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret artışı, güvenceli iş, kamusal ve demokratik ve laik eğitim mücadelesini sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir. Emekçiyiz haklıyız kazanacağız!”dedi.  
Hürriyetçi Eğitim Sen Kaş İlçe Temsilcisi Muhsin Yıldız yaptığı basın açıklamasında” DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI, FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR, DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIMIZ; Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun meslek itibarımıza uygun şekilde revize edilmesi, Kariyer Basamakları Sınavı’nın iptali ve ekonomik taleplerimiz için aylardır sesimizi yükseltiyor ve her platformda mücadele ediyoruz. Türk Milli Eğitim sisteminin ve öğretmenlerimizin makûs talihini değiştirmemiz artık kaçınılmazdır. Öğretmenlik Meslek Kanununun içeriğine karşı eğitim çalışanlarından ve kamuoyundan gelen tüm haklı tepkilere rağmen mesleğimize hakaret niteliğinde bir kanun hazırlanmış ve paydaşların fikri alınmadan alelacele kanunlaştırılmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanun’u 12 madde ve 2 sayfadan oluşmaktadır. 3600 ek gösterge ve kariyer basamakları dışında hiçbir düzenleme içermemektedir. Aylardır süren tepki ve itirazlarımıza rağmen, kanundan geri adım atılmaması üzerine 13 eğitim sendikası 14 Ekim’de Ankara’da bir araya gelmiştir. 13 sendikanın yaptığı toplantıda Ö.M.K’nin revize edilmesi ve eğitimin ve eğitim çalışanlarının kronikleşen sorunlarına çözüm için ortak hareket etme kararı alınmış ve kamuoyuna açıklanmıştır. Buradan hareketle; biz eğitim sendikalarının üye ve yöneticileri olarak personel rejimine dair tek bir kelimenin geçmediği, mesleki hak ve kazanımlarımıza bir getirisi olmayan aksine mesleki itibarımıza büyük bir tehdit unsuru olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı harekete geçtik. Bizler birer öğretmen sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının kronikleşen sorunlarına da karşı sesimizi yükseltiyor, irade gösteriyoruz. Değerli Basın mensupları, Kıymetli eğitim çalışanları Taleplerimiz gayet açıktır: Atılması gereken ilk ve zaruri adım, 19 Kasım’da yapılacak olan Kariyer Basamakları Sınavı’nın behemehâl iptal edilmesidir.  Çünkü bu düzenleme öğretmenlere yapılacak basit bir zammı bile sınav şartına bağlamakta ve itibarımıza kastetmektedir. Akabinde ise bizlere, eğitim paydaşlarına, hiç danışılmadan hazırlanan ve içeriği itibarıyla sırtımızdaki yükü daha da artıracak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu eğitim sendikalarının, eğitim çalışanlarının ve toplumun görüşleri de dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Ülkemizdeki gerçek enflasyonla eğitim çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü kamuoyunun malumudur. İnsanlık onuruna yaraşır yeterli ücret alarak çalışmak ve yaşamak anayasal bir haktır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır. Enflasyona göre vergi dilimleri yeniden düzenlenmelidir. 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetilmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir. Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile, çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.  Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, üretimden gelen gücümüzü kullanarak uyarı niteliğinde bir eyleme imza atıyor ve bugün, 2 Kasım’da, yani bugün 1 gün süreyle iş bırakıyoruz. Türk Milli Eğitim sistemi ve “Öğretmenlik Meslek Kanunu” dünya standartlarını yakalayana kadar mücadele ve her türlü eylemsellik sendikal hakkımızdır. Sizlerin de hakları için verdiğimiz bu mücadeleye, omuz vereceğinizi umuyoruz”diye konuştu.
Eğitim İş Sendikası Kaş İlçe Temsilcisi Cumali Özden Akanar ise yaptığı basın açıklamasında” Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür. Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz! Bugün “artık yeter!” demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi “ders vermenin”, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür! “Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. “Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir” dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!
  

Editör: TE Bilisim