Hz. Âdem’den bu yana devam eden kurban uygulaması, bizi Allah’a yakınlaştıran ibadetlerden biridir. Kurbanın anlamı sadece bayram günlerinde hayvan kesmek değildir. Aksine kurban; sadakatin, Allah’a itaat ve teslimiyetin göstergesidir. Gerektiğinde malımızı, canımızı ve bütün varlığımızı Allah yolunda feda etmenin sembolik bir ifadesidir. Bizler, Her kurban bayramında, Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in Cenâb-ı Hakk’a mutlak teslimiyetlerinin hâtırasını tazeleriz. Hayatımızın böyle bir iman, teslimiyet ve samimiyet üzerine inşa edilmesi gerektiğini yeniden hatırlarız. Yüce Rabbimiz kurbanlarımız hakkında şöyle buyuruyor: “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır…” 1 hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Âdemoğlu kurban bayramı günü Allah’a kurban kesmekten daha sevimli gelen bir amel işleyemez…” 2 Kurban, her şeyden önce Rabbimizin rızasını kazanmak ümidiyle eda ettiğimiz bir ibadettir. Meşruiyeti Kur’an ve sünnetle sabittir. Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık...”3 Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de hicri ikinci yıldan itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kesmiştir.4 Kurban; Mümine Allah rızası uğrunda paylaşma, ihtiyaç sahibine el uzatma alışkanlığı kazandırır. Onu cimrilikten, dünya malının esiri olmaktan kurtarır. Komşuları, akrabaları, dostları hâsılı bütün müminleri birbirine bağlar ve kaynaştırır. Bizi, binlerce kilometre uzaktaki kardeşlerimizle yakınlaştırır, bütünleştirir, ümmet olmanın şuuruna erdirir. Bir defasında, kestiği koyundan geriye ne kadar et kaldığını sormuş Hz. Peygamber, Âişe validemizin kendilerine sadece bir kürek kemiği kaldığını söylemesi üzerine “Ey Âişe! Desene bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu”5 buyurmuştur. Allah Resulü (s.a.s.)’in şu hadisinde“Kim bir Müslüman’ın dünya sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve ahirette onun işlerini kolaylaştırır…”6 Biz inanıyoruz ki, verdiğimiz bir hisse kurban, binlerce belki milyonlarca dua olarak aziz milletimize geri dönmektedir. Yetimlere, gariplere, şehrin en ücra köşesindeki kimsesizlere, kamplardaki mültecilere gönül sofraları kurmak için biz de bu hayır kervanına katılalım. Bizden yardım bekleyen ümmeti yalnız bırakmamak için bu muhabbet yolculuğuna destek olalım. Bir defasında, kestiği koyundan geriye ne kadar et kaldığını sormuş HzPeygamber ,Âişe validemizin kendilerine sadece bir kürek kemiği kaldığını söylemesi üzerine “Ey Âişe! Desene bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu”5 buyurmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte çeyrek asırdır yurtiçi ve yurtdışında vekâlet yoluyla kurban kesim organizasyonu düzenlemektedir. Fedakâr ve cömert milletimizin emaneti olan kurbanlar, İslami usullere uygun şekilde kesilerek ülkemizdeki ve dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize ulaştırılmaktadır. “Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş” şiarıyla başlatılan bu yılki vekâletle kurban organizasyonuna bağışlar Arefe günü akşamına kadar devam edecektir. Kurban ibadeti bizlere Bayram sevinci yaşatır. Bayramlar, hayat yolculuğumuzda Rabbimizin bize lütfettiği kardeşlik ve neşe mevsimleridir. Bayramlaşmalar toplumda kardeşlik ruhunun pekişmesi için en güzel vesilelerdir. Bayramlaşmanın ilkini, bizden hayır dua bekleyen, kabristanların mahzun selvileri altındaki geçmişlerimizle yapmalıyız. Kur’anlarla, dualarla onların ruhlarını şâd etmeliyiz. Ardından neşe ve sevinci unutmuş mahzun gönüller ve muzdarip yürekler, çaresiz ve yalnız kimselerle bayramlaşmalı, bayram sevincimizi onlarla paylaşmalıyız. Çocuklarımızı sevindirirken, kendilerini sevindirecek bir anne-babadan mahrum, öksüz ve yetimleri hatırlamalıyız. “Hangi birine yetişeyim” gibi mazeretlere sığınmadan şefkat elimizin ulaşabildiği herkese bayram sevincini yaşatmalıyız. Böylece Efendimiz (s.a.s)’in, “Müslüman kardeşini sevindirmen mağfiret vesilesidir.”3 müjdesine kavuşmanın gayretinde olmalıyız. Bayramlar, sıla-i rahim yapmaktır. İslâm kardeşliğini vatan ve toplum sathında yaşatmaktır. “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin...”4 ilahi emri gereği dargınları barıştırmaktır. Yoksulları, kimsesizleri, hasta ve muzdaripleri sevindirmektir. Bayramlar hediyeleşmektir. Özellikle çocukların yüzünü hediyelerle güldürmek ve onların şuur altlarına bayramın ruhunu yerleştirmektir. Bayramlar, gönül kazanma seferberliğidir. En değerli hazine olan insan gönlüne girmektir.Unutmayalım ki gerçek bayram, bayram ettirdiği mahzun gönüllerden Hak katına yükselecek makbul bir dua ile bayram tebriğini Allah’tan alan diğerkâm, fedakâr, cömert ve gayret ehli müminlerindir. Canını, malını ve bütün varlığını Hakkʼa adayarak ahirette ebedî kurtuluş müjdesine erenlerindir.
Allah hepinizi, hepimizi o bahtiyarlardan eylesinYüce Rabbimiz kurbanlarımızı dergahı izzetinde kabul buyursun.2019yılı mübarek Kurban Bayramı vatanımız ,gönül coğrafyamız ve bütün insanlığa hayırlara vesile olsun.Bayramımız mübarek olsun.
1 Hac, 22/37.
2 Tirmizî, Edâhî, 1.
3 Hac, 22/34.
4 Tirmizî, Edâhî, 11.
5 Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 33.
6 Ebû Dâvûd, Edeb, 60
5 Münzirî, el-Terğîb ve’t-Terhîb, III, 346; Suyûti, el-Câmiu’s-Sağır, Hadis no:2500.
6 Hucürat, 49/10