Antalya’nın Kaş İlçesi Pınarbaşı Mahallesi imamı iken, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevine son verilen Ahmet Muhsin Tüzer’e mahkemeden kötü haber geldi. Ahmet Muhsin Tüzer’in daha önce yürütmeyi durdurma kararının reddinden sonra, bu kez açtığı göreve iade davası da, Antalya 4. İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Karar, 9 sayfalık gerekçe ile Ahmet Muhsin Tüzer’e gönderildi.

   Davanın reddedilmesi ile tam bir şok yaşayan Rockçu İmam Ahmet Muhsin Tüzer; önce yürütmeyi durdurma kararının reddedilmesinin ardından Konya İdare Mahkemesi’ne yaptığım itirazda 22 sayfalık bir savunma verdim. Bu savunma Antalya 4. İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Hakkımda verilen kararda, bu dilekçemdeki itirazların hiç birine yer verilmemiş. Verilen kararda mahkeme sanki bir hukuk mahkemesi değil, dini hükümlere göre karar veren bir mahkeme gibi karar vermiş. Daha önce baskı ile aleyhimde şahitlik yapan şahitler, ifadelerini vicdanlarının sesinin dinleyerek değiştirmişlerdi.

Bunların hiç biri dikkate alınmamış.Normal İdare Hukuku ve ahlaki düşünce sistematiği içinde düşünüce yüzde yüz kazanacağımı düşündüğüm bir davayı kaybetmem, ülkemizdeki hukuka, özellikle de idare hukukuna vurulmuş bir darbedir. Bu davanın sonucu ülkemizde hukukun geldiği noktanın çok acı bir göstergesidir. Mahkeme kararını okurken acaba Suudi Şeriat Mahkemesi’nin verdiği bir kararı mı okuyorum diye düşündüm. Bu kararla bir din adamı olarak sarsıldım. Millet, devlet, din ve değerlerimiz uğruna sürekli hizmet eden, tanıtım yapan, vermiş olduğu hoşgörü ve sevgi mesajları ile milyonlarca insana ulaşan, olumsuz algı ve imajı kırmış, gençlerin gönüllerine girmiş, her platformda farklı insanlarla diyalog kurabilen bir insan olarak haksız bir muameleye uğradım. Çok sevdiğim imamlık mesleğinden ihraç edilmemin asıl nedeni, Rock Müziğe olan sevgimdir.

Yaklaşık 6 yıl önce Kramp Grubu’nun gitaristi ve aynı zamanda bestekârı Doğan Sakin ile kurmuş olduğumuz Friock ismindeki Rock grubunun üyelerinden birisinin imam olması, dünyada büyük ses getirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı başından beri beni engellemek, susturmak için büyük çaba sarf etti. Ama başaramadı. Yeni diyanet İşleri Başkanı’nın göreve başlaması ile birlikte 98/ b maddesi ile beni meslekten ihraç ettiler.

Amirinden izin almaksızın konser verdi dediler. Kaş Kaymakamı Bilgihan Bayar’dan yazılı izin aldım. İzin belgesini sundum. Kaş Belediyesi’nden konser karşılığı ücret almadığımı belge ile sundum. Özellikle ticari faaliyette bulunmak için ikindi namazlarını kıldırmadığım yalanını uydurdular. Cami Denetim Defteri’nde her şey kayıtlı. Şu ana kadar yurt içinde 6–7 konser, yurt dışında 3 konser verdim. Kaş’ta sık sık konser verdiğim tamamen yalan. Hakkımda uydurulan yalanların hepsi uydurma. Edison cennete gider demedim. İnsanlığa yapmış olduğu olağanüstü buluş sayesinde cennete gitmesini umuyorum dedim bir sohbette. Ancak kimin cennete gideceğini Allah bilir dedim. Bazı imam arkadaşlarımla çay içerken yaptığım sohbetlerde yaptığımız konuşmalar, sohbetler uydurularak, katlanarak hakkımda iftiraya dönüştürüldü. Yaptığımız sohbetler çarpıtıldı. Yalan beyanlarla süslenerek, hakkımda linç kampanyasına dönüştürüldü. Şöhrete kavuşmak için çok sevdiğim mesleğimi kullandım iddiası tam bir saçmalık. Yaptığım işle hem yurt içinde, hem yurt dışında takdir topladım. İslam dininin doğru biçimde tanıtılmasına katkı sağladım. Ülkemi tanıttım. Dünyanın her yerinden gelen basın kuruluşlarına verdiğim röportajlarla ülkemi ve Yüce İslam Dini’ni tanıttım. Benim takdir edilmeme gerekirken mesleğimden edildim. Aç ve açıkta bırakıldım.

Benim hayatım Kuran’dır. Kuran’ı Kerim’i güzel okuma yarışmalarında Ege Bölgesi birincisi, Türkiye 4. Oldum. Ayrıca İmam Hatip olma sınavlarında yüksek puanlar alarak mesleğe girdim. Ama Diyanet İşleri Başkanlığı Müfettişi Adem Gerlegiz’in yaptığı yanlı ve kasıtlı bir soruşturma ile bugünlere geldim. Davanın peşini bırakmayacağım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğim. Bu yanlış karar bir yerden dönecek dedi.
Editör: TE Bilisim