Antalya Valisi Münir Karaloğlu, “Antalya'da aslında bizim yaptığımız seracılık değil, örtüaltı üretim. Son dönemde güneş olmayınca, havalar soğuk olunca yediğimiz domatesin tadı da, rengi de yok" diyerek, seraların modern hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Ticaret Borsası'nın (ATB) 'Kent Buluşmaları' toplantısının konuğu oldu. ATB'de düzenlenen toplantıda Vali Münir Karaloğlu, ATB Başkanı Ali Çandır, ATB Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci, yönetim kurulu ve meclis üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıda ATB Başkanı Çandır, Vali Karaloğlu'na sektörün taleplerini iletti.

‘TOPRAĞA İHTİYACIMIZ VAR'

Çandır, Antalya'nın Türkiye'de üretim becerisi en gelişmiş kent olduğunu belirterek, “Bunu ekonomiye yansıtmak, katma değer yaratmak için tıbbi ve aromatik bitkiler, yaş meyve sebze, süs bitkileri üreticilerimiz yatırım yapmak istiyor. Antalya'da en pahalı şeylerden biri toprak, arazi. 300-400 bin liraya 1000 metrekare alıp üzerine aynı miktarda yatırımla işletmeye dönüştürmek ekonomik değil. Onun için yatırımcımız ya dışarıya kaçıyor ya da vazgeçiyor. Hazineden yatırımları hayata geçirmek için hazineye ait arazilerin envanterinin verilmesi ve tahsisi için desteğinizi bekliyoruz. İlk yaptığımız talep toplamda yaklaşık 15 bin dönüm üretim yapacak, 3 yılda 5 bin kişiye istihdam sağlayacak, 40-50 milyon dolarlık ihracat yapacak yatırımcı hazır ve toprağa ihtiyacımız var" dedi.

'TÜRKİYE'Yİ DOYURAN BİR ŞEHİRDE YAŞIYORUZ'

Sektör temsilcilerinin sorularını da yanıtladığı toplantıda Vali Karaloğlu, Antalya'nın turizm kadar tarım şehri de olduğunu belirterek, “Sadece yıllık 14-15 milyon yabancı, 3-4 milyon yerli 20 milyona yakın ziyaretçiyi değil, Türkiye'yi doyuran bir şehirde yaşıyoruz. Antalya tarımı bilen ve diğer şehirlere göre çiftçisi daha bilinçli olan bir şehir" dedi.

SERA ATIKLARINI BERTARAF ETMELİYİZ

Antalya'da tarım sektörünün gelişmesi, zararlıyla mücadelenin daha bilinçli yapılması için tarım ve orman il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odaları ve borsalarla çalışmalar yapıldığını anlatan Karaloğlu, Tuta absoluta, Akdeniz meyve sineği gibi zararlılarla ilgili çiftçilere eğitim destekleri verildiğinden bahsetti. Zararlılarla ilgili en büyük sorunlardan birinin sera atıklarının bertarafı olduğunu kaydeden Karaloğlu, “Bunu senelerdir konuşuyoruz ama bir türlü sera atıklarının bertaraf edilmesini sağlayamadık. Bunu her sera sahibinin tek başına bertarafı da mümkün değil. Ortak akılla bölgesel çözümler üretebiliriz. Mutlaka bunu kent olarak çözmemiz lazım" diye konuştu.

BİRİKEN ATIK ZARARLININ YUVASI

Sera atıklarının bertaraf edilmemesi, biriktirilmesinin şikayet edilen zararlıların kışlık yuvası olduğuna dikkat çeken Karaloğlu, “Atıkların altında kışı geçirsin, yazın yine gelsin serama bana zarar versin diye zararlının yaşamasına ortam oluşturuluyor. Çiftçiye bunu çok iyi anlatmamız lazım. Bazı çitçilerimiz bunu yakarak yok etmeye çalışıyor, o da doğru değil, her sene sera atıklarının yakılmasından dolayı orman yangınlarını görüyoruz. Onun için bunu mutlaka biyolojik metotlarla yok edecek bir mekanizma oluşturmamız lazım" dedi.

500 GENÇ KÖYE DÖNDÜ

Antalya'da geçen yıl tarım sektörüne 90 milyon TL'lik hibe destek sağlandığını da kaydeden Vali Karaloğlu, özellikle köylerde genç nüfusun tarımsal faaliyetlerde yer alması için yapılan çalışmalara dikkat çekti. Kırsalın boşaldığı, artık genç nüfus kalmadığını belirten Karaloğlu, “Yaş ortalamamız çok yüksek, köylere gidiyorum neredeyse yaş ortalaması 60'lara dayanmış, 60 yaşına gelmiş insanla tarımsal faaliyeti sürdürme şansınız yok. Hükümetimiz bu noktada genç nüfusu tekrar kırsala döndürmek ve tarımsal faaliyetlerin içine koyabilmek için 2017-2018'de destek programları uygulandı ve Antalya'da yaklaşık 15 milyon TL hibe verildi. Yaklaşık 500 gencimiz bu hibelerden istifade etti ve kırsala dönüp tarımsal faaliyetlerin bir parçası haline gelmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

'YEDİĞİMİZ DOMATESİN TADI DA RENGİ DE YOK'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın geçen haftaki ziyaretinde tarım sektörüyle ilgili önemli mesajlar verdiğini de hatırlatan Karaloğlu, “Antalya'da aslında bizim yaptığımız seracılık değil, örtüaltı üretim. Son dönemde güneş olmayınca, havalar soğuk olunca yediğimiz domatesin tadı da, rengi de yok. Bu doğal bir şey değiştirme şansımız yok. Güneşi doğdurma şansımız yok ama seralarımızı daha nitelikli hale getirebiliriz. Hükümetimiz de bunun farkında, Türkiye'de çok ciddi bir örtü altı üretimi ve sera potansiyeli var. Bu seralarımızı daha teknolojik hale getirebilirsek, daha sera mantığıyla hareket edebilme noktasına taşıyabilirsek örtü altı üretimini artırabileceğimizin hükümetimiz de farkında. Bunun için önce finansman modellerinin çözülmesi gerekiyor, çiftçinin nasıl destekleneceği ve korunacağı konularında çalıştıklarının müjdesini verdi" dedi.

ÜRETİM VE TÜKETİM HALLERİNDEKİ KOMİSYONCUNUN FARKI

Vali Karaloğlu, Antalya gibi üretim hallerindeki komisyoncuları ilgilendiren önemli bir açıklamada bulundu. Bakan Albayrak ile ATSO Başkanlık makam odasındaki görüşmeyi anlatan Vali Karaloğlu, “Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel, sayın bakana bir şeyi çok iyi anlattı. Üretim hallerindeki komisyonculukla, tüketim hallerindeki komisyonculuğun aynı şey olmadığını, aslında üretim hallerindeki komisyonculuğun üretimin çok önemli bir parçası olduğunu ve ikisine aynı şekilde bakılmaması gerektiğini, yasal düzenlenme yapılırken farklı değerlendirilmesi gerektiği noktasında bilgi verdi. Sayın bakanımız da 'Bu farkı bu kadar net sizin anlatımınızla anlayabildim. Ankara'ya döndüğümüzde yasal çalışmalarda bunu değerlendireceğiz' dedi. Antalya bir üretim şehri, buradaki halde oluşan fiyat nihai değil, nihai fiyat ya İstanbul ya da Ankara'da oluşuyor. Onun için onun ayrıştırılması gerektiği noktasında sayın bakanımız bilgilendirildi" diye konuştu.

YÜKSEK GERİLİM HATLARI ALTINDA TIBBİ AROMATİK BİTKİ ÜRETİMİ

Tarım sektörünün hazine arazi talepleriyle ilgili envanter talebi hakkında çalışma yapılacağını da dile getiren Vali Karaloğlu'ndan sektör temsilcileri elektrik hatlarının altında istimlak edilen özellikle boşaltılmış orman arazilerinin tıbbi ve aromatik bitki üretimi için tahsisi konusunda talepte bulundu. Bunu ilk defa duyduğunu dile getiren Vali Karaloğlu, “Çok mantıklı bir talep. Orada başka bitki büyümesine engel olacağı için yangına karşı da önemli. Hem ortamda yeşillik sağlanacak hem de koruculuk da yapmış olunacak" dedi.

TARLADAN MUTFAĞA YÜZDE 30 KAYIP

Tarladan çıkan ürünün pazar ve marketteki fahiş fiyat farklarıyla ilgili soruları da yanıtlayan Karaloğlu, yeni hal yasasındaki hedefin kaliteli üretim ve bu ürünleri en uygun fiyatla son tüketiciye ulaştırmak olduğunu söyledi. Şu an Türkiye'de üretimden tüketiciye kadarki zincirin tam çalışmadığını söyleyen Karaloğlu, “Tarladan çıkan ürünümüz vatandaşın mutfağına girinceye kadar yüzde 30 kaybımız var. Dolayısıyla fiyat artıyor. Bu zinciri düzenleyerek dünya standartlarına yani yüzde 5-7'lere kaybı getirdiğinizde yüzde 25'lik fiyat avantajı oluşacak" dedi.

SOĞUK ZİNCİR

Soğuk zinciri tam oluşturmadıktan sonra bu işin daha çok konuşulacağını belirten Karaloğlu, “Neden tarlada 1 lira, pazara indiğinde 3 lira, markete girdiğinde 6 lira, bunu daha çok konuşuruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da konuşmasında vardı, marketlerde fiyatlar döviz yükselince yükseliyor da düşünce niye düşmüyor serzenişi. Ama hedef kaliteli üretim ve en uygun fiyatla son tüketiciye ulaştırabilmek. Artık bizim yaş sebze meyveyi kömür, bilmem ne taşıdığımız kamyonlara yükleyip üzerine branda atıp seyahat ettirmememiz lazım. Belli soğutma sistemleri olan taşıma zinciriyle nakletmek lazım, alım satımı elektronik ortamda, çağdaş borsa sistemleri oluşturulmalı" dedi
Editör: TE Bilisim