LIV Hospital Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Özkara Hipertansiyon yani yüksek tansiyon değerleri'nin artık gençlerdede yaygın olarak görüldüğünü belirterek ; " Ülkemizde de 25-40 yaş arası gençlerde hipertansiyon görülmektedir. Bizde de benzer şekilde genç hipertansiflerin en az yarısının durumun farkında olmadıklarını ve/veya tedavi almadıklarını söylemek mümkündür." açıklamasında bulundu.

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Özkara açıklamasının devamında şunları söyledi; 

"  Hipertansiyon yani yüksek tansiyon değerleri, toplumda yaygın olarak görülen sağlık problemleri arasında yer alıyor. Genç bireylerde tansiyon değerlerinin sürekli ölçümlerde ortalamasının 12 üzerinde 13 civarında seyretmesi durumunda hipertansiyon olarak adlandırılması ve ona göre önlem alınması doğru bir yaklaşım olarak kabul görüyor. Tedavi edilmediği sürece beyin kanaması, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi ciddi sorunlara neden oluyor. ABD'de yapılan bir araştırma, nüfusun en büyük kısmını oluşturan 25-44 yaş arası bireylerin yaklaşık %20'sinin hipertansiyonu olduğunu, %27'sinin ise farkında olmalarına rağmen tedavi almadıkları gerçeğini ortaya koymuştur. Ülkemizde de 25-40 yaş arası gençlerde hipertansiyon görülmektedir. Bizde de benzer şekilde genç hipertansiflerin en az yarısının durumun farkında olmadıklarını ve/veya tedavi almadıklarını söylemek mümkündür.

Etkenler: Obezite Ve Stres

Hipertansiyona yol açan birçok faktör olduğuna dikkat çekerek, özellikle obezitenin en önemli nedenlerinden birisidir.Yapılan araştırmalar yüksek tansiyonla aşırı kilo arasında çok yakından bir ilişki olduğunu gösteriyor. Hipertansiyonun aşırı tuz alımı ile de ilgisi vardır. Bunun dışında sigara içme, alkol kullanımı ve stres yüksek tansiyonu tetikleyen faktörler arasındadır.

Tansiyonunuzu düzenli aralıklarla takip edin

Özellikle 40 yaş üzeri bireylerin tansiyon değerlerini düzenli aralıklarla takip etmeleri konusunda uyararak, tansiyon değerlerinin düzenli aralıklarla takip edilmesi olası problemlerin önlenmesi adına önem kazanmaktadır. Bu takibe bağlı olarak hangi değerlerde ilaç tedavisi yapılması gerektiği doğru bir şekilde tanımlanır ve tedavi protokolleri de buna göre oluşturulur.Tansiyon değerinin tek bir ölçümle yüksek saptanmış olması hemen yüksek tansiyon hastası tanısı koymak için yeterli değildir. En az bir hafta süreli ile gün içinde birkaç kez tansiyon değerlerini ölçülmesi ve değerlendirilmesi ile tanıya varılır.

Tuz tüketimini azaltın, düzenli egzersiz yapın

Hipertansiyonu önlemede yaşam değişikliğinin önemine işaret ederek, tuz tüketiminin azaltılmasını ve düzenli egzersiz yapılmasını önererek şu tavsiyelerde bulunmak istiyorum. Birincisi alınan tuz miktarını ciddi oranda azaltmak gerekiyor. Hipertansiyon hastalarının yemeklerine ekstra tuz atmamaları ve günlük tükettikleri tuz miktarını azaltmaları gerekiyor. İkincisi mutlaka egzersiz yapmaları gerekiyor. Egzersizler de kas geliştirme şeklinde değil, daha çok yürüyüş, koşma, tenis, aerobik ve yüzme gibi egzersizler şeklinde yapılmalıdır. Alkol alımının da kısıtlanmasını ve sigaranın da bırakılmasını öneriyoruz. Tüm bunlar tansiyonu yükseltecek önemli faktörler. Şişmanlıktan kaçınmak, kilo almamaya özen göstermek gerekiyor, günümüz insanının en büyük problemi daha az hareket etmesi daha fazla kalorili beslenmesi. Bu da tansiyon yüksekliğine neden oluyor. Hipertansiyon hastaları şişmanlıktan kaçınmalı, sigarayı bırakmalı ve alkolü azaltmalı. Tuz azaltılmalı ve bol bol hareket edilmeli.

Tedavinizi yarıda bırakmayın!

Yüksek tansiyon ortaya çıkmışsa ve doktor ilaca başlamışsa o ilacın hiçbir şekilde kesilmemesi gerektiğini vurgulayarak, ilaç kullanmak zorunda olan tansiyon hastaları tedavilerini yarım bırakabiliyorlar. Buda, beyin kanaması, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi problemlere yol açabilir. Hipertansiyon tanısı konulmuş hastaların doktorlarının önerilerini dikkatle uygulamaları, ilaçlarını hiç kesmeden doktor tavsiyesi ile ömür boyu kullanmaları gerekiyor, uyarısında bulunuyorum.
 
 
 
Editör: TE Bilisim