Antalya’nın Kaş İlçesinde Kaş Belediyesi, Kaş Sağlık Grup Başkanlığı ve Toplum Sağlığı Merkezi ile İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından müşterek olarak “ Gereksiz İlaç Kullanımı ve Akılcı Antibiyotik Kullanımı “ konulu Konferans düzenlendi. Konferans Belediye toplantı salonunda gerçekleşti. Konferans öncesi katılımcılara bilgilendirme amaçlı tanıtım broşürleri dağıtıldı.
 
 
Toplantıya Kaş Belediyesi Başkan Yardımcısı Lütfi Öztürk, Türk Hava Kurumu İlçe Başkanı Durali Kolak, İlçe Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü Osman Murat Erdoğan, Kaş Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ali Evren, Kaş Belediyesi Zabıta Amiri Ferhat Güngör ile Vatandaşlar katıldılar.
 
Konferans’a konuşmacı olarak Kaş Sağlık Grup Başkanlığı ve Toplum Sağlığı Merkezi’nden Dr. Sermet Engin, Dr. Ayşe Çeliker, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden Veteriner Hekim Hamza Genç ve Ziraat Mühendisi Hakan Gölgen katıldılar.
 
Konferansın açılış konuşması Dr. Sermet Engin tarafından yapıldı.Dr. Engin toplumda çok yaygın olan gereksiz ilaç kullanımının çok can alıcı bir sorun olduğunun altını çizerek konuyla ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Sermet Engin şunları söyledi; “ Bu toplantıda gereksiz ilaç kullanımının azalmasına katkı sunmayı amaçlıyoruz.Çok yaygın olarak İnsanlar, hayvanlar ve bitkilerde yoğun bir ilaç kullanımı söz konusu.Bu ilaç kullanımı gereksiz olduğunda büyük zararlara yol açıyor. İlaç dediğimiz şey, arka planına baktığımızda, ham maddesine baktığımızda bir zehirdir.Gerçeği ve özü budur.Ham maddesi zehirdir.Dolayısı ile iyi bir ilaç diye bir şey yoktur aslında.Toplumdaki en büyük yanılgı budur. Güzel ilaç, iyi ilaç diye bir şey yoktur. Hekimin,Veterinerin veya bir Ziraat Mühendisinin önerdiği ilaçların hepsi birer zehirdir.Bu kullanılan kimyasal maddeye, bu zehire  ilaç diyebilmemiz için kullanıldığı yerde ve zamanda, yararının zararından fazla olması gerekir ki; ilaç olsun.Eğer bizim kullandığımız bir zehirin bir kimyasal maddenin, onu önerdiğimiz ve kullandığımız anda ve sürede zararı yararını aşıyorsa, bu ilaç değildir. İlaç olarak üretilmiş olsa bile ilaç değildir.İlaç olabilmesi için bir şeye çare olmalıdır.Eğer biz bu kimyasal maddeyi kullandığımız anda ve zamanda zararı faydasından fazlaysa, biz zehir kısmını kullanıyoruz. Kimyasal bir maddenin ilaç olabilmesi için, laboratuar ve fabrikalarda bir zehiri ilaç haline getirebiliyoruz. Nasıl oluyor bu? Bir kimyasal madde alınıp, bitkilerde, hayvanlarda ve son olarak çok kontrollü olarak insanlarda yıllarca denendikten ve tanımlandıktan sonra ilaç haline getirilip üretilmeye başlanıyor.İlaç olarak üretilse bile aynı ilaç bir bünyede ilaç etkisi gösterirken, öbür bünyede zehir etkisi gösterebilir. Piyasada bir sürü ilaç var ve bunları ancak uzmanları doktorlar, veterinerler ve ziraat mühendisleri  ne zaman , nerede ve hangi dozda kullanılacağına karar vererek, tavsiyede bulunabilir.Bir kimyasal maddeyi ilaç olarak kullanabilmek için, mutlaka uzmanına danışmak gerekiyor. İnsan bedeninde iki şey vardır, bedenin hastalık yanı, birde hastalık ile savaşan sağlam yanı vardır.Biz hasta olduğumuzda zannederiz ki, hastalıktan ibarettir.Yani hiç sanki içimizde bu hastalık ile savaşan bir güç yokmuş gibi, koşa koşa doktora giderek iyileşmeyi bekliyoruz. Doktora gittiğimizde ki beklentimiz tempolu yaşamımız gereği , bir an önce iyileşip tekrar işimize gücümüze dönme isteği ağır basıyor.Hastalıklar birden bire olmaz.Yavaş yavaş olur ve iyileşirken de uygun olanı , sağlıklı olanı yavaş yavaş iyileşmektir. Dışarıdan doktorların yaptığı şey, sadece o organizmanın canlının, kendi savaşma gücüne destek olmaktır.Bir hekim, kendi savaşma gücü bitmiş bir organizmaya, ne verirse versin hiçbir işe yaramaz. İlacı gerektiği yerde, gerektiği zamanda ve gerektiği dozda kullanmak şarttır “  
 Konferansta ikinci konuşmacı olan Dr. Ayşe Çeliker ise akılcı ve  akılcı olmayan ilaç kullanımını örnekler ile anlattı. Uygun ilaç kullanımı uygun sürede , uygun dozda ve en düşük maliyet ile sağlanabilmesi akılcı ilaç kullanımıdır diyen Dr Çeliker, İlaç Kullanımında özensiz davranılmaması gereğinin, ilaçların  aşırı dozda  kullanılmasının, gerekmediği halde çoklu ilaç kullanımının zararlarının altını çizerek; “  ilaçlar su yerine başka içecekler ile alınmamalıdır. Ayrıca  süresi geçmiş ilaçları kullanmamak ve hekim dışında uygunsuz kişisel tedavilere başvurmamak gereklidir. Antibiyotik kullanımı mutlaka hekimlerin   kontrolünde ve tavsiyesi ile gerçekleşmelidir.Bilinçsiz kullanım fayda sağlamaktan çok telafi edilemez zararlara yol açacaktır.Bilinçsiz kullanım , bakterilerin zaferine yardım etmektir.” dedi.
 
Veteriner Hekim Hamza Genç ise hayvanlarda ilaç kullanımı ve hayvansal gıdalarda ilaç kalıntıları hakkında bilgi sundu ve ürünleri tüketirken dikkat edilmesi gereken hususları ifade etti. Genç açıklamalarının devamında şunları söyledi; “ Hayvanların gelişmelerini engelleyen parazitel ve bakteriyel hastalıklar ile mücadele için ilaç kullanılmaktadır.Örneğin tüberküloz ve kıl kurdu hayvanlarda et kalitesini bozabilmektedir.Bunların önüne geçebilmek için mecburen antibiyotik ilaçlar kullanılmaktadır.Kullanılan ilaçların yararlı ve zararlı etkileri olabilmektedir.Gıdalarda ilaç kalıntısı ortaya çıkabilmektedir. Hayvana ilaç uygulandıkta 28 günden önce sofraya getirilmemelidir.İlaç kullanılmış hayvanlarda maksimum sürelere mutlaka uyularak pazara sunulmalıdır”
 
Ziraat Mühendisi Hakan Gölgen de konferansta bilgilendirmelerde bulundu.Tarımsal üretimde çok yoğun ilaç kullanıldığını ifade ederek, Bakanlığın üretici kayıt sistemi ile zirai faaliyetleri ve ilaç kullanımını tüm aşamalarında kontrol ettiğini ifade etti. Zirai üretim devam ederken ve sonrasında seralardan , hallerden, market ve pazarlardan numuneler alınarak tahlillerinin yapıldığını belirten Gölgen ,”  ülkede pazara çıkan ve ihraç edilen tüm zirai ürünlerin gönül rahatlığı ile tüketilebilir “ dedi.
 
Konferansın sonunda dinleyiciler konuşmacılara sorular yönelttiler.
 
 
Editör: TE Bilisim