Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Tolgay Akın, '22 Mayıs Dünya Obezite Günü' nedeniyle obezitenin nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
 
Obezitenin yaşam kalitesini ve süresini olumsuz etkileyen bir hastalık olduğunu aktaran Tolgay Akın, aşırı kilo sorunu olan kişilerin diyet ve egzersizle ancak yüzde 3-10 oranında kilo verebildiğini belirtti. Kalan yüzde 90’lık hasta grubunun ise kanser, diyabet ve kalp damar sorunları riski ile karşı karşıya olduğunu aktaran Akın, "Obezite, yalnızca ileri yaşta değil genç yaştaki bireyler için de yaşamı olumsuz etkileyen önemli bir faktör. Örneğin 20 yaşındaki bir gencin yaşam beklentisi yaşıtlarına oranla 12 yıl azalmaktadır" dedi.
 
ERKEKLERDE KISIRLIĞA YOL AÇABİLİR
 
Obezite sorunu olan erkeklerde, aşırı kiloya bağlı olarak sperm kalitesi düşüklüğünün öne çıkan bir problem olduğunu söyleyen Tolgay Akın, "Normalde erkeklerde, yağ dokusundan östrojen hormonu az miktarda salgılanmaktadır. Ancak obezite düzeyinde kiloya sahip kişilerde erkeklik hormonu olan testesteron daha çok östrojene dönüşür ve kandaki testesteron seviyesi azalır. Buna bağlı olarak da sperm kalitesi düşüş gösterir. Fazla kilosu olan erkeklerde hormon düzensizlikleri ideal kiloya sahip olanlara göre daha yüksektir. Obezite, erkeklerde kolon ve prostat kanserlerinin görülme sıklığını da artırmaktadır" diye konuştu.
 
10 YIL SONRA 500 BİN KANSER VAKASININ NEDENİ
 
Obezitenin bir estetik veya duruş problemi değil, hastalık olduğunu kaydeden Tolgay Akın, "Yapılan araştırmalar 2030 yılında obezitenin yılda 500 bin kanser vakasına neden olacağını göstermektedir. Kanserlerin yüzde 7’sinin oluşumunda obezitenin doğrudan etkisi görülmektedir. Ayrıca pek çok kronik hastalığın en önemli nedenlerinden biridir. Eğer bir kişi yaklaşık 1 kilo verirse, dünyadaki yıllık 100 bin kanser vakası engellenebilir" dedi.
 
Tolgay Akın, obeziteye yol açan faktörleri ise şöyle sıraladı: Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları. Fiziksel aktivite yetersizliği. Yaş, cinsiyet eğitim düzeyi, sosyo-kültürel etmenler, gelir durumu. Hormonal ve metabolik etmenler. Genetik, psikolojik etmenler. Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama. Sigara ve alkol kullanma alışkanlığı. Kullanılan bazı ilaçlar (antidepresanlar vb). Doğum sayısı ve sık doğum aralığı. Anne sütünün yetersiz alınması.
 
OBEZİTENİN KALICI TEDAVİSİ CERRAHİ
 
Obezitenin tedavisinde, diyet ve egzersizle daha düşük oranda başarı sağlanırken, cerrahide bu oranın oldukça yüksek olduğunu söyleyen Akın, "Obezite cerrahisi kişinin sadece estetik görünümünü iyileştirmekle kalmaz yaşam kalitesine de olumlu katkı sağlar. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları, psikolojik bozukluklar ve uyku apnesi gibi hastalıklara karşı cerrahi ile kalıcı kilo verilmesinin sağlanması çok önemlidir. Obezite cerrahisinde yöntem kişiye özel olarak belirlenmektedir. Hastalar konforlu bir ameliyat sürecinin ardından kısa sürede iş ve sosyal yaşamlarına dönebilme, uygun planlama ile ideal kilolarına kavuşabilmektedir" diye konuştu.
 
Editör: TE Bilisim