Türkiye'nin gündeminde 'Jet Fadıl' adıyla yer eden Fadıl Akgündüz, Arap asıllı Siirtli bir aileden geliyordu. Elektrik Mühendisliği eğitimi aldıktan sonra yem sanayiinde mühendislik, sürücü kursu işletmeciliği gibi işlerden sonra bir pazarlama şirketi olan JET-PA şirketini kurarak konuttan otomobile elektronik eşyadan ofis malzemelerine birçok ürün pazarlamaya başladı...

   1980'lerde özellikle İhlas Pazarlama ile başlayan ve Uzakdoğu-Çin mallarının Türkiye'de dolaşıma sokulmasına aracılık eden bu pazarlama yöntemi giderek boyut değiştirerek, 2000'lerde adı "1 Milyoncu" olarak anılan, 'ne alırsan 1 milyon' sloganıyla neredeyse her kasabada açılan dükkanlara evrildi. Bir ara siyasete de soyunan Fadıl Akgündüz, 3 Kasım 2002 seçimlerinde bağımsız Siirt Milletvekili seçilerek TBMM'ne girmişti. Siirt seçimlerinin YSK tarafından iptal edilmesiyle vekilliği düşen Akgündüz, 9 mart 2003'de yapılan ara seçimde yeniden seçilemedi. 7 Haziran 2015 seçimlerinde bir kez daha vekili şansını deneyen Jet Fadıl, bu seçimlerde de Meclise giremedi...

TBMM'ne giremediği için 'dokunulmazlık' zırhından da mahrum kalan Akgündüz, hakkında açılan davaların ardından Kasım 2006'da "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 10 bin 400 TL adli para cezasına çarptırıldı. Daha sonra bu ceza Yargıtay'da bozuldu, hakkındaki suçlamanın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle de yeniden yargılanmadı.  Ardından Siirtspor futbol kulübünde başkanlık, Didim ve İstanbul'da büyük otel-konut-rezidans projeleri, Ahmet Kaya'nın reklam yüzü olarak göründüğü televizyon yayınlarıyla 1990'ların ikinci yarısından itibaren Türkiye'nin tartışma konularından biri olmuştu. Bu paylaşımdaki görsellerde yer alan İstanbul Bayrampaşa'daki '7 yıldızlı' Caprice Gold projesi, Jet Fadıl'ın adının onca dolandırıcılık ve yargılama süreçleriyle anılmasından sonra yine de binlerce kişiden para toplamayı başarabildiği bir girişim olmuştu. Şatafatlı bir tanıtım toplantısının ardından 2010'da 30 dönüm alanda inşasına başlanan 27 katlı proje, 2014'te kaderine terk edildi. Projeye para yatıran binlerce kişi mağdur oldu. Fadıl Akgündüz 'dolandırıcılık' suçlamasıyla Aralık 2015'te bir kez daha tutuklandı. Mahkeme, Nisan 2023'te devre mülk satışı yoluyla 614 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla Fadıl Akgündüz'ü 2 bin 504 yıl hapis cezası, 12 milyon 20 bin lira para cezasına çarptırdı. Akgündüz'ün mağdur ettiği 28 binden fazla insanın 'Caprice Gold Mağdurları' adıyla bir dernek kurarak 10 yılı aşkın zamandır hak arama mücadelesi vermesi, Türkiye'deki gösterişli inşaat projelerinin yarattığı sosyal sorunlardan biri olarak kayıtlara geçti. Kasım 2024'te basına yansıyan haberlere göre Caprice Gold Mağdurları Derneği'nin çatısı altında hak arayan mağdurlardan bazılarının yaşamını yitirdiği, son olarak yılardır atıl durumda bekleyen binanın mağdurların yer aldığı iflas masasına geçtiği, otel ve devre mülkten oluşan binanın 350 milyon dolardan satışa çıkarıldığı belirtiliyor. Türkiye'deki siyasi yapıyla simbiyotik bir ilişki içinde olan imar ve beton rantı, 'Jet Fadıl' gibi karakterlerin yaşayıp gelişmesi için uygun habitatlar yaratıyor. Siyaset imar rantını, imar rantı ise siyaseti besleyerek bir tür çıkar ilişkisi kuruluyor. Ancak bu ilişkide kaybeden hep büyük reklamlarla gaza gelerek elinde avucunda ne kadar birikimi varsa bu yaldızlı projelere yatıran vatandaşlar oluyor.

Bu tür konut ve rezidans projelerinin yeni merkezlerinden biri de Antalya olmaya başladı. Geleneksel konut mimarisinde kendine bir yer edinmiş olan eski Antalya evleri, coğrafya, iklim ve malzemenin biçimlendirdiği bir kültürel miras yaratmıştı. Önemli bir kısmı Kaleiçi'nde ve çevresinde günümüze kadar ulaşan Antalya evleri, günümüzde çevresinde yükselmeye başlayan cam, çelik ve granitin yarattığı siluetin gölgesinde zamana direnmeye çalışıyor.

  Binlerce yıllık bir Akdeniz kenti olan Antalya'da Dubai-Doha özentili yapılaşmanın yarattığı doku, henüz yeni yol alma aşamasında. İlk çirkin örneklerden biri olan eski otogar arazisinde inşa edilen MarkAntalya binası, Kemer'den ya da Kepez sırtlarından bakıldığında bile görülebilen o simsiyah dokusuyla kentin yeni döneminin simgesi gibi duruyor. Son birkaç yıldır kent merkezinde birbiri ardında yükselen rezidans-temalı konut projeleri, otel, ticari alan ve konut kullanımlarını içeren imar planı revizyonlarıyla tartışmaların da odağında. Konyaaltı sahilinden Lara Falezlerine, Kepez-Fabrikalar Mahallesi'nden, Aspendos Bulvarı'nın iki yakasına dizilen, dizilme aşamasında olan bu yeni yapılaşma modeli kentin Akdenizli kimliğinin tamamen silindiği bir dönüşüme de işaret ediyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin son yıllarda yaptığı meclis toplantılarının gündeminin büyük çoğunlukla bu imar revizyonlarından oluşması, depremin, tsunaminin, iklim krizinin ve tüm bunların yanında insan eliyle plansızlık ve altyapısızlık sonucu yaratılan trafik-ulaşım krizinin tam ortasında tek gündemin bireysel kazanç hırsları olduğunu gösteriyor.

Antalya'da son dönemde ortaya çıkan 'müteahhit' figürlerine bakıldığında, bir zamanlar Türkiye'nin gündeminden düşmeyen 'Jet Fadıl'ın izdüşümlerini anımsatan manzaralar göze çarpıyor. Kentin iklimi, coğrafyası ve turizm cazibesinin dönemsel olarak yurt içi ve yurt dışından yarattığı çekicilik, "benim şöyle bir hayalim var" türünden kişisel beklentilerle gelişen 'plansız ve kimliksiz' bir yapılaşmaya neden olurken, çeşitli altyapı sorunlarına da neden oluyor.

   Erken kalkanın müteahhit ve emlakçı olduğu kentte, yeni Jet Fadıllar, yeni Caprice Gold projelerinin gündeme gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Kentsel dönüşümden imar rantına mevcuttaki yapıya bakıldığında bunu söylemek hiç de abartılı olmaz. Umarız Antalya'da mevcuttaki mağduriyetlere yenileri eklenmez....