Diyetisyen Ayşe Duran, yemek yedikten sonra çabuk acıkma, doygunluk hissinin geç oluşması, tatlı yeme isteğinin sık olması, ellerde soğukluk ve titremeler olmasının, insülin direncine işaret ettiğini belirti.
Aspendos Anadolu Hastanesi Beslenme ve Diyetisyen Ayşe Duran, insülin direnci hakkında açıklamalarda bulundu. İnsülin direnci olan kişilerin gelecekte Tip 2 diyabet olma riskinin daha yüksek olduğunu aktaran Duran, "İlerleyen zamanlarda görülebilecek diyabet hastalığını önlemek ve onunla gelişebilecek sağlık problemlerine erkenden önlem almak için insülin direncinde erken tanı çok önemlidir" dedi.
İNSÜLİN DİRENCİ
İnsülin direnciyle çok sık karşılaştıklarını belirten Diyetisyen Ayşe Duran, "İnsülin pankreastan salgılanan bir hormondur. İnsülinin vücuttaki görevi glikozun hücre içerisine girmesini sağlamaktır. Hücre içine alınan glikoz burada enerji oluşumunda görev alır. İnsülin hormonunun bir diğer görevi ise glikozu kas ve yağ dokusuna taşıyarak burada glikojen olarak depolanmasını sağlamaktır. Eğer insülin metabolizmasında bozulma olur ve dokular insüline doğru yanıt vermezse glikoz kanda birikeceğinden kan şekerinde yükselme görülür. Bunun sonucunda vücudumuzda, kan şekeri- insülin arasındaki ilişkide dengesizlik meydana gelerek insülin direnci ortaya çıkmış olur" diye konuştu.
BELİRTİLER
İnsülin direncinin en önemli belirtilerinin açlık metabolizması üzerine olduğunu söyleyen Diyetisyen Duran, “Yemek yedikten sonra çabuk acıkma, doygunluk hissinin geç oluşması, tatlı yeme isteğinin sık olması, ellerde soğukluk ve titreme, hızlı kilo artışı, yorgunluk ve halsizlik, sık görülen insülin direnci belirtileridir" dedi.
NASIL ANLARIZ?
İnsülin direnci olup olmadığının kan tahlillerine bakılarak tespit edilebileceğini belirten Diyetisyen Duran, “Mutlaka kan tahlillerinize baktırmanız gerekir. Kan tahlilindeki 8-10 saatlik açlık kan şekeri ve Homeostatik model değerlendirme yöntemiyle olan HOMA-IR değerleri gizli şeker ve insülin direnci hakkında fikir verir. Açlık kan şekerinin 100-125 mg/dl olduğu durumlar pre-diyabet yani gizli şeker olarak tanımlanır. Sağlıklı bir insanda HOMA-IR değeri 2,5 mg/dl'nin altında olmalıdır, HOMA-IR değeri 2,5 mg/dl'nin üstünde ise insülin direnci olarak tanımlanır" dedi.
BESLENME ŞEKLİ
İnsülin direnci olan kişilerin beslenmelerine çok dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Diyetisyen Duran, beslenme şekliyle ilgili şu tavsiyelerde bulundu: “Kan şekerinin dengeli olması için kişilerin gün içerisinde 3 ana, 3 ara öğün şeklinde beslenmeleri gerekmektedir. Fakat kişinin yaşam tarzı, çalışma stiline göre öğün sayıları ve beslenmesi değişmektedir. Kan şekerini dengelemek için öğünler 2- 2.5 saat arayla yapılmalıdır. Ara öğünlerin yapılması insülin direnci hastalarında çok önemlidir. Diyet planından ekmek kesinlikle çıkartılmamalıdır. İnsülin direnci olan bireylerde karbonhidrat kaynaklarının alınması kan şekerinin dengelenmesi için önemlidir. Kan şekerinin hızla yükselmemesi için karbonhidrat kaynakları tek başına tüketilmemeli, yanında protein kaynağı bir besinle birlikte tüketilmelidir. Protein kaynağı olan besinler örüntülü bir şekilde beslenmenizde yer almalıdır. Burada önemli olan besinlerin tüketim sıklığı ve miktarlarıdır. İnsülin direnci beslenme programında yağlar da çok önemlidir. Protein ve karbonhidratlarda bulunan vitamin ve minerallerin emilebilmesi, sindirim sistemi sorunlarının olmaması için yağ tüketimi önemlidir."
İNSÜLİN DİRENCİNİ KIRMANIN YOLLARI
Diyetisyen Ayşe Duran, insülin direncini kırmanın yollarını şu şekilde sıraladı:
1. Stres ve kaygı gibi düşüncelerden arınmak için sabah ve akşam saatlerinde 10-15 dk'lık nefes egzersizleri yapmanızı tavsiye ederim.
2. Beyne doydum sinyali 210 dakikada ulaşmaktadır. Yemek yeme hızı 20-25 dakika arasında tutulmalıdır.
3. Beslenme programında karbonhidrat, protein ve yağ kaynaklı besinler dengeli bulunmalıdır.
4. Basit karbonhidrat ve nişastalı besinler tercih edilmemelidir. Beyaz un ve türevleri, şeker ve türevleri, bal, reçel, patates, pirinç, beyaz makarna, kestane gibi besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bu besinlerin yerine bulgur, yulaf, çavdar ekmeği, tam buğday ekmeği, tam buğday unundan yapılmış makarna ve meyve gibi besinler tercih edilebilir.
5. Sucuk, salam gibi şarküteri ürünleri, paketli bisküvi, çikolata gibi işlenmiş besinlerden uzak durulmalıdır.
6. Hayvansal yağlar yerine tekli doymamış yağlar olan zeytinyağı, fındık yağı gibi tohum yağları tüketilmesi daha sağlıklı olur. Beslenme planında ceviz, badem, fındık gibi kabuklu kuruyemişler de bulunabilir. Bu besinler Omega-3 açısından da zengindir.
7. Ev yoğurdu, kefir gibi probiyotikten zengin besinlere günlük beslenmenizde yer verin.
8. Meyve tüketimi günde maksimum 3 porsiyonla sınırlandırılmalıdır. Ara öğünler de tüketilen meyvenin yanında süt, ayran, kefir gibi protein kaynakları tercih edilmelidir.
9. Lif kaynağı sebzeler kan şekerinin daha geç yükselmesine etki eder. Bu yüzden öğünlerde yemeklerin yanına salatalar eklenmelidir.
10. Sığır eti, hindi eti, somon balığı, ringa balığı, gökkuşağı alabalığı, hür tavuk, ev yoğurdu, yumurta, yeşil fasulye, elma, brokoli, tam tahıllar, ıspanak, bürüksel lahanası, kabak çekirdeği, çiğ badem,antep fıstığı, susam, siyah fasulye, avokado, insülin direncini iyileştirmede yardımcı ürünlerdir.
11. Kaliteli uyku kilo verme, bağışıklık, insülin direncini kırmada önemli bir etkendir.
12. Yürüyüş yapmanıza engel sağlık sorununuz yoksa her gün 30-40 dakika hafif tempolu yürüyüş yapabilirsiniz.
 
Editör: TE Bilisim