İnsan hayatını tarih boyunca kuşaklara (jenerasyonlara) göre incelemek, toplumsal değişimleri anlamamıza yardımcı olur. İşte yaklaşık olarak 20-25 yıllık dönemlerle ayrılan kuşaklar ve onların dünyayı nasıl şekillendirdiğine dair kısa bir özet:

1. Sessiz Kuşak (1928-1945)

 • Büyük Buhran ve II. Dünya Savaşı’nın etkisi altında büyüdüler.

 • Otoriteye ve geleneklere saygılı, çalışkan ve sabırlı bireylerdi.

 • Genellikle aile değerlerine ve istikrara önem verdiler.

2. Baby Boomer Kuşağı (1946-1964)

 • Savaş sonrası nüfus patlamasıyla doğan kuşak.

 • Sanayileşme ve ekonomik büyüme döneminde yetiştiler.

 • Çalışkan, tüketim odaklı ve kariyerlerine bağlı bireyler oldular.

1968 alt kuşağının gençleri bu sessiz ve gelenekselci nesillerin çocukları olarak yönetimlere ve siyasi otoritelere baş kaldırdılar.

 • Kapitalizmin altın çağında refah seviyeleri yükseldi.

Ben 1952 yılında bu kuşağın zaman diliminde ülkenin zor yıllarında doğdum.1969 yılında İstanbul  Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydolarak 1968 kuşağını yakından tanıdım.@öne çıkar

3. X Kuşağı (1965-1980)

 • Teknolojik gelişmeler ve Soğuk Savaş atmosferinde büyüdüler.

 • Daha bağımsız ve bireyselci bir yapıya sahiptirler.

 • İş-yaşam dengesi konusunda daha bilinçlidirler.

 • Dijital dönüşümün başlangıcını deneyimlediler.

4. Y Kuşağı (Millennials) (1981-1996)

 • İnternet, sosyal medya ve küreselleşme ile büyüdüler.

 • Esneklik ve yaratıcılığı önemseyen, dijital dünyaya adapte olmuş bireylerdir.

 • Deneyim odaklı ve sosyal sorumluluk bilinci yüksek bir kuşak.

 • Ekonomik krizler ve hızlı değişen iş dünyasına uyum sağlamak zorunda kaldılar.

5. Z Kuşağı (1997-2012)

 • Tamamen dijital dünyaya doğdular (sosyal medya, yapay zeka vb.).

 • Bilgiye hızlı erişim sayesinde eleştirel düşünmeye daha yatkınlar.

 • Çevre bilinci ve toplumsal konulara duyarlılıkları yüksek.

 • Hızlı tüketim ve anında tatmin duygusuna alışıklar.

6. Alfa Kuşağı (2013 ve sonrası)

 • Yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve robotik çağın içine doğdular.

 • Dijital dünyanın tamamen içinde büyüyen ilk nesil.

 • Eğitim ve öğrenme süreçleri tamamen teknoloji odaklı olacak.

 • Çok kültürlü ve küresel bir bakış açısına sahip olmaları bekleniyor.

Her kuşak, doğduğu dönemin ekonomik, siyasi ve teknolojik koşullarına göre şekilleniyor. Şu an Z Kuşağı iş dünyasına girerken Alfa Kuşağı geleceğin yöneticileri ve liderleri olacak.

   ZENGİNLİK

   Zenginlik, mal; mülk, mevki veya makam değildir.

   Bize sosyal medyada maddi zenginliklerinizi değil, manevi zenginliklerinizi de gösteriniz.

Eskiden komşu çingene kadınları kavga ettiğinde, kavga eden kadınlar;

    - Senin kocanın gümüş zurnası var mı?.

       - Senin kocanın siyah takım elbisesi, makosen ayakkabısı var mı?

        - Kız senin kuş tüyü yastığın var mı? diye ağız dalaşı yaparlardı.

İki komşu evdeki tüm eşyaları teker teker çıkarır birkaç defa sallar ve yerine koyardı.

En son biraz daha varlıklı olan;

  - Kız senin kocan sana atlas yorgan aldı mı? diye yorganı da duvardan sarkıtıp kavgaya devam ederlerdi.

Bu gün insanlara;

   - Yediğin içtiğin, bindiğin, oturduğun, kullandığın senin olsun, insanlık ve doğamız için ne yaptın, sen onu söyle? “ diye sorduğumuzda kaç kişi cevap verebilir.

   Eski insanlar;

-          Bu gün kendin için, Allah için ne yaptın? “ diye sorarlardı. Sahi biz ne yapıyoruz.

      TİMSAH

   Timsah avlarını yedikten sonra neden ağlar?

   Timsahlar avlarını yedikten sonra sinüslerinde sıkışan hava sonucu gözyaşı dökerler, yani bunun acıyla bir ilgisi yoktur. Bu nedenle bir şeye üzülmeyen ama üzülmüş gibi yapan insanlar için timsah gözyaşları döküyor ifadesi kullanılır. Günümüzde kimse kimsenin acısına, sıkıntısına üzülmüyor, timsah gözyaşı dökerek ağlıyor, üzülmüş gibi davranıyor.

   Toplumlarda “ timsah karakterli” insanlar gittikçe çoğalıyorlar.

    EŞEK KÜÇÜKTÜR AMA BEŞ DEVEYİ BİR EŞEK ÇEKER

   Atalarımız, “eşek küçüktür ama beş deveyi bir eşek çeker “derler. İnsanlar eşeği salak bir hayvan olarak görürler ve bu ismi kendi aralarında “ hakaret” olarak kullanırlar. Anadolu’da önceki dönemlerde oğlan çocuklarının ortak adı sanki adı “ eşek oğlu eşektir”.

     Deve ise en büyük ve heybetli hayvanlardandır, hayatı diğer hayvanlara göre yukarıdan seyreder, çok ağır yük taşır ve açlığa susuzluğa çok dayanıklı bir hayvandır. Ama develer kendi başına arka arkaya devamlı gittikleri bir yolu gidemezler, Eşek “ yol mühendisi gibidir, yoldaki rampaları ve eğimleri düşünerek yola devam eder.  Eski yıllarda yeni yeni yol açımı projelerinin çiziminde eşekleri kullandıkları anlatılır. 1950 yıllarında Amerika Türkiye’ye karayolu yapımında teknik yardım yapmıştır. Yeni bir yol projesi çalışması yapılırken, Amerikalı mühendis Türk meslektaşına sormuş;

   - Sizler bizden önce nasıl yol tesbiti yapıyordunuz?

Türk mühendis hemen cevap vermiş;

    - Sizden önce eşekleri kullanıyorduk “ demiş. Çünkü bir arazide gidilecek yolu en iyi eşekler tesbit eder. Rampa ve eğimleri hesaplar ve ona göre yola gider.

 Hiç bir kişiyi ve canlıyı, büyüklüğüyle ve aklıyla kıyaslamamak ve küçümsememek gerekiyor. Bu evrende karıncanın, devenin ve filin de kendine göre bir özelliği ve görevi vardır.

  BATMAKTA OLAN BİR GEMİYİ İLK SIÇANLAR TERKEDER!

   Batmakta olan bir gemiyi ilk sıçanlar terkeder. Başka insanlardan çıkarı kalmayan “ sıçan ruhlu” insanlar da hemen yağlı bir kapıya doğru kaçarlar.

   Günümüz insanı rüzgarla dönen fırıldak gibidir, rüzgarın yönüne göre kılık ve karakter değiştirirler. Çıkar rüzgarı nereye eserse, hemen oraya koşarlar. Onlarda “ şükür( teşekkür) ve vefa duygusu “ olmaz. Pavlov’un köpekleri gibi “ şartlı refleks ile hemen çıkarı olan, kapı ve kişilere koşarlar. Çünkü genlerimizde “ devlet kapısına girmek, kapağı atmak, kapılanmak “gibi deyimler ve gelenekler vardır.

Eskiden herkesin önüne çıkan, herkesin verdiği yiyeceği yiyen köpekler için “ ekti” köpekler gibi derlerdi. Günümüzde “ ekti köpek “ karakterli insanlar da günden güne artmaktadır.

Geçen gün hastanede beni tedavi eden bir bayan doktor;

- insanların bazı yardım ve iyilikleri suistimal ettiklerini söyledi. Bende koronavirüs pandemisi ve ekonomik kriz sonrası ülkede “ insan yapısının ve karakterinin değiştiğini” söyledim. Çünkü 51 yıldır sorunlu insanlarla uğraşıyorum, devamlı insanlardaki gelişimi ve değişmeyi gözlüyorum. Konuyu bildiğimi sanıyordum.

Doktor hanım bana;

-          Pandemi ve ekonomik kriz Avrupa’da da var, onlar niye değişmiyor? dedi. Ben birden sustum ve cevap veremedim.@öne çıkar.

   ATIN, ATIN ESKİMİŞ ÇORAPLARI,

Eskimiş dostlukları,

Eskimiş arkadaşları,

Eskimiş ilişkileri,

Huzur ve mutluluk yokedicilerini,

İnsanın enerjisini yiyenleri,

Kendisinden başka kimseye,

Ve size faydası olmayan,

Kişileri sırtınızdan çöpe atın gitsin!