Dün Dünya Hayvanları Koruma Günü idi. Hayvanlar doğadaki sistemin bir parçasıdır. Biz insanlar onların yaşam alanlarını bozduk, daralttık.

Günümüzde kontrolsüz olarak yollarda ve sokaklarda yaşayan kedi ve köpekler için yasalar çıkartılmış, gerekli barınaklar yapılmış olmasına rağmen artan kedi ve köpekler için bu tedbirler yeterli olmamaktadır.

GÜNÜMÜZDE YALAN

Eskiden “ aşağı pazarda bir yalan attım, yukarı pazarda ben de inandım” derlerdi.

Günümüzde yalan atmak için pazara gitmeye ve yalanı yayacak insanlara gerek yok. Yalanları ekrana yazdığınızda, yalanlar sosyal medya kanalıyla 3 saniye sonra Amerika’ya, Afrika’ya ulaşıyor. Günümüzde havada milyonlarca yalan uçuşuyor. Artık eski mahalle yalanları çok basit kalmıştır, sosyal medya yalan çöplüğüne dönmüştür.

Yalan ile doğruyu ayırmak herkesin harcı değildir.

NASİP

Atalarımız; nasibin de önünü çevirmek lazım “ derler. İnsanın hayatta bir “ nasibi “ vardır ama insan hiç çaba göstermeden yatarak havadan kendisine bir şeyler gelmesini bekleyemez.

Hayata farklı gözle bakan, başkalarının görmediği fırsatları gören ve yakalayan insanlar diğerlerinden farklı bir yaşama sahip olurlar.

ADAMIN BİRİ !

Adamın birisi çok zenginmiş ama içki, kumar ve hovardalık tutkunuymuş. Güzelliğinden başka hiç bir özelliği olmayan karısı gece eve geldiğinde her gün dırdır ediyormuş.

- Zıkkım içesi gine nerede zıkkımlandın, hangi aşufte ile vakit geçiriyorsun. Utanmıyorsun sen artık çor çocuk sahibi adamsın, evde gül gibi karın pencerelerde bekliyor”.

Adam bir akşam işten dönerken yol kenarında pejmürde giyimli bir dilenci duruyormuş. Adam sağa çekip arabanın camını açarak seslenmiş, eline bir 50 ₺ almış ve dilenciye uzatmış.

- Al bakalım bir şişe şarap içersin.

Dilenci adam ;

- Beyim ben içki içmem.

-Oyun oynarsın.

-Beyim ben kumar oynamam.

-Zamparalık zaten yoktur.

-Beyim ben bir lokma ekmek peşindeyim.

Zengin adam dilenciye;

- Gel seni bizim eve götürüp getireceğim, arabaya bin “ demiş.

Dilenci çok merak içindeymiş, iki büklüm koltukta oturmuş, ne olacak diye bekliyormuş. Zengin adam lüks malikanesine gelmiş, arabasını parkeymiş ve dilenciye ;

-benimle gel “ demiş.

Adam kapıyı çalmış, karısı kapıyı açmış, kocasının yanımda yırtık, kirli elbiseleriyle bir dilenci var.

- Hayrola bu adam nerden çıktı , senin yanındaki bu adam kim ? demiş.

Adam karısına dönmüş;

- Sen beni hep eleştiriyorsun ya, içki içiyorsun, kumar oynuyorsun, hovardalık ediyorsun “ diye.

Bu adam içki içmiyormuş, kumar oynamıyormuş, hovardalık da yapmıyormuş. Benim de bu adam gibi olmamı mı istiyorsun ? “ demiş.

Kadın birden sus pus olmuş, içinde yaşadığı zenginliğin kaybolacağı korkusuyla kocasına;

- bu adam gibi olmanı hiç istemem. Allah korusun “ demiş.

Adam dilencinin eline 1000 lira vermiş;

-Sağ olasın birader evime huzur getirdin. Başın sıkıştığında beni bulursun “ demiş.

ATALARIMIZ YIL YILI ARATIR YIL YILDAN KÖTÜ GİDER

Atalarımız; yıl yılı aratır, yıl yıldan kötü gider “derler, bizim çok sıkıntı çektiğimiz, şikayet ettiğimiz kötü zamanlar olabilir.

Hayatta bu gibi durumları olağan süreçler olarak kabul etmeliyiz ve sabır ve sükunetle bunların geçmesini beklemeliyiz. Çünkü ileride daha kötü günler gelebilir, geçmiş günleri bile arar hale gelebiliriz. Bu günden geriye baktığımda geçmişte yaşadığımız yokluk/ fakirlik dönemlerinde hayatın daha sıcak/ samimi ve doğal olduğunu insanların bu günden daha huzurlu olduğunu görebiliyorum. Keşke o günleri daha bilinçli olarak yaşayabilseydik.

GÜCÜ GÜÇLÜYE

İnsanoğlu yaratılıştan itibaren “ güce ve güçlüye “boyun eğmiştir. Çok güçlü gördüğü Güneş, Ay, Gök gibi şeyleri “ tanrı “ kabul etmiş ona tapmış onlara kurbanlar kesmiş adaklar adamıştır.
Demokratik yönetimlerin ortaya çıkmasına rağmen insanları güçlü aileler,güçlü lider kişilikler krallar, sultanlar,imparatorlar,hakanlar, emirler vb. yönetmiştir. Bu nedenle insanlığın genlerinde “ güce tapınma, onu kabullenme ” durumu vardır. Bu yüzden insanlar güçlü insanlara karşı çıkamazlar, onların yüzüne karşı itirazlarını söyleyemezler. Kral’ın çıplak olduğunu herkes görmesine rağmen halktan kimse “ kral çıplak” demez. Atalarımız ; bey arkasından çomak çalan çok olur “ demişler. Çünkü kimse beye karşı, onun yüzüne bir şey diyemez, ancak arkasından konuşur.

GÖNÜL KIRMAK KOLAYDIR

Günümüzde insanlar birbirine değer vermeyerek, onları küçümseyerek onların gönlünü kırmakta ve onları gücendirmektedirler.

Gönül kırmak çok kolaydır, önemli olan gönül almak ve insanların gönlünde kalmaktır. Bunun için fedakarlık yapmak, sabretmek ve karşılıksız/ beklentisiz iyilikler yapmak gerekiyor.

Biz hayata iyilikler saçarsak hayat bize güzellikler getirecektir.

NOSTALJİ- 1962 KAŞ

1842 yılında bölgeyi ziyaret eden Spart ve Forbes tarafından o zaman ki adıyla Andifli “ kereste deposu “ olarak tanımlanmıştır.

Fotoğraf 1962 yılında gezgin Mellink tarafından çekilmiştir. O senelerde Kaş Ortaokulu öğrencisi olduğum için Futbol eski sahasının ortada okula gidecek bir yol bırakılmış, diğer taraflarının tamamen “ kereste istifleriyle” dolu olduğunu hatırlıyorum.