Daha yeşil bir Türkiye hedefliyoruz. Ziraat Odalarımızla Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında fidan dikme çalışmalarını sürdürüyoruz.
Her ilde Ziraat Odası Hatıra Ormanları’nın oluşturulduğunu vurgulayarak, çiftçilere verilen eğitim ve fidan desteğiyle de daha yeşil bir Türkiye hedefliyoruz.  Ormanların toprağı koruduğunu, çevre kirliliğini önlediğini yaşamsal işlevlerinin yanında, biyolojik çeşitliliğin korunmasındaki yeri ve rolünün son derece önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
 Türkiye’de 22,6 milyon hektar orman arazisi bulunuyor. Bu rakam ülkemizin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 29’una denk geliyor. Dünyada en önemli karbon yutaklarından biri olan ormanlar büyük bir hızla azalırken, ülkemiz bugüne kadar yapmış olduğu ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve bozuk ormanların iyileştirmesi çalışmaları ile orman varlığını artıran ülkelerdendir.
-“Ormanlar yaşam için vazgeçilmezdir”
Ormanların, sahip oldukları biyolojik çeşitlilik dolayısıyla dünyadaki en değerli ekosistem olduğuna dikkat çekerek, su rejimini düzenleyen, erozyonu ve çevre kirliliğini önleyen, ekolojik dengeyi koruyan ormanlar yaşam için vazgeçilmezdir. Ülkemiz topraklarının büyük bir kısmı erozyon tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayıca tarım arazilerimiz ile çayır mera alanlarımız sellerden büyük zarar görmektedir. Ormanlar toprak erozyonunu önlediği gibi tarım arazilerinin, çayır ve meraların sellerden zarar görmesine mani olmaktadır. Orman varlığımızın artırılması, orman tahribatlarının önüne geçilmesi şüphesiz çok önem arz etmektedir. Erozyonla biriken toprak da baraj rezervuar hacminde önemli kayıplara neden olmakta, barajların ekonomik ömrünü kısaltmaktadır. Barajların ömürlerinin uzaması havza içindeki orman, çayır ve meraların gelişmesiyle mümkündür.
-“Kırsalda yaşayan insanlar açısından hayati önem taşıyor” 
22 bin 847 orman köy ve mahallelerinde, yaklaşık 6 milyon 827 bin kişinin yaşadığı bilgisini vererek, ormanların verimli olarak işletilmesi, geliştirilmesi ve korunması, geçimini doğal kaynaklara bağlı olarak sürdüren ve kırsalda yaşayan insanlar açısından hayati önem taşımaktadır. Topluma ormanların hayati önemini daha geniş ölçüde tanıtmaya yönelik çalışmalara hız verilmeli ve orman alanlarının yok olmasını önleyerek, orman kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının sağlanması gerekmektedir. Bu önemli zenginliğin korunarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak hepimizin görevdir.
-“Ziraat Odalarımız ağaçlandırma çalışmaları yapıyor”-
 Ülkemizde ağaçlandırma çalışmaları ve ormanların korunmasının çok önemli bir konu olduğunu belirterek, Ziraat Odaları olarak biz de üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz ve yapacağız. 2012 yılında Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında Orman ve Su İşleri Bakanlığımız ile protokol imzaladık. Söz konusu protokol kapsamında 81 ilde Ziraat Odalarımız ağaçlandırma çalışmalarını sürdürüyor. Ziraat Odaları olarak çiftçilerimizi ağaçlandırmanın önemi ile ilgili bilgilendiriyor, eğitimler veriyor, fidan desteği sağlıyoruz.  Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın koordinasyonunda gerçekleştirilen “Geleceğe Nefes” kampanyasında 766 Ziraat Odası’yla birlikte yer aldık. Ormanların korunması ve gözetilmesinin gerekliliğini vurgulayarak, daha yeşil bir Türkiye temennisiyle 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nü kutluyorum.
22 Mart Dünya Su Günü
Türkiye su zengini değildir. Suyun damlasını bile ziyan etmek gelecek nesillere ihanettir. Vahşi sulamaya son vermemiz şart. Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için teşvik ve hibeler artırılmalı üreticilerimiz için cazip hale getirilmelidir
 Türkiye’nin kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarına göre su azlığı yaşayan ülkeler arasında olduğunu belirterek, kuraklığa karşı tedbir almak, su tasarrufu yapmak zorundayız. Türkiye su zengini değildir. Suyun damlasını bile ziyan etmek gelecek nesillere ihanettir.
 Yaşam için olmazsa olmaz önemde olan suyun, dünyada dengeli dağılmadığını, kimi bölgelerde kişi başına on binlerce metreküp kullanılabilir su düşerken, kimi bölgelerde temiz suya ulaşımının neredeyse imkansız bir hal aldı. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1000 metreküpten daha az olan ülkelerin su fakiri, 1000-2000 metreküp arası olanların su azlığı çeken ülke sınıfında kabul edildiğini hatırlatarak, Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1347 metreküptür. Bugün su azlığı çeken ülkemiz, nüfusun artmasıyla su fakiri olma riskiyle karşı karşıyadır. Bu bilinçle hareket etmeli suyumuzu ziyan etmemeliyiz.
-“Yeterli su kullanımı verimlilik için şarttır”-
Dünyada nüfusun artışına paralel olarak gıda ihtiyacı da arttı. İlerleyen yıllarda, gıda güvencesinin sağlanması ve sanayinin hammadde ihtiyacının karşılanabilmesi için tarımsal üretimin artırılması gerekir.  Sürdürülebilir su politikası izlemenin, akılcı ve kalıcı çözümler üretmenin bir zorunluluk olduğuna işaret ederek, dünyada tarım alanlarının hemen hemen tamamını kullanıyoruz. Üretimi artırmanın tek yolu var o da verimliliği artırmak. Verim artışını sağlamak için kullanacağımız en önemli unsur da sudan başka bir şey değil. Yeterli su kullanımı verimlilik için şarttır.
  -“GAP, KOP ve DAP gibi projeler bir an önce tamamlanmalıdır”
 Türkiye’de kullanılan suyun yüzde 74’ünün tarımda kullanıldığını, iklim şartları nedeniyle ülkenin büyük bölümünde yeterli sulamayla tarımda verimliliğin artırılabildiğini bildirerek, tarımda sürdürülebilirlik bakımından sulama, ürünün kalite ve veriminin artırılmasında önemli rol oynamaktadır. Son yıllarda yer altı sularının aşırı tüketilmesi nedeniyle ülkemizin birçok bölgesinde su sorunu görülmeye başlamıştır. Ülkemizde sulamaya açılan alanların büyük bir kısmında da hala geleneksel yüzey sulama yöntemleri uygulanmaktadır. Salma, tava ve karık sulama yöntemleri ile sulanan alanlarda su kaynakları etkin kullanılamıyor. Yüzde 60’a varan su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerini kurmak, su kayıplarını azaltmak, aşırı ve yanlış sulamanın topraklarımıza ve çevreye verdiği zararlı etkileri en aza indirmek zorundayız. Vahşi sulamaya son vermemiz şart. Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için teşvik ve hibeler artırılarak üreticilerimiz için daha cazip hale getirilmelidir. Teknik ve ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektarlık arazinin hala 1,85 milyon hektarını sulama altyapısı tamamlanamadığı için sulayamıyoruz. 1,85 milyon hektar tarım arazisinin suya kavuşturulması, gıda talebinin karşılanması tarımda çalışan nüfusun işsizlik sorunlarının çözülmesi ve üreticilerimizin hayat standartlarının yükseltilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu açıdan, büyük sulama projeleri içeren GAP, KOP ve DAP gibi projeler bir an önce tamamlanmalıdır. Arazi toplulaştırma çalışmaları hızlandırılmalı, yer altı suyu rezervleri korunmalıdır.       
 suyun değerini en çok çiftçilerin bildiğini belirterek, dünyada yaşayan her kişinin bu bilince ulaşması temennisiyle 22 Mart Dünya Su Günü’nü kutluyorum.
23 Mart Dünya Meteoroloji Günü
Meteoroloji tarım sektörü için hayati öneme sahiptir. Tarım ve Orman Bakanlığı ile imzaladığımız protokol kapsamında meteorolojik tahmin ve uyarıları, 5 milyona yakın üyemize ulaştırıyoruz. Meteorolojik hadiselerin tarıma etkileri, meteorolojik uyarıların ne anlama geldiği, riskler karşısında alınacak önlemler konusunda çiftçilerimize eğitim veriyoruz. 2019 yılında, 76 ilimizde doğal afetlere maruz kalan çiftçilerimiz üretimden vazgeçmemiş, tüm olumsuzluklara rağmen ülkemizin gıda güvencesini sağlamaya devam etmiştir
Meteoroloji tarım sektörü için hayati öneme sahiptir. Çiftçilerimizi zirai meteorolojik gelişmeler hakkında bilgilendiriyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı ile imzaladığımız protokol kapsamında meteorolojik tahmin ve uyarıları, 5 milyona yakın üyemize ulaştırıyoruz. 23 Mart Dünya Meteoroloji günü kutlu olsun. Tarımın üstü açık bir fabrika olduğunu, meteoroloji biliminin takip ettiği sıcaklık, yağış, dolu, hortum gibi meteorolojik olayların öncelikle tarım sektörünü etkilediğini bildirmek istiyorum.  Meteoroloji bilimine duyulan ihtiyacın önemini her dönemde korumaya devam edecek. Verimliliği ve kaliteyi artırabilmek için gerekli tüm tedbirler alınıp en son teknoloji kullanılsa bile tarım, iklimdeki değişimlerden en fazla etkilenen sektördür.
-“Geçtiğimiz yıl 76 ilimizde çiftçilerimiz afete maruz kaldı”-
Hava olaylarının üreticiler için taşıdığı önem dikkate alındığında, Meteoroloji Günü’nün farkındalık oluşturulması bakımından önemli bir gün olduğunu ifade ederek, küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak çiftçimiz son yıllarda sürekli doğal afetlere maruz kalmaktadır. Son birkaç yıldır olduğu gibi, 2019’da da aşırı yağış, sel-su baskını, fırtına, dolu, don, kuraklık, yıldırım düşmesi, hortum gibi hemen her afeti çiftçimiz yaşadı. 2019 yılında, 76 ilimizde doğal afetlere maruz kalan çiftçilerimiz üretimden vazgeçmemiş, tüm olumsuzluklara rağmen ülkemizin gıda güvencesini sağlamaya devam etmiştir. Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Aydın, Bartın, Balıkesir, Batman, Bayburt, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Düzce, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Kastamonu, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak, Van, Yalova, Yozgat, Zonguldak olmak üzere 76 ilimizde çiftçimiz afete maruz kaldı. Artan bu afetler tarım ürünlerine oldukça fazla zarar vermekte, tarımsal faaliyeti sekteye uğratmaktadır. Afetlere karşı önceden önlem alınabilmesi için meteorolojik veri ve tahminlerin tarımda daha etkin kullanılması gerekmektedir.
 -“Üreticiler zirai meteoroloji hakkında daha fazla bilgilendirilmeli”-
Doğal afetleri önlemenin mümkün olmadığını ancak meteorolojik bilgi ve tahminleri etkin kullanmak suretiyle zararların en aza indirilebileceğini belirterek, üreticilerimizin, zirai meteorolojik gelişmelerden haberdar olması ve meteorolojik olayların etkilerine karşı alınacak önlemler konusunda bilgilendirilmesi yaşanacak zararın en aza indirilmesi konusunda bir gerekliliktir. Üreticiler zirai meteoroloji hakkında daha fazla bilgilendirilmelidir. Bu düşünceden hareketle Tarım ve Orman Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. İmzaladığımız protokol kapsamında, Meteoroloji Genel Müdürlüğü meteorolojik tahmin ve uyarıları Birliğimize iletiyor, biz de bu bilgileri Ziraat Odalarımız aracılığıyla, kısa mesajla, 5 milyona yakın üyemize ulaştırıyoruz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile birlikte alanda eğitim çalışmalarına da başladık. Meteorolojik hadiselerin tarıma etkileri, meteorolojik uyarıların ne anlama geldiği, riskler karşısında alınacak önlemler konusunda çiftçilerimize eğitim veriyoruz. Bu eğitim çalışmaları ile doğal afet zararlarının en aza indirilmesini hedefliyoruz.
 Afetlerin önlenmesinde ve zararların azaltılmasında isabetli tahminler ve zamanında yapılan uyarılarla yerinde ve zamanında erken tedbirlerin alınmasında önemli rol oynayan Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ve meteoroloji çalışanlarının 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü’nü kutluyorum.