Ben 1960 yıllarından sonrasını hatırlıyorum. O yıllarda ilçe merkezine gelip gitmeye başladım ve 1963 yılında Kaş Ortaokuluna kaydoldum.
O zaman ilçe merkezinde iki ekmek fırını vardı. O zaman fırınlar kara fırın olarak inşa edilmiş olduğundan, odunla ısıtılırdı.
Fırınlardan birisi, Topçu"nun Fırını olarak bilinen Süleyman Topçu"nun ustalığını yaptığı eski fırın ile diğeri Elmalı ilçesinden gelerek ilçeye yerleşmiş Tahir"in Fırını olarak bilinen Tahir Yörük"ün ustalığını yaptığı fırındı. O yıllarda " fırın ekmeği " olarak adlandırılan "francala ekmek " çok kıymetli ve pahalıydı. Köylüler ilçe merkezine geldiklerinde değişiklik olsun diye kıymetinden bir ekmek alıp evlerine götürürlerdi. Ben fakirlerin yarım hatta çeyrek ekmek aldıklarını, hatta o zamanlar çeyrek ve yarım olarak bölünmüş ekmeklerin tezgah üstünde satışa sunulduğunu biliyorum. O yıllarda köylüler mis gibi kokan ve çok güzel bir tadı olan çeyrek ekmeği, dürüm gibi yufkanın içine sararak katık edip yerlerdi.
Topçu Fırını"nın müşterileri genelde esnaf ve köylülerdi, memurlar ve iyi ekmek almak isteyenler Tahir Abi"nin fırınından ekmek alırlardı
Köyden ilçeye sonradan yerleşenler devamlı fırından ekmek almazlardı, misafir geldiğinde ve hafta ayda bir iki defa fırından ekmek alırlardı. Fırın ekmeği yemek bir zenginlik ve ayrıcalık gibi görüldüğünü biliyorum. Ayrıca ekmek bu günkü ucuz değildi, o zamanın alım gücüne göre zannımca pahalıydı. Çünkü 1966 yılında Fethiye"de lisede okuduğumuz yıllarda biz öğrenciler fırından günde yarım ekmek alır, onu her gün veresiye defterine yazdırır, memleketten paramız geldiğinde öderdik. Süleyman Topçu Amca"mız şaka sever bir esnaftı, onunda ağzında hep sigarası Köyden gelen saf insanlara " köylüler bende satılık kabak bir tosun var" diye ağır şakalar yaptığını ve onları işlettiğini duyardık. Gerek Süleyman Amca, gerek Tahir Abi kendilerinden devamlı ekmek alanları aile aile bilirlerdi. Öncelikle kendi müşterilerine ekmek vermek isterlerdi.
SICAK PİDE İLE KAHVALTI
Sabah kahvaltıda sıcak pide alarak kahvaltıda yemek büyük bir zevk ve ayrıcalıktı. Sabah alınan pidelere tereyağ ve o zaman çok meşhur olan "Sana" yağı sürülür ve sıcak sıcak yenilirdi. Biz öğrenciler sabah okula gitmeden önce ailelerimiz tarafından fırına gönderilirdik, hatta yolda gören komşular bile kendilerine de pide getirmemiz için bize para verirlerdi.
O yıllarda en güzel pideler Tahir"in Fırınında çıktığından bir sürü çocuk, sabah erkenden fırının önündeki camekanın arkasında beklerdik. Tahir Abi önünde önlüğü, ağzında eğri duran sigarası ve küreğiyle fırından pideleri alır ve tezgahın üzerine hızla atardı.Hepimiz bir an önce pideyi alıp eve dönmek için acele ettiğimizden ;
-Tahir Amca,Tahir Amca bana da ,bana da diye bağırırdık, bazı uyanık çocuklar öne atlar,fırından hemen çıkan dumanı üstünde sıcak pideleri kapar,kucaklayıp eve koşarlardı.
ZİYARE ( Uzun Simit )
-Tahir Usta,çok iyi tava ekmek çıkarırdı,o zamana kadar ben başka bir yerde tava ekmek görmemiştim.Bir de öğleden sonraları " ZİYARE " denilen bu günkü simitin atası sayılan uzun simitler yapardı,Biz o zamanlar yuvarlak simit bilmezdik. O ziyareler üzeri susamlı olduğundan çok lezzetli olurdu.Yine Tahir Usta tarafından, yumurta akından ve şekerden köpüklü koni gibi şeklinde,beyaz köpük gibi " KAYMAKLI " denilen yumurta tatlısı yapardı.Daha sonraki yıllarda Tahir Usta kaymaklı tatlı işini bıraktı, kaymaklı tatlı işini sadece Topçu Süleyman Amca yapmaya devam etti.
FIRINDA BAYRAM BAKLAVASI PİŞİRME
O zaman her iki dini bayramda sinilerde "baklava tatlısı" yapma adeti vardı, Bayramdan birkaç hafta önce hazırlıklar yapılır, sinilere baklava hamuru hazırlanır, tepsinin ortasına bir kağıda sini sahibinin ismi yazılarak ekmek fırınlarına verilirdi.
Baklava sinisinin büyüklüğü ve malzemesi herkesin ekonomik ve sosyal durumuna göre olurdu. Zengin aileler birkaç sini, fakirler ise küçük orta boy tepsilerde baklava tepsisi hazırlarlardı. Bayram öncesi haftada fırınlarda bir telaş yaşanırdı, herkes aynı anda tepsilerini getirdiğinden fırıncılar tepsileri sıraya koyarlar, bir hafta kadar fırınlarda devamlı baklava tepsisi pişirilirdi. O zaman herkes tepsisini genelde ekmek aldığı fırına götürmek durumundaydı.
FIRINCILAR ARASI REKABET
İki fırıncı arasında tatlı bir rekabet vardı, devamlı Tahir Fırınından ekmek alan birisi bir gün orada ekmek kalmadığında veya ani misafir geldiğinde, o aile reisi Süleyman Amca"ya çocuklardan birini gönderirdi. Süleyman Amca kendi müşterilerini ve çocuklarını bire bir tanıdığından, kendi müşterisi olmayan ailenin çocuğuna ekmek satmazdı. Bazı aileler dargınlık olmasın diye birkaç gün bir fırından birkaç gün ise diğer fırından ekmek alarak denge kurmaya çalışırlardı.
- Hadi, hadi sen Tahir"e git, sana ekmek " yok derdi
Tahir Usta"dan ekmek alıyorsan Topçu Fırını"nın önünden onları göstererek geçemezdin, Devamlı Tahir Usta"dan alanlar, başka yollardan evlerine giderlerdi ama yine de Topçu Amca kendi müşterilerini tek tek tanırdı.
EKMEKTE VERESİYE DEVRİ
O zamanlar ekmekler her gün peşin para ile alınamazdı, devamlı alanlar için bir çizgili beyaz veresiye defter olurdu. Oraya her gün alınan ekmek sayısı yazılır, aylık veya ele para geçen zamanlarda ödenirdi. O zamanlarda veresiye defterlerinde 3- 5 yıllık
ekmek borcu olan batakçı tabir edilen kişilerden bahsedilirdi.
Süleyman Topçu Amcamız, akşam üzeri olduğunda tezgah üstünde satılmayan ekmek kalırsa, fırının önünden geçen köylülere;
- Köylüler, eve ekmek götüren yok mu, ekmek götürün voynn diye seslenir ve kalan ekmekleri satmaya çalışırdı. Satılmayan ekmekler çöpe atılmaz, dilim dilim kesilir ve fırında kızartılarak " peksimet "haline getirilir ve ertesi gün satılırdı.
SONRAKİ FIRINLAR
1970 yıllarında ise Fırıncı Yusuf olarak anılan Yusuf Yılmaz, ana cadde üzerinde bir ekmek fırını açtı ve dengeleri
değiştirdi. Yusuf"un müşterilerinin çoğu sonradan ilçeye yerleşen köylülerdi. Yusuf Yılmaz da, aynı zamanda, fırıncılığın yanında taksicilik ve daha sonraki yıllarda İl Meclis Üyeliği yapmıştır.
Şimdi üç fırından ikisi kapanmıştır, Topçu Fırını " Pide ve lahmacun Fırını" olarak işletilmektedir.
Tahir"in Fırını kapanmış ve yerinde önce oğlu tarafından mobilya ve sonra derici dükkanı açılmıştır. Fırıncı Yusuf"un yerinde ise önce market,sonrada lokanta açılmıştır,.
Daha sonra 1985 yıllarında Kaş Belediyesi tarafından Yap-İşlet_-Devret sistemiyle önce Halk Pazarına oranın yıkılmasından sonra Yüzbaşı Fehmi Sokulu Mezarlığı yanına " Belediye Fırını " olarak anılan fırın yapılmıştır.
15 yıl kadar önce ilçenin Çukurbağlılar Caddesinde Veli Tomruk ve Şevki Yörükoğlu"na ait binada Rize"li işletmeciler tarafından " Karadeniz Fırını " açılmış, daha sonra o fırın kapatılmış ve işletmecileri tarafından Kasaba mahallesinde yeni bir fırın yapılmıştır. Eski fırın yeri de " ekmek satış dükkanı" olarak çalışmaya devam etmektedir.
ANMA VE ÖZLEM
Ölüm yıldönümünde Tahir Yörük abi"mizi ve Süleyman Topçu Amca"mızı rahmetle anıyorum. Ruhları şadolsun. Kursağımızdan onların ekmekleri geçti ama o ekmeklerin tadları ve kokuları halen burnumuzda kokmaktadır.