Bahar gelmiş, çiçekler açmıştı,

Hertaraf rengârenk olmuştu,

Çiçek kokuları etrafı sarmıştı,

Kokuları içine çeke çeke,

Kırlarda yürümeye başladı ,

Yeşilliklerin üzerine uzandı,

Yuvarlanmaya başladı,

Gökyüzünü seyretti;

Güneş pırıl pırıl parlıyordu,

İnsanın içini ısıtıyordu.

Başını çevirdi; papatyaları gördü,

Papatyalar ona gülümsüyordu,

Papatya Falı aklına geldi;

Hemen kopardı bir çelenk,

Başladı teker teker koparmaya ;

"Seviyor- Sevmiyor; Seviyor- Sevmiyor ",

Sevmiyor çıkınca çok üzüldü,

Dünyası başına yıkıldı,

Gözlerinden yaşlar aktı,

Daldı gitti başka bir dünyaya.

Papatya çok duygulandı, üzüldü gence,

Âdeta dile geldi; başladı konuşmaya :

"Bak evlat! Ben seni tanımam, bilmem,

Senin kimi sevdiğini de bilmem,

Ben kendi halinde bir papatyayım,

Daha yeni açtım; bir kaç aylık ömrüm var,

Sen geldin; çiçeğimi kopardın,

Canımı acıttın, üzüldüm,

Âdet olduğu için; Falına baktın,

Ben ne bileyim "Senin kimi sevdiğini ,

Gönlünde kimin olduğunu,

Onun da seni sevdiğini, sevmediğini;

Şimdi bırak üzülmeyi,iç çekmeyi,

Yap bir demet çiçek, al eline,

Düş yola; sevdiğine git, kapısına vur,

Onu çok sevdiğini söyle,

Ellerini tut, gözlerine bak;

Seni Seviyorum de;

O zaman anlarsın; onun seni sevip sevmediğini,

Suçu,kabahati bana yükleme;

Ben sorumluluk kabul etmem,

Böyle bir yükün altına girmem,

Papatya Falına inanma;

Çünkü ben seni tanımam;

Sevdiğini hiç tanımam ;

Birbirinizi sevdiğinizi ben nasıl bileyim? ;

Ben kendi halinde bir Papatyayım;

Bugün varım; yarın yokum "

En derin saygı ve selamlarımı sunarım.