Millet olarak hepimizin ciğerini dağlayan çok büyük depremlerle sarsıldık. Ülkemiz vaki büyük bir depremle sarsıldı. Hüzün ve keder yüreklerimizi dağladı. Ateş sadece düştüğü yeri değil hepimizin yüreğini yaktı. Dillerimizde dua, içimizde umutla enkazların başında bekledik. Canlarımızı kurtarmak, birbirimize el uzatmak için hep birlikte seferber olduk. Onlarca kardeşimizi ahiret yolculuğuna uğurladık. Yaralılarımız ve evini barkını yitiren insanlarımız için seferber olduk. Afet gerçeğiyle bir kere daha yüzleştik.
Bu elim hadisede, geçmişten günümüze afetlerde vefat eden bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, sevdiklerine ve milletimize başsağlığı, sabr-ı cemil niyaz ediyoruz. Rabbim, yaralılarımıza acil şifalar ihsan eylesin. Depremden zarar görenlere en kısa zamanda toparlanmayı, yaralarını sarmayı, hayata tutunmayı nasip etsin. Yüce Rabbimiz, bizlere bir daha böyle acılar yaşatmasın. Ülkemizi, milletimizi, İslam âlemini ve bütün insanlığı her türlü afetten muhafaza buyursun. Âminn.
On ilimizdeki deprem çok düşündürücü ibret almamız gereken bir olay. Evet çok insan hayatını kaybetti. Bebeklerimiz,Çocuklarımız hiçbir şeyden habersiz olarak ebedî âleme göç ettiler. Hepsine Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun. Yaralılarımıza âcil şifalar versin. Göçük altında kalanlarada en kısa zamanda kurtulmayı nasîbetsin.
Herşeyde bir hayır vardır. Bu olay insanımızı çok üzdü. İnsanımıza çok şeyler anlattı, bizi bir araya getirdi. Herkes depremzedeler bir şeyler yapabilmek bir şeyler verebilmek için koştular. Güzel bir dayanışma ortamı oluştu. Devletimiz, bütün güçleriyle ilk andan itibâren arama ve kurtarma çalışmalarına başladı. Ordumuz, Belediyelerimiz, Valilerimiz, Derneklerimiz, Vakıflarımız ve herkes oraya birşeyler verebilmek, katabilmek için yarışa girdiler.
Bu güzel bir dayanışma. Aslında bu BİRLİK ve DAYANIŞMA sadece zor zamanlarda değil, her zaman olmalıdır. Allah ve Resûlü böyle emrediyor.
Bazı kendini bilmezler çok yanlış ve yalan haberler ortaya atmaya ve kendileri dışındakilere çamur atmaya  çalışıyorlar. Bunlara hiçbir zaman iltifat etmeyelim. Sosyal medyada bunları paylaşmayalım. Onlara cevap bile vermeye değmez. Haydi hep birlikte yaralarımızı sarmaya ve birbirimize derman olmaya koşalım.
Vira Bismillah.
Kardeşlerimize yardıma koşmalı, yardım kampanyalarına olanca gücümüzle iştirak etmeliyiz. Çünkü zelzeleye maruz kalan bu kardeşlerimizin çok ihtiyaçları vardır. Onları yardımsız bırakmamalıyız. Yardım edebilmek önemli bir haslettir. Herkes kolay kolay yardım edemez. Yardım edemeyince yardımın faziletine eremez. Bundan zevk alamaz. Mutluluklar paylaşıldıkça artar musibetler de paylaşıldıkça azalır, bunu unutmayalım.
وَالسَّابِقُونَ الأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَاْلأَنصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
“İslâm’da birinci dereceyi ka¬zanan, öne geçen ilk Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle tâbi olanlar yok mu? İşte ALLAH onlardan razı olmuştur. Onlar da ALLAH’tan razı olmuşlardır. ALLAH bunlar için, kendileri içinde ebedi kalıcı olmak üzere altlarından ırmaklar akan cen¬netler hazırlamıştır. İşte bu, en büyük kurtuluş ve bah¬tiyarlıktır.
Abdullah b. Ömer (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:
المسلم أخو المسلم لا يظلمه ولا يسلمه ومن كان في حاجة أخيه كان الله في حاجته ومن فرج عن مسلم كربة فرج الله عنه كربة من كربات يوم القيامة ومن ستر مسلما ستره الله يوم القيامة
“Müslüman, Müslümanın din kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu, başına gelen musibete veya düşmana teslim etmez. Kim ki kardeşinin ihtiyacını görmekte olursa, ALLAH da onun ihtiyacını görerek mukabele de bulunur. Kim ki Müslümandan bir tasayı giderir ve memnun ederse ALLAH da buna karşılık ondan kıyamet gününün sıkıntılarından bir sıkıntıyı giderir. Kim ki Müslüman kardeşinin dünyada ayıbını örterse, ALLAH da kıyamet gününde onun ayıbını örter.”
 Ebu Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:
من نفس عن مؤمن كربة من كرب الدنيا نفس الله عنه كربة من كرب يوم القيامة ومن يسر على معسر يسر الله عليه في الدنيا والآخرة ومن ستر مسلما ستره الله في الدنيا والآخرة والله في عون العبد ما كان العبد في عون أخيه...
“Bir kimse bir Mü’minden dünya sıkıntılarından bir sıkıntı giderirse; ALLAH Teâlâ ondan ahiret sıkıntılarından bir sıkıntı giderir. Bir kimse başı sıkılana kolaylık gösterirse, ALLAH Teâlâ ona dünya ve ahirette kolaylık verir. Ve bir kimse bir Müslümanın aybını örtbas ederse, ALLAH Teâlâ da dünya ve ahirette onun aybını, günahını örtbas eder. Kul din kardeşinin yardımında oldukça, ALLAH Teâlâ da kulun yardımındadır…”
İşte bu iki hadis-i şerif, İslâm cemiyetinin esas kaidelerinden birisini teşkil etmektedir. Müslümanlar karşılıklı haklara riayet ve birbirlerine karşı sevgi, saygı, merhamet ve şefkat hususunda insan vücudu gibi olmalıdırlar.
Bu hususta Numan b. Beşir (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin:
مثل المؤمنين في توادهم وتراحمهم وتعاطفهم مثل الجسد إذا اشتكى منه عضو تداعى له سائر الجسد بالسهر والحمى
“Birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerine şefkat hususunda Mü’minlerin örneği bir vücud gibidir. Ondan bir organ hastalanırsa, vücudun diğer organları uykusuzluk, ateş ve rahatsızlık hususlarında ona katılırlar.”  fermanı gereğince millet olarak 76 milyonun bütünleşmesi gereken günlerdir.
Yüce Rabbimiz de şöyle buyuruyor:
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا
“Topyekûn, hep birlikte Allah’ın ipine Kur’an-ı Kerîm’e sımsıkı sarılınız. Tefrikaya düşmeyiniz, ayrılıp parçalanıp bölünmeyiniz...” 
O halde Mü’min kardeşlerim! Gün, kenetlenme günüdür. Gün, yardımlaşma ve dayanışma günüdür. Gün, dua ve niyazla Cenâb-ı Hakk’a sığınma, O’nun engin rahmetini ve yardımını isteme günüdür. Öyleyse geçmişte olduğu gibi bugün de imanımızın gereği olarak birlik, beraberlik ve kardeşlik şuuruyla hareket edelim. Birbirimizin umudu, birbirimizin yaşama sevinci olalım. Depremden etkilenen her bir kardeşimizin yüreğine dokunalım, gözyaşlarını silelim. Hüzünlerimizi paylaşarak azaltalım. Maddi ve manevi bütün imkânlarımızla kardeşlerimizin yanında olalım. Yüreklerimiz soğuk kış gecelerinde ısınacakları bir soba, başlarını sokabilecekleri bir yuva mesabesinde olsun. Böylesi zamanlarda sağduyumuzu ve sükûnetimizi daha bir özenle muhafaza edelim. Birlik ve kardeşliğimize zarar verebilecek her türlü söz ve davranıştan uzak duralım.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا. إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا
“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, her zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır..”
Evet, Rabbimizin gönüllerimize sağanak sağanak yağdırdığı inşirah ve umutla, inanıyoruz ki bu zorluğun da beraberinde bir kolaylık, bu sıkıntının da ardından bir ferahlık gelecektir. Biliyoruz ki her türlü zorluğu omuz omuza, gönül gönüle aşan aziz milletimiz, sahip olduğu basiret ve feraseti, Rabbimizin rahmet ve inayeti, devletimizin kudret ve gayretiyle yine yaralarını saracaktır inşallah.
Milletçe zor zamanlardan geçiyoruz. Tek yürek, yekvücut olup yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Acılarımızı hafifletmeye, umutlarımızı diri tutmaya devam ediyoruz. Allah’a gönülden bağlı müminler olarak inancımız odur ki bu sıkıntı bulutları, ilahi rahmet rüzgârlarıyla dağılacaktır. Hayır ve bereket kapıları dua, kardeşlik ve dayanışma anahtarıyla açılacaktır. Gönüllerimiz, huzur ve sekînete kavuşacaktır. İman dolu yüreklerimiz, selamet bulacaktır inşallah. Zira müminlerin velisi ve yardımcısı Yüce Allah’tır. O, bize bizden daha yakındır. Her halimizi bilen, bize metanet ihsan eden, gönlümüze ferahlık veren O’dur. Kıymetli Müslümanlar! Afetler karşısında imanımızdan güç almak, duaya sığınmak, kulluğumuzun bir gereğidir. Evet, bugün gönlümüzü duaya açma, halimizi Cenâb-ı Hakka arz etme vaktidir. Sonsuz kudret sahibinin yardım ve inayetini dileme vaktidir. Yüce Mevlamızın:
اُدْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ
“Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.”  emrine icabet etme vaktidir.
أُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ
“Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin.::”  buyruğuna kulak verme, samimi yakarışlarda buluşma vaktidir. Bugün, depremin sebep olduğu yıkımla mücadele eden milletimiz için Yüce Rabbimizden rahmet, metanet, güç ve kuvvet dileme vaktidir.
Böylesi zor zamanlarda millet olmanın gereği, kardeşlik ruhumuzu canlı tutmaktır. Duyarlı ve samimi olmak, birbirimizin derdiyle dertlenmektir. Darda kalan kardeşlerimizin işini kolaylaştırmak, afetle sarsılan dünyalarına güven aşılamaktır. Kimsesiz, yalnız ve yardımsız olmadıklarını onlara hissettirmek, ellerinden tutmaktır. Bilhassa çocuklara kol kanat germek, öksüz ve yetimlerin hâmisi olmaktır. Şüphe ve endişeye, fitne ve fesada asla fırsat vermeden, erdemlerimizi yaşatmanın, kardeşlik ahlakını yüceltmenin şimdi tam zamanıdır!
Peygamberlerinin azmi neticesinde onlara lütfettiği çareyi bize de ihsan etmesi için Yüce Rabbimize dua edelim. Üzerimize sekînet yağdırması, gönüllerimizi onarması, yaralarımıza derman olması için O’na yalvaralım. Yüreklerimizi birbirine kaynaştırması, birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurumuzu daim kılması için O’na niyazda bulunalım.
Bu vesileyle ahirete irtihal eden kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan bir kez daha rahmet, yaralı olanlara acil şifalar diliyorum. Yüce Rabbimiz, aziz milletimize ve bütün insanlığa bir daha böyle acılar göstermesin. Âmin.