Doğayı kasıp kavuran, eskilerin “ yorgan kurutma sıcakları“ ; kemiklerimi ısıttı” dedikleri, öküzlerin çektiği düvenle, kısraklarla harman dövenlerin çok sevdikleri “ kurutucu”, harmandaki ürünü tav’landıran yay sıcakları başlamıştır. Eskiler yaz dönemine “ yay” derlerdi.

    Doğadaki her olayın bir anlamı ve görevi vardır. Günümüzde sıcaklar doğal gelişmelerin yanında “ ekonomik “ bir etken olmuştur. Sıcaklar, tatil ve turizmin en önemli doğal nedenidir. Günümüzde İnsanoğlu sıcak havayı gelir kapısı haline getirmiştir. Milyonlarca insan havaların sıcak olmasını beklemekte ve gelirini sıcaklardan kazanmaktadır.

YAZ NEVSİMİ TAM GELDİ!

 Yaşanmayan kış mevsiminden ve nemli ve bulutlu havalarla geçen ilkbahar mevsiminden sonra dünden itibaren sıcaklıklar 10 derece artarak birden yaz sıcakları geldi. Antalya’da oturacak evin varsa yazın hayat kolay, havaların ısınmasıyla sebze ve meyve fiyatları normale yakın oldu, bazı ürünler iyice ucuzladı. Kilometrelerce uzanan halk plajlarında giriş ücreti; şemsiye, şezlong kirası, en önemlisi otopark ücreti yok. Duşlar ve WC’ler, hatta kablosuz internet bedava.

HAYAT HEPİMİZE KOLAY GELSİN

  Atalarımız; “ tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış “ derler.

  Günümüzde devleşen şirketler, kurumlar veya insanlara tepki yapsak, küssek bile onların bundan haberi bile olmuyor. Diğer insanların yasal, toplumsal veya örf, adetlerden gelen hakları ve duygusal tepkileri günümüzde görülmüyor, bilinmiyor ve duyulmak istenmiyor.

   İnsanların çoğunun argo deyimle “ güçlü arkası “ yoksa, ekonomisi zayıf, kapıları açacak sıfatları da bulunmuyorsa bu devirde yalnızlığı ile başbaşa yaşamak ve sorunlarını kendi başına çözmek zorundadır.

 Hayat hepimize kolay gelsin.

KOŞANLAR ARKAYA GERİYE BAKMAK İSTEMEZLER

 Koşanlar özellikle hep önde koşanlar arkaya, geriye bakmak istemezler. İnsanlar hep öndeki koşanlarla yarışmaktan etrafa ve özellikle“ Arkaya, Geriye“ bakmak istememektedir. İnsanın içindeki hırs ve kibirin etkisiyle hep başkalarını geçmek isteyen insanlar, koşarken arkalarında çıkardıkları toz ve gürültüden arkada kırıp döktüklerinin farkında değildirler.

 Bu hayat koşusu sırasında insanlar oturdukları bu şehirleri kurmak için savaşanları hiç bilmemekte, tarihi eserleri bir tiyatro maketi gibi görmektedirler. Bütün insanları hayat kandıracak, yarış atı gibi koşturacak ama aslında gerçekleri herkes farkettiğinde yolun sonu görünecektir.

   Bu kısa hayat yolunda dostlarıma sağlıklı ve mutlu yolculuklar diliyorum.

BİR AĞlZDAN ÇlKAN SÖZ BİN AĞlZA YAYlLlR

 Atalarımız; bir ağızdan çıkan söz bin ağızda yayılır “ derler.

Adamın birisi; aşağı pazarda bir yalan attım, yukarı pazarda kendim de inandım “ demiş. İnsanlar ağızlarından çıkan sözlere ve bu günkü ortamda sosyal medyaya yazdıklarına çok  dikkat etmelidir. Söylenen, yazılan sözleri her kesinden insanın“ nasıl anlayıp, yorumlayacağı bu sözlerin insanlara nasıl etki edeceği “ düşünülmelidir. Öfke ve hasetlikle söylenen / yazılan şeyler çok başka anlamlara çekilip toplumda istenmeyen sonuçlar doğurabilir.

   İbadet ve dualarınız kabul olsun, Allah insanımıza önce akıl ve fikir versin.

 İŞTEN ARTMAZ DİŞTEN ARTAR

 Atalarımız; İşten artmaz, dişten artar” derler. İnsanlar kazandıkları herşeyi harcayarak değil biriktirerek tasarruf ederek, mal, mülk sahibi olurlar. 1900 yıllarında başlayan Balkan Savaşları ve göçlerle başlayan, Kurtuluş Savaşı ile devam eden kıtlık, yokluk ve yoksunluk yıllarından sonraki kuşaklar yediklerinden içtiklerinden kısarak bu günkü varlıklarına ulaşmışlardır.

  2000 yıllarına kadar bankalar çocuklara kumbara dağıtır, okullarda bize yerli malı haftaları düzenlenir, tasarruf öğretilirdi ve teşvik edilirdi. Aile büyüklerimiz; “ Sel her zaman kütük getirmez “derler, o an kazanılan malın, paranın saklanması istenirdi.

   Günümüz sisteminde insanlara para “ harcayarak kazanma teşvik ediliyor, bankalar kumbara yerine “harcama /kredi kartı dağıtıyor ve “ harca kazan” algısı yaratıyorlar.

Herşeyi harcayın ama başkaları için hayatınızı harcamayın.

MEYVELİ AĞAÇ TAŞLANIR

   Atalarımız; “Meyveli ağacın başı aşağı salar” demişlerdir.

  Dikenleriyle ve özel meyvesiyle bilinen “ Frenk inciri” olarak adlandırılan bu bitki yazın gelmesiyle birlikte bütün güzelliklerini ortaya sermekte, üstündeki sayısız meyvesiyle onlardan faydalanacak canlılara hizmet etmenin gururunu yaşamaktadır.

   Kalp şeklindeki özel yaprağı ile belki bizlere sevgiyi hatırlatmaya çalışmaktadır. Herkese sağlıklı ve şanslı haftalar diliyorum.

AŞAĞIDAKİLER YUKARIYA ÇlKAR YUKARIDAKİLER AŞAĞlYA İNER

   Dünya çarkının dönmesi sonucu aşağıdakiler yukarıya çıkar, yukarıdakiler aşağıya iner.

   Ortalama 40-50 senede devran değişir hayali çark döner. Bu dönme esnasında her şeyin yeri değişir. Günümüzde büyük dönüşüm corona virüs salgınından sonra yaşanmıştır.

Bu dönüşüm sonrası insanların korkusu; tercihi, ilgi ve istekleri değişmiştir. Bu istekleri, tercihleri  değerlendiren insanlar yeni iş kolları yaratmışlardır. Büyük değişim sırasında insanların sosyal konumları ve karakterleri de değişir. Eski zenginlerin yanında yeni zenginler doğar, 4. kuşağa gelmiş aile şirketleri ve zengin aile çocukları gerilemeye başlar. Bu yeni zenginler toplumun dengesini bozar, aniden zengin olanlar “Sonradan görme” krizlerine girebilirler. Atalarımız; “ Görmemiş görmüş, güle güle ölmüş, zenginlik ev gezer güzellik soy gezer” derler. Eskilerin “ gezme” dedikleri olaylar hep bu büyük değişim sırasında gerçekleşir. Bu değişim döneminde yeni ihtiyaçlar, yeni meslekler ortaya çıkar.

   Günlük rutin sorunlar nedeniyle çevreyi hiç göremeyen insanlar, bu büyük değişimin çok farkında değillerdir.