Millet olarak On bir sultanı payesini verdiğimiz Ramazan ayının manevi atmosferini teneffüs etmenin hazzını doya doya yaşadık. İslamın 5 esasından biri olan oruç ibadeti ile hem bedenimizi hem de ruhumuzu toksinlerden arındık. Takvaya eriştik. Bu aya sakladığımız zekat ve sadakalarımız ile hem fakirleri ve muhtaçları sevindirdik, hem de nefsimizin cimriliğinden kendimizi korumaya çalıştık.

İftar sofralarında iftar saatini beklerken, ezanların okunuvermesiyle nimetlere kavuşma sevincini yaşadık. Şükrettik. Gece yarısı uykumuzun en tatlı anında uyanıp sahur bereketini yaşadık. Allah için fedakarlığı öğrendik.  Teravih namazları ile Ramazan gecelerini ihya etmenin şuuruna erdik. Mukabele ile kalbimizi nurlandırdık. Eğer gerçekten bunları yapabildiysek bayram sevincini, coşkulu bir bayramı hak ettik. Çok şükür. Hepimizin Bayramı kutlu olsun.

Öyle bir bayrama giriyoruz ki, gönül alışverişimiz doruğa tırmanacak; dargınlar, barışmak bir yana dost olacak; yüzler gülecek, gülücükler yağdıracak; kü­çükler mutlu, büyükler hem mutlu hem de umutlu; ev­latlar, öğrenciler taatlı, itaatli; anne-babalar, öğretmenlerse duâlı, niyazlı olacaklar.

 Bayram günleri kardeşlik duygularının en geniş bir şekilde ortaya çıktığı günlerdir. Bugün dargınlar barış­malı, dostlar kaynaşmalı; büyük-küçük herkes üzerine düşeni yapmalı. Akrabalar birbirlerini ziyaret etmeli, anne-babaların elleri öpülmeli, hal ve hatırları sorul­malı, baba dostları ziyaret edilmeli.Dargınların barıştırılması için teşebbüste bulunmalı, böyle teşebbüsler desteklenmelidir. Mahalle komşuları, apartman sakinleri birbirlerini ziyaret etmeli birbirlerinin hayır duasını almaya özen göstermelidir.

Bugün çocuklar en güzel elbiseleri giyinmeli; yetimler yoksullar, kimsesiz çocuklar unutul­mamalı. Yine unutmayalım ki, kimsesiz bir çocuğun ayağına giydirdiğimiz bir çift pa­buç, mahşer gününde, bizim en sıkıntılı zamanımızda şefkat vesilesi olarak karşımıza çıkacaktır; hasılı, yapa­cağımız her çeşit hayır, iyilik ve yardım asla karşılıksız kalmayacaktır.

Bayramlar, aramızda bulunan soğuk ve gergin ilişkileri yumuşatma, ayrıca kırgınlıkları, küslükleri bitirme zamanı olmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Müslümanlar arasındaki dargınlığı hiç hoş karşılamamış ve şöyle buyurmuştur:  "Birbirinize kin tutmayınız, haset etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir.”

Bayramlarımızın bize kattığı bir başka güzellik ise, Sıla-i Rahim’i daha sık gerçekleştirmemiz ve bu vesile ile büyüklerimizin dualarını almamızdır. Sıla-i Rahim Kur’an-ı Kerim’de emredilen ve Sevgili Peygamberimizin sünnetinde yer bulan bir husustur. Nitekim Kur’anı-Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının.” (Nisa:1)

Bayramlar birlik ve beraberliğin en sağlam zemine oturduğu günlerdir. Milletçe kaynaşma ve birlik-beraberlik duygularının yoğun olarak yaşandığı bayram günlerindeki bu tablonun sürekli olması için çaba göstermeliyiz. Bunu bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.

İslam Dünyasının içinde bulunduğu bölünmüşlük tablosu yüreklerimizi sızlatmaktadır. Ülkemizin stratejik önemi sebebiyle, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmak için her an fırsat kollayanların olduğunu hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıyız. Vatanımız, bizim evimizdir. Sığındığımız yuvamızdır. Çocuklarımızı büyüttüğümüz, aile olmanın mutluluğunu yaşadığımız yerdir. Vatanımızı kaybedince gidecek başka yerimiz yoktur. Vatanımızı elimizden almak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.

Bu vesile ile sevinç, mutluluk ve huzur günü olan bu bayram gününün hem kendimize, hem memleketimize ve hem de bütün İslam âlemine hayırlar getirmesini Rabbimizden niyaz ediyor Bayramını tebrik ediyorum. Yüce Rabbim sevdiklerimizle beraber mutlu ve huzurlu nice bayramlar geçirmemizi nasip etsin. Amin!