BİR GÜVEN ABİDESİ: MUHAMMED’ÜL-EMİN (S.A.V)

Bir Kutlu Doğum Haftasına daha eriştik. İnsanlığın içinde bulunduğu manevi buhranlardan çıkışın yegane çaresi Peygamber Efendimizin örnek hayatında yer alıyor. Bu yıl ki Kutlu Doğum’un ana teması  Hz. Peygamber ve Güven Toplumu.

Güven, yani emin olmak, emniyet, emanet aynı kökten türemiş kavramlar. Emin, emniyet ve emanet kelimeleri Arapçada e-m-n kökünden gelir. Emin olmak, güvenilen, kendisine emniyet edilen demektir. İman ve mümin kelimelerinin kaynağı da aynı kelimedir. Dolayısıyla bu kelimeden İslam dininin pek çok kavramının türetildiğini görmemiz mümkündür. Bu terimin karşıtları ise, hain, anarşi, kâfir gibi dinde menfi anlama gelen kavramlardır. Bu nedenledir ki, İslam dini, inananlarından bu kelimenin olumlu manalarını üstlerinde taşımalarını, zıt anlamlarından da şiddetle kaçınmalarını ister.

Müslümanlar için her anlamda örnek bir hayat yaşayan Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) İslam öncesi dönemde en bilinen ve öne çıkan özelliği “emin” olmaktır. Bu sebepledir ki, Mekkeliler ona risaletinden çok önce Muhammedü’l-Emin adını vermişlerdi. Peygamberliğinden sonra da müşrikler onu emin olarak tanımlamaya devam etmişler, kendisine şair, mecnun, sihirbaz, kâhin gibi sıfatlar yakıştırmaya çalışmışlarsa da (Sâd, 38/4; Kamer, 54/2; Duhân, 44/14; Tûr, 52/29; Kalem, 68/2; Mü’minûn, 23/68-70; Sebe’, 34/7- 8; Kalem, 68/51-52; Enbiyâ, 21/5; Hâkka, 69/41-43.), hiçbir zaman onu yalancılıkla ve güvenilmez olmakla itham etmemişlerdir. Dolayısıyla onun peygamberlik öncesinde müşrikler tarafından da kabul edilen en bariz hususiyeti doğru ve güvenilir (emin) olmasıdır.

Peygamberimiz İslamiyet’i tebliğ etmeye başladığı günlerden birinde Safa Tepesi’ne çıkarak “Ey Kureyşliler! Size şu dağın ardında düşman atlıları var, üzerinize baskın düzenleyecekler dersem buna inanır mısınız?” diye sorduğunda: “Elbette inanırız, çünkü şimdiye kadar senin yalan söylediğini hiç duymadık.” dediler. (Buhari, Tefsiru Kur’ân, Suretü Tebbet, 1-3; Müslim, İman, 355.) Başka bir rivayete göre ise aralarında Ebu Süfyan’ın da bulunduğu bir ticaret kafilesi Şam’a gitmişti. Burada Bizans kralı Ebu Süfyan’ın da içinde bulunduğu Kureyşli tüccarları huzuruna ça- ğırıp onlara Hz. Peygamber hakkında sorular sordu: Sorulardan biri de onun daha önce yalan söylediğini işittiniz mi şeklindedir. Ebu Süfyan’da ondan hiçbir zaman yalan bir söz duymadıklarını itiraf etmiştir. (Buhari, Bed’u’l-Vahy, 1.)

Eminlik sıfatı, ancak kişinin kendi niyeti, gayreti ve faaliyeti neticesinde kazanılabilir. Yani bu sıfat, doğuştan elde edilen, anne babadan tevarüs yoluyla kazanılan bir özellik değildir. Ayrıca makam ve mevki ve zenginlik sayesinde de güvenilir olma hususiyeti elde edilemez. Hatta makam ve mevki, kendisine daha çok şey emanet edildiği için, bazen kişinin emniyetsizliğini, güvenilir olmayışını daha da açık bir şekilde ortaya çıkarır.

Bu vesile Kutlu Doğum Haftanızı tebrik ediyor, Kaş İlçe Müftülüğümüzce tertiplenen 19 Nisan 2017 Çarşamba günü bugün  saat 20.00 Çerçiler Düğün Salonundaki  Kutlu Doğum Konferansına tüm Kaşlı hemşehrilerimizi davet ediyorum.