Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ömrünün sonuna kadar hiç terk etmediği bir ibadet olan itikaf; Kur'an-ı Kerim'le ve Hz. Peygamber'in (sav) uygulamasıyla sabittir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vefat edinceye kadar ramazan ayının son on günü itikafa devam etmişlerdir. 

 Dini bir terim olarak; bir yerde bekleme, durma ve kendini bir şeye adama, vakfetme manasına gelen itikaf; akıllı, buluğ çağına ermiş bir müslümanın namaz kılınan yahut ibadet yapılan bir mekanda ibadet niyetiyle bir süre bulunması demektir. Niyet etmek, oruçlu olmak, itikafı beş vakit cemaatle namaz kılınan camide yapmak itikafın şartlarındandır. Kadın camide değil evinde namaz kıldığı odada itikaf yapar. İtikafa giren kişi zikir, tefekkür ve ibadetle meşgul olur, camide yer, içer, uyur ve lazım olan şeyleri camide alır. Bunlar için camiden çıkarsa ve Kuran-ı Kerim'de: "...siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın...." uyarısına uymadığı takdirde itikafı bozulur. İtikafa giren kişi ancak; tuvalet, banyo ihtiyacını gidermek ve abdest almak için, kendisine ve malına bir zarar geleceği korkusu ile ve zorla camiden çıkarılması durumunda başka bir camiye geçmek üzere camiden çıktığında itikafı bozulmaz.

Ramazan ayının hatırlattığı bu ibadet sayesinde kalpler, bir süre olsun dünya işlerinden kurtularak Allah'a (c.c.) yönelir. İtikafa giren kişi itikaf boyunca bütün vakit namazlarını bir işe yetişmek, bir görevi üstlenmek gibi kaygılar taşımadığı için aceleye getirmeden bütün adabına dikkat ederek eda eder. Cemaatle yaptığı tesbihata hem salavat ve Esma-ü'l- Hüsna'yı ekler, hem de Efendimiz'den (s.a.v.) nakledilen sabah ve akşam dualarını da terk etmez. Farz namazlar ve onlara tabi olan sünnetlerin yanı sıra duha, evvabin, tesbih, hacet, istihare, tevbe ve teheccüt namazlarını da kılar. Gündüzleri oruçlu geçirir, oruçlu olmadığı saatlerde de vaktini Kur'an, dua, salavat, tevbe ve istiğfar ile meşgul olarak geçirir. Bir saati, bir sene nafile ibadete denk olan tefekkür halinde bulunur. Allah Teala'nın tüm nimetlerini hatırlar, şükrünü artırmaya vesile kılmış olur. Ve yine o güne kadar yaptıkları hataları ve kaçırdıkları iyilikleri düşünerek kendisini muhasebe ve sorguya çeker; günahlarından tevbe ve istiğfar ile temizlenmeye gayret gösterir. İtikaf sayesinde insanın maneviyatı yükselir, kalbi nurlanır. Allah'ın evi olan camide Allah'ın evinde O'nun sonsuz rahmetine erişmiş olur. Ramazan ayının son on gününde itikafa giren kimse bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni ihya etme ve ihya olma fırsatını da değerlendirmiş olur.

Gülhiman HEKİMOĞLU     
Kaş İlçe Vaizi