Sevgili Kaşlı Dostlarım

   İyisi, kötüsü, acısı, tatlısı ile bir yılı daha geride bırakmamıza az kaldı. Önümüzdeki haftalardan itibaren her sene moda olduğu gibi ve bizim de okumaktan bıktığımız gibi, yılbaşı kutsal mıdır? değil midir? kutlanır mı? kutlamak caiz değil midir, ya da yılbaşı ağacını Müslümanlar süsler mi ? benzeri konular gündeme gelecektir.

Ben de kendi düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.Yılbaşı kutlanır. Neden kutlanmasın ki. Yeni yıl her dil ,din ve ırktan insanın yeni yılı olacak. Hepimiz eğer ömrümüz ve sağlığımız elverirse 2018 yılına gireceğiz. Hepimiz yeni bir yıl bekleyecek, birbirimize, sağlık, başarı, bereket ve bütün bu dileklerin toplamı olarak mutluluk dileyeceğiz. Bu bizim en doğal hakkımız. Ve bu dilekleri ister evlerimiz de ister dışarıda eğlence yerlerinde yapabiliriz. Ama tek sebebimiz yeni yıla girmek, giyimlerimiz, kutlama şeklimiz, yediklerimiz, ister geleneklerimiz olsun, ister taklit sadece bizlerin özgür iradesi ile yapılan davranışlar ki bunun için insanları din dışı, ırkçı ya da asosyal yani sosyallikten uzak olmayan insanlar olarak isimlendirmek yanlıştır. Gayri Müslim dediğimiz vatandaşlarla birlikte büyüyüp, okuduk, aynı binalarda yaşadık.  Ben ve çevrem bu sebeple bizde çok kültürlülük vardır.

Çok kültürlülük fazla bilgim, ya da görgülü olmak değil. Sadece bir kaç değişik din ve görenek ile büyütmektir. Kimseye ayrıcalık kazandırmaz sadece bilgi sahibi olunur. Bu arada giyim, kuşam, eğence biçimi, yenecek yemekleri de seçimimiz de hep bu çok değişik kültür egemendir. Önemli olan başkaları yaptığı için değil, kendi arzularınıza göre bir şeyleri seçmek ve ondan zevk almaktır. Gelelim her yıl süslenen yılbaşı ağaçlarına, yada küçük kırmızı çiçekleri olan Kokinalardır. İsmi Yunanca kırmızı anlamına gelen Kokina, yeni yılın gelmesiyle şehirdeki bütün çiçekçilerin ve çingenelerin tezgâhlarını süsler.

Çok zahmetli koparılması ve toplanması çok zor ve ellere batan acılı bir çiçek olsa da bizler bunların üzerlerine küçük pamuklar koyarak, kışın karın gelmesini simgeleyen küçük ağaçlar yaratırız. Ne zararı var ! kimi dininden yada ibadetinden uzaklaştırır. Kimseyi, üstelik bin bir eziyetle bunları toplayan insanlarında belki kazançlarına yardım ederiz. Onlar maddi olarak kazanırlar. Bizler manevi haz alırız, ve çok da uzun süre dayanırlar. Doğada yaratılmış hiç bir canlının, insan, hayvan ve bitkinin uğursuz olduğuna inanmam ben ve uğursuzluk da getirdiğine inanmam. Önemli olan sizin hayata ve insanlara bakışınızdır. Hayat insanların kötüsünü tarih de hep bir yerlere yerleştirmiştir ve yerleştirecektir.

Yılbaşı ağacı; bizler yılbaşında gayri Müslim vatandaşların evlerini görerek süsleriz ki, aslında "Noel" denilen 24 Aralık için ayın ortalarından başlamak üzere süslenen bir ağaçtır. İmkanı olan tabiî ki gerçek ağaçları kesmeyecekse neden süslemesin. Elektrik sisteminde sorun olmayan, ışıkların yanması sonucu yangın olaylarına sahne de olan ama dikkatlice kullanılırsa sorunda çıkarmayan yılbaşı çamı aslında Noel çamıdır. Noel ağaçları Pagan geleneklerinden gelen bir ritüeldir.Günümüzdeki Noel ağacının Almanya'nın batısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ortaçağda Adem ve Havva'yı canlandıran bir oyunun ana dekoru, cennet bahçesini temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacıydı. Adem ve Havva yortusunda (24 Aralık günü) Almanlar evlerine böyle bir cennet ağacı dikerler, üzerine Komünyon'daki kutsanmış ekmeği simgeleyen ince, hamursuz ekmek parçaları asarlardı; bunların yerini daha sonra değişik biçimlerdeki çörekler aldı.

Noel mevsiminde ağaçla aynı odada Noel piramidi de bulunurdu. 16. yüzyılda Noel piramidi ve cennet ağacı birleşerek Noel ağacını oluşturdu. Biz de bunlar sadece komşularımızın yada sevdiğimiz dostlarımızın yaşadığı renkli değişiklikleri beğenerek almamızdan gelenek hale gelmiştir. Mecburi değildir. Mutluluk ve huzur beklentisinden başka bir şey değildir.Yılbaşı kutlamaları yeni gelen yılı karşılamak amacıyla yapılır. Günümüzde yılbaşı kutlamaları ile Noel Bayramı karıştırılmaktadır.

Noel Hıristiyanlık inancında Hz. İsa'nın doğumunu kutlamak amacı olan bir bayramdır. Noel arifesi 24 Aralıktır ve 25 Aralık da başlayan bayram hafta boyunca devam eder. İngilizcede Noel anlamına gelen Christmas'ta kullanılmaktadır. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık'a denk gelen 6 Ocak'ı Noel olarak kutlarlar.

Yılbaşı Türkiye dahil çoğu ülkenin kabul ettiği miladi takvimin son gününden ilk gününe geçiş gecesidir. 1 Ocak bu takvime göre yılın ilk günüdür. Hicri Takvime göre ise yılbaşı Muharrem ayının 1′inde gerçekleşir. Hicri Takvim bir Ay takvimi olduğundan 354 güne denk gelir. Dolayısıyla Miladi takvime göre yılbaşı her yıl 11 gün önce gerçekleşir.

Sonuçta hepimiz yepyeni bir yılı umutlarla beklemekteyiz. Birbirimizi eleştirmeden, istediğimiz şekilde kutlamak özgür irademize bağlıdır. Tamamen bizlere ait bir davranıştır. Önemli olan kendimiz için beslediğimiz iyi hisleri gerçektende sevdiğimiz sevemediğimiz herkes içinde beslemektir. Esas din SEVGİ dir. Ben hep bunu söyler ve yazarım.

Sevmedikten sonra ve iyi dilekler dilemedikten sonra yaşamın ne anlamı olabilir ki, birde artık hepiniz biliyorsunuz ki benim bir Körfez çalışma hayatım oldu. İnanın şeriatla yönetilen, Şeyhlerin ülkelerin de bile, yılbaşı çamlarını süsleyip, istedikleri ve imkanlarının el verdiği şekilde kutlamaları yapıyorlar. Lütfen mutlu ve huzurlu yaşamayı bilin, önemli olan o..

Sevgilerimle....