Fotoğraf: Güney Amerika ülkelerinden Ekvador’da Ayahuasca şaman ayin sırasında

Eski Türkler denilince şamanlık, tengri sözcükleri akla gelir. Tengri bildiğiniz gibi Göktanrıdır, Allah anlamında değildir. Şamanlık ise yine yanlış olarak bir din olarak dile getirilir ama bu pek doğru olmayan bir tanımlamadır. Peki nedir Şamanlık, niye birçok kültürde yer almıştır?

“...Şamanlık bir din değildir. Nitekim, Hıristiyan şamancılardan, Kırgız/Tatar Müslüman şamancılardan söz edilmesi bunu gösterir. Ayrıca, Şamanlık yalnız Orta Asya ve Sibirya’ya özgü değildir. Bunu Okyanusya’da, Kuzey Amerika ve Endonezya’da da buluruz. Ancak, Orta Asya ve Sibirya Şamanlığı içinde Altaylılar, özellikle Türkler en önemli kolu oluşturur.”1

Peki o zaman Şamanizm hangi kültüre aittir?

“Şamanizm, her ne kadar başka yerlerde izlerine rastlasak ve bugün hemen her yerde bu tekniği ortaya çıkaran olaylar gözlemlesek de, aslında Sibirya, Orta Asya ve Kuzey Amerika’ya ait bir olgudur. Evrenin birbirlerine bir eksenle bağlı katlardan oluştuğu inancına sahiptir ve hemen her yerde ve zamanda varlıklarını sürdüren genelde hayvan biçimli görünmez varlıkların olduğuna ve bunların her şeye can verdiğine inanır, ki biz bunları ‘ruh’ olarak tanımlayabiliriz.”2

Türkler Müslüman olunca da Şamanizmi bırakmadı

Şamanist gelenekler Türkler yeni bir dinle tanışınca terk mi edildi? Hayır, zaten kültürel değişim öyle insan ömrüyle ölçülebilecek bir hızla değişikliğe uğramaz. Üstelik insanlar eski alışkanlıklarından, dinlerinden, gelenek göreneklerinden ayrılmak konusunda oldukça tutucudur. Türkler de insanlığın bir parçası olarak aynı tutumu göstermişlerdir.

“Bilindiği gibi Anadolu Türkmen dervişlerinden, Orhan Gazi’nin çağdaşı Geyikli Baba’nın geyiklerle beraber yürüdüğü ve geyiklere bindiği ‘Bektaş Veli’nin şahin kıyafetine girerek, uçup gitmesi, Karaca Ahmat Oğlu Hacı Doğrul’un doğan kuşu suretine girmesi, güvercin suretine giren Sultan Hacim'i yakalamak istemesi’ gibi efsanelerin hepsi ‘evrak’ ve ‘ijö lül’ menşeli Şamanizm unsurlarıdır. Halen Geyikli Baba’nın geyiğine binerek gezmesi hakkındaki hikaye Altaylı Şamanların (kamların) okudukları dualarda, ‘bindiğim hayvan geyik’ sözlerini hatırlatmaktadır.

Görüldüğü gibi Anadolu; erenleriyle, evliyalarıyla, Türkmen dervişleriyle, kahramanlarıyla, efsaneleriyle, Türkçe diliyle, destanlarıyla, kendine özgü felsefesiyle, Mevleviler’in, diğer tarikat mensuplarının ve Aleviler’in kutsal sayılan sema, samah ayinleriyle Anadolu Türk Kültürü’nün özünü oluşturmuştur.

Böylece, Türkler’in anayurdu Orta Asya’nın ve Şamanlığın, Anadolu Türkleri’nin yaşamında oluşturduğu kültür izlerini birçok açıdan sürebiliyoruz.”1

Şamanlık'ı nasıl anlamak gerek?

“Şamanizm evrensel bir eksenin gereğinde birinden diğerine geçiş imkanı vermek suretiyle evrenin gök ve yeryüzü, yeraltı şeklinde birbiri üstüne konmuş iki veya üç bölge şeklindeki elle tutulamaz bir görüntüsünü içerir, ayrıca kolaylık olsun diye kendilerine (Ruhlar) ismi verilen görünmez fakat zoomorf (hayvan) şekilli olan kalabalık bir varlıklar grubunun da mevcudiyetini gerektirir.”3

İnsan hem tek hem de çoktur!..

Başka bir kaynaktan Şamanlık anlatımına devam ediyorum. “Var olan her şey gibi insanın da hem bir tek hem de birçok olduğuna inanılırdı. Ruhlarının tümü, aynı zamanda ve bir yerde bulunurdu. Bu ruhlar onun dışında, kanında, kemiklerinde, soluğunda bulunur, vücudunda dolaşır ve her biri yaşamlarını, o insanın ölümünden sonra çeşitli yerlerde, ‘tıpkı yaşayanlar arasında bulunuluyormuş gibi’ var olunan gökte, ‘ataların totemik bölgesinde’, mezarın içinde, sancakta, ‘balballar’da sürdürebilir, başka bir vücutta yer alabilir, ayrıca, dolaşıp durur ve birer hayalet olarak yaşayanları tedirgin etmek için geri gelebilirdi.”4

Şaman olacak kişi nasıl saptanır?

Şamanizmin ana unsuru tabii ki şamanlardır. Şamanlar seçimle mi iş başına gelir, boy beyinin atamasıyla mı? Şamanlık süreci nasıldır, şamanlar niçin dans edip şarkı söyler, Türkler şamana ne der, erkek şaman mı kadın şaman mı üstündür, şaman ölür mü, ölürse ne yapılır gibi soruların yanıtlarını aşağıda bulacaksınız.

"Şaman olacak kişi önce uzun süre hastalanır (nöbete girer) garip sesler çıkarır ve sayıklar. Bu sesler Şaman’a giren ruhların sesidir. Bu durum bazen 5-6 yıla kadar devam eder. Bu arada hem atalarının hem de ölmüş Şamanlar’ın ruhları gelirler.

Ölen Şaman’ın ruhu ancak aynı kanı taşıyan akrabalara geçer, eğer aynı kanı taşıyan akraba yoksa, o şamanın ruhu serseri mayın gibi dolaşır, bazen bu ruh garip sesler çıkarmakta olan şaman adayını bulur. Normal durumlarda ise ruhlar anne tarafından akrabaları seçerler."5

Şamanlık süreci nasıl işler?

“Şaman olabilmek için önce ruhsal konsantrasyon gereklidir. Bazıları 9 yaşında, bazıları 7 yaşında ruhlarla telepati kurar. Bu durum 3 yıldan 7 yıla kadar devam edebilir. Bazen erişkin insanlar da bu konsantrasyona girebilir. Zaman zaman de nöbete girerler. Bu zaman içinde onların tüm günahlardan korunmaları gereklidir. Fakat hiç kimse bu süre içinde Şamanlık yapmaz. Yalnız kehanetlerde bulunmaya başlarlar.”5

Şaman neden dans edip şarkı söyler?

“Şaman müzik eşliğinde kendi etrafında dönerken çıkardığı hayvan seslerinden, uçma taklitlerinden hayvan gibi zıplama veya sürünmelerinden kendi varlığının bilincini unutacak kadar sarhoş hale gelebilmektedir.

Bu durumda deneyimini, öte dünyaya yolculuğunu, zorla yükselişini veya tehlikeli düşünü, hayvan şekilli ruhlarla savaşlarını, bitkin düşünceye kadar mimiklerle canlandırmaktadır. Bu seanslarda esas amaç ruhları onlarda bulunan sırlar hakkında sorguya çekmek, gelecek hakkında bilgi edinmek, hasta kişinin ruhunu görünmez veya serseri yaratıklar tarafından kaçırılmakla tehdit edilen ruhları aramak yani büyü aracılığıyla iyileştirmektir.

Türkmenler’de şaman bir kehanet elde etmek için dört yöne koşmaya başlar ve bayılıncaya kadar koşardı. Bu durumda iken hayalinin kendisine gösterdiği şeyleri dile getirir ve orada bulunanlar şamanın söylediği sözleri dikkate alır gereğini ona göre yapmaya çalışırlardı.”3

Türk kabilelerinde şamana ne denir?

“Türk kabilelerinde bu şahsa Kam denir. Gerçek kamlar dünyalığa düşkün değildirler. Kamlar hakkındaki söylentilere göre (menkıbe), gerçek kamlar yoksul olmaya mahkûmdur. Kendileri de buna inanır. Şaman (Kam), Şamanistler’in inançlarına göre, tanrılar ve ruhlarla insanlar arasında aracılık yapma kudretine sahip olan kişidir. Kamlar, ufak tefek ruhlara aileyi koruyan ateş ve (iyi olduğuna inanılan) yer-su ruhlarına bizzat kendileri de kurban sunabilir.”1

Erkek mi kadın şaman (kam) mı üstündür?

“Bazı Şamanistlere göre de en kuvvetli şamanlar, kadın Şamanlardır. Eski devirlerde Şamanlığın, kadınlara mahsus bir sanat olduğunu gösteren emareler vardır.”1

Şaman = Baksı = Kam = Oyun

“Mitoloji insanlığın ruh aleminin sembollerle ifade edilmiş bir aynası olduğuna göre Yuçen dilinde Şaman büyücü demektir. Türkçe’de Kam, Yakutlar’da Oyun, Kırgız, Özbek ve Kazaklar’da Baksı denir.”3

Kam’ı kim tayin eder?

“Kamlar, tanrılar tarafından tayin edildiğine göre, ruhların kendisinin hizmetinde bulunduklarına inanan hayali geniş, mistik ve yaratılıştan zeki olan kişilerdir. Tabiattaki bazı sırlara da vakıflardır. Kam (şaman) olacak kişi çocukluğundan beri çok düşünceli olur. Vakit vakit canı sıkılır, ta’an şairidir, irticalen şiirler, ilahiler söyler. Deruni ve gerçek vecd halindeyken ruhunun göklere çıktığına ve yeraltına inip, cehennemleri gördüğüne inanır. Urenhaların inançlarına göre , kamların kudreti ilahidir. Göklerden verilmiştir. Bu kudret, şamanın başı üzerinde bulut olarak gelir ve ‘ebekuşağı’ şekline girer, başını, vücudunu doldurur. Bunun içindir ki, her şamanın davulunda ‘ebekuşağı’nın resmi bulunur.”1

Şaman’ın ana hayvanı (İye kııl) var mıdır?

“Her şamanın bir ana hayvanı olur. Bu hayvan mızrak gagalı, keskin pençeli, üç kulaç kuyruklu, büyük bir kuştur.

Şaman bu kuşu hayatında iki defa görür. Birincisi Şaman olduğu zaman ki o zaman Şaman’ın ruhunu eğitmek için gelir, ikinci defa göründüğünde ise Şaman’ın ölüm vakti gelmiştir.

Bütün ana hayvanlar birbirlerine benzer. Ana hayvan ilk göründüğünde Şaman’ın ruhunu yere yani akçam ağacının dalının budağına eğitmek üzere götürür. Büyük Şaman’ın ruhu o ağacın dokuzuncu dalının budağında eğitilir...

Şaman’ın Ağacı nedir?

... Şaman (Oyuun) olacak adamın ruhu aşağıda Cokuo adlı dağın yanında bulunmaktadır. Orada tepesi olmayan dalları aşağıya eğilmiş, büyük akçam ağacı vardır, o ağacın şimdi de var olduğu söylenir. O ağacın aşağı dallarından en yükseklerine kadar, bütün dalların budaklarında yuvalar vardır. Ruhları üst dallardaki yuvalarda terbiye edilmiş Şamanlar, ruhları alt yuvalarda terbiye edilmiş Şamanlar’dan daha güçlü ve daha büyük olurlar.”5

Kam cüppesi neden olmazsa olmaz bir araçtır?

“Geleneğe uygun bir cüppe hazırlamak, pahalıya mal olur. Fakat inançlara göre de, cüppesiz kamlar, kötü ruhlara karşı fazla cesaret gösteremez. Kamlar işte bunun için, ne yapar yapar bir şaman cüppesine sahip olur. Kötü ruhlarla mücadelede kullanılan ‘manevi’ yayın yaptığına inanılan cüppedeki süslemeler genelde şunlardır: Sembolize küçücük yay ve silahlar, kötü ruhları dinlemek için sembolik kulak, ay, güneş, yıldızlar, erlik dünyasında yaşayan kurbağalar, yılanlar, keçe, kumaş, bez parçaları ve çeşitli manevi süslemelerle donatılır...

Şaman külahında hangi süsler vardır?

Külahların kenarlarına bir sıra türlü türlü boncuklardan dizilir konur. Her dizide beş boncuk ve ucunda bir yılan başı (salyangoz, at boncuğu) bulunur. Dizilerin sayısı beş-dokuz,on altıdır. Bu süslere ‘iniciler’ Bazı külahların kulak hizasına sincap derisi ile büyücek boncuk konur. Bu sincap derisine ‘kulak boncuğu’, küpe (sırga) denir.”1

Şaman aynayı ne için kullanır?

“Ayna şamanın çok önemli bir aletidir, o kadar ki günümüzde giysisiz hatta davulsuz dahi Şamanlık yapılabilmektedir. 13.asırda Barak Baba başında iki boynuzla donatılmış keçeden yapılmış bir başlık taşıyordu, bir Anadolu dervişi aslana biniyordu, kamçı olarak bir yılanı kullanıyordu. Şaman bir ayı gibi homurdanarak, aslan gibi kükreyerek, köpek gibi uluyarak, kedi gibi miyavlayarak hayvanları taklit etmeye çalışıyordu.”3

Şaman (kam) ölünce davulu ne yapılır?

“Her davul, şamanın ölümünden sonra ormana götürülüp parçalanır ve bir ağacın dalına asılır. Şamanın ölüsü bu ağacın yanına gömülür. Şamanın defni esnasında hususi ayin ve merasim yapılmaz, ilahiler okunmaz. Şamanlar mümkün olduğu kadar obadan ve yollardan uzak bir tepeye, hayvan sürülerinin yaklaşmadığı yerlere defnedilir.”1

Şaman’ın mezarı (Aranas)

“Ulu Şaman toprağa gömülmez, tabuta konulur, tabut yere çakılan kazıklar üzerine konulur, buna aranas denir. Bu ağaç kazıklar zamanla çürür ve tabutun yere düşmesine sebep olur. Bu durumda 3, 6 veya 9 şamanın yardımıyla tabut yeniden çakılan kazıklar üzerine konur. Aynı işlem üç sefer tekrarlanır. Bu işlemler yapılırken şamanın akrabalarından birisi ölür."5

Şamanlar’ın tanrısı kimdir?

“Türk inançlarında Gökdemircisi vardır ve o Şamanların tanrısı sayılır. Gökdemircisi yaptığı mucizeli aynalardan yere atar. Yeryüzündeki şamanlar bunları alır ve Şamanlık takımına ilave ederler. (Malov S.E., Şamanstvo u Sartov Vostoçnogo Turkestana – Sbornik MAE 1918, t-V, vıyp-l, s.7.; Vaynşteyn S.İ., Tuvinskoe Şamantsvo, Moskova 1964, s.72)

Şamanlar, Türk inançlarına göre, mucize yaratan büyük demircilerdir. Bu yüzden onlardan kötü kuvvetler korkar. Demirci de çoğu defa halkı kötü ruhlardan ve hastalıklardan koruyan kişi sayılır.

Baykal Gölü’nün kuzeydoğusunda yaşayan Sibirya Türk halklarından Sakalar’da (Sahalar m.g.) ve Buryatlar’da demire karşı saygınlık, demirciyi yüceltme, büyük görme, hâlâ müşahede edilmektedir.

Burada Demircinin esrarengiz gücünün, şamanın gücü ile eşit olduğuna, hatta demircinin gücünün şamanın gücünü geçtiğine inanılır. Sahalar: Demirci ve Şaman bir yuvadandır, derler.

Sibirya haklarından Buryat Türkleri’nin inançlarına göre demirci doğaüstü yetenekleriyle şamanı öldürebilir, Şaman ise aynı tarzda demirciyi öldüremez. (Takorev S.A., Religii v istorii narodov mira, Moskva 1964. s.149)"6

Buryatya'da yaşayan Soyot boyu Türk asıllıdır, sanırım yazar onları kastediyor. Buryatlar'ın Türk asıllı olmadıkları biliniyor.

Güneş ve Ay Şamanlıkta ne anlama geliyordu?

“Güneş ana, Ay ata olarak biliniyordu. Türkler’de gök, güneş ve yıldızların kültü gelişmiştir. Çağdaş Şaman davulları üzerinde de yıldızların resimleri bulunmaktadır, bu davulları kullananlar bu sembolleri yolların görünmesini sağlayan vazgeçilmez aydınlatıcılar olarak kabul etmektedirler.

Marko Polo Kubilay zamanında ay ve güneş resimleriyle süslenmiş bayraklardan söz etmektedir.

Şamanın elbiselerinde de güneşi, ayı bazen onlarla birlikte dünyayı temsil eden metal süsler bulunmaktadır.

Bitkisel ve ayla ilgili biyolojik yaşamın birbiri ile kesişmesi ölümün ve yeniden doğuşun sembolleri olan Ay’ın ve ağacın açık şekilde birbirine benzetildiği düşünülebilir.

Su da yeryüzü gibi saflık timsalidir. Türkiye’de su kaynakları kutsal kabul edilir.

Yedi veya dokuz dalı bulunan ağaç, gövdesi üst delikten geçecek şekilde Yurt’un merkezine ekilir. Şamana evrensel yolculuğunda merdiven görevini görür.”3

15. yüzyılda da Şamanizm sürüyor

“ ‘Altay Şamanlığının gelenekleri, Müslüman Türkler arasında yüzyıllar boyunca unutulmamıştır. 10.yüzyıl başlarında, İslamiyeti kabul etmeye başlayan ve 11.yüzyılın ilk yıllarında Müslüman olarak Horasan’a geçen Selçuk Oğuzları Dede Korkut hikayelerinden anlaşıldığına göre 15.yüzyılda pek çok Şamanizm geleneklerini muhafaza etmişlerdir.

Matem törenlerinde ölünün yaşamında bindiği atın kuyruğunu keserek kurban etmek, aş sunmak, ağacı ulu saymak gibi inançlar gelenektendir. İşte, Oğuzlar’ın torunları olan bugünkü Anadolu Türkleri’nde de eski inanç ve göreneklerin derin izlerine rastlanmaktadır. Folklor araştırıları gösteriyor ki, alkarısı (albastı, alkarası) inancı Anadolu’da da hâlâ devam etmektedir.’

Ayrıca loğusanın başına al bağlamak, köylerde doğum yapan kadının üzerine kutsal sayılan eski çuha al gelin cüppesini örtmek, yatağının altına demir parçası koymak, loğusa ziyaretinde gelen konuklara kırmızı, kokulu şerbet sunmak hep alkarısından korunmak içindir.”1

Selçuklular Sünnilik'i niçin seçti, Dede Korkut Şaman mıydı?

“Selçuklular eğer Müslüman dünyada önemli bir konuma gelmek istiyorlarsa İslamiyet’i kabul etmeleri gerektiğini anladılar ve çok zekice bir hamleyle Şiiliğin giderek parladığı bir dönemde büyük kitlelerin bağlı olduğu Sünnilik’i seçtiler. Halife kartını oynadılar ve kendilerini halifenin kulu ve koruyucusu ilan ettiler. Halifeyi bunaltan Buriyatlar’ı yok ederek tüm Sünniler’in dostluğunu kazandılar.

Bu seçimler çok siyasi seçimlerdi. Selçuklular din konusuna o kadar da önem vermiyorlardı. Kalplerinde Şamandılar ve İslamiyet örtüsü altında uzun süre bu inanca bağlı kaldılar. Anadolu destanlarından elimizde kalan Kitab-ı Dede Korkut adlı el yazmaları sonraki dönemlere ait olsa da hâlâ çoktanrılı inancın temalarıyla doludur (kurt, su, ağaç tapıncı vb.) ve Dede Korkut örtülü biçimde aslında bir şamandan başka bir şey değildir.

Kuşkusuz bu eser Batılı Türkler’in eseridir ve Anadolu kültürünü taşımaktadır, ama burada anlatılan destan Orta Asya’da, Seyhun Irmağı kıyılarında Korkut Ata denilen ata kahramanın mezarının olduğu yerde geçmektedir.”7

Herkese keyifli günler...

KAYNAKLAR

1 Sabiha Tansuğ, Anadolu Yaşamında ve Giyiminde Şaman İzleri, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Maddi Kültür Seksiyon Bildirileri 1997.

2 J.P.Roux, Orta Asya, S.59.

3 Sevgi Babaoğlu, Türk Mitolojisinin Halk Motiflerine Etkisi, 5.Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi, Maddi Kültür Seksiyon Bildirileri, 1997.

4 Roux, Türkler’in Tarihi, S.113.

5 Doç.Dr. Yuriy Vasiliev, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri, S.145.

6 Ahmet Tacemen, Bulgaristan Türkleri İnançlarında İlkyaz Gündönümü, Türk Dünyası  dergisi, Kültür Bakanlığı, Eylül 1993.

7 Roux, Orta Asya, s. 255-256