İlk duyduğumda Kaş’a “özel okul mu istiyorlar” demiştim, bu isteği dile getirenler için. Meğer hiç ilgisi yokmuş. Özel eğitime gereksinim duyan çocuklarımız için okul istiyorlarmış. O zaman hayretle “Kaş’ta özel eğitime muhtaç çocuklarımız için okul yok mu” sorusunu sordum, yokmuş.

Türkiye nüfusunun yüzde kaçı engelli olduğu tam bilinmiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre “Yaşıtlarına göre öğrenmede / basit dört işlem yapmada / hatırlamada dikkatini toplamada zorluk yaşayanlar”ın 1 milyon 412 bin kişi olduğu belirtiliyor.(1)

Bu rakam üç yaşından büyükleri kapsıyormuş. “Konuşmada zorluk çekenler” 507 bin kişi, “bir şeyler tutmada zorluk çekenler” 2 milyon 923 bin kişi, “Yürümede, merdiven çıkmada / inmede zorluk yaşayanlar” ise 2 milyon 313 bin kişi olarak veriliyor devletin istatistiklerinde.

Türkiye nüfusunun 2011 yılında 74 milyon 724 bin 269 kişi olduğunu hatırlayalım. Devletin verilerine göre bu dört kategorideki nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 10,1.

Kaş’ın ntfusunu 60 bin olarak alırsak demek ki 6 bin bu durumda olan vatandaş var. Bunların da yüzde 10’unun okuma çağındaki çocuklar olduğunu kabul edersek en az 600 çocuk var özel eğitim bekleyen. Devletin görevleri arasında vatandaşlarına eğitim vermek de var. Devlet iyi kötü bunu becermeye çalışıyor ama özel eğitime muhtaç olanlar da devletin kendilerini de hatırlamasını bekliyor.

Bekliyor da okul çağındaki çocuklarımızın tam olarak yüzde kaçı bu durumda o da bilinmiyor. Devletimiz belli ki bunu pek önemsemiyor. Oysa çok önemli veriler bunlar, ama eğitimcilerin elinde böyle veriler yok. Olmayınca da tahmine dayalı yalan yanlış oranlar üzerinden hesaplar yapılıyor, benim yukarıda yapmak zorunda kaldığım gibi.

Keşke bu verileri elde edecek sayımlar yapan doğru dürüst bir kurumumuz olsa. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın en yeni verisi 2011 yılına ait. 12 yıldır hiçbir şey yapılmamış ya da yapılmışsa da yayımlanmamış demek ki. TÜİK’i ise bir veri kurumu olarak kabul etmek artık mümkün değil, açıkladığı birçok verinin gerçek olmadığını bizzat kendi yaşamımızdan biliyoruz. Örneğin TÜİK’e göre 2022 enflasyonu yüzde 64,27. Antalya’da 2022’nin hemen başında ekmek fiyatları -her yerde aynı olmamakla beraber- 2 ile 2,5 lira arasındaydı. Yılın sonuna varmadan 22 Eylülde ekmeğin fiyatı beş liraya çıktı. (2)

Ekmeğe gelen zam bile TÜİK’in açıkladığı oranın çok üzerinde. Peynire hiç girmeyelim, o daha da yukarıda.

Konuyu dağıtmadan devam edemedim ama istatistik oranlarının ne kadar önemli olduğunu göstermek için yaşamdan örnekler seçmek zorunda kaldım.

Kaş’ta özel eğitime muhtaç çocuklarımız için bir okul gerekli mi, evet hem de bir an önce.

Sanırım kaymakamımız ve belediye başkanımızın da bu konudan pek haberi yok. Özel eğitim okulu deyimi yanlış anlaşılmalara yol açıyor çünkü. Bunun adının da ivedilikle değişmesi gerekiyor. Örneğin uzman okullar gibi bir kategori yaratılabilir. Bu işin uzmanı öğretmenlerimizin ad konusunda benden daha yaratıcı olacaklarından hiç şüphem yok.

Yeşilköy muhtarı ile bir sohbetimiz sırasında bundan söz etmişti bana. Bayağı kafa yormuşlar. Belki yöneticiler onun elindeki bilgilerle işe başlayabilir diyeceğim ama Kaymakamlık doğru bilgileri çok daha hızlı ve kolaylıkla toplayabilir.

Kaş’a bu çocuklarımız için bir eğitim yuvası kazandıran belediye başkanı da kaymakam da tarihe geçer, bunun da bilinmesini isterim. Tarih iş yapanları yazar, yöneticilik yapanları değil.

Herkese keyifli günler dilerim.

1 https://www.aile.gov.tr/media/98625/eyhgm_istatistik_bulteni_ocak_2022.pdf

2 https://www.antalyaekspres.com.tr/ekmek-fiyati-5-lira-oldu