İsmail Balaban, yağlı güreş başpehlivanlarından, aynı zamanda katıldığı bütün turnuvalarda birincilikleri olan bir başpehlivan. Kontrolsüz güç güç değildir. Gücünüze ve sinirlerinize hakim olmanız gerekiyor. Seyirci ile polemiğe girmemen gerekiyor!..

Kısa zamanda büyük işler başardın. Aynı zamanda katıldığın programda ünün birkaç kez daha arttı. Bu da sizi şöhret yaptı. Sadece yağlı pehlivan güreşçisi değilsin, televizyonun ve medyanın bir yüzü haline geldin. Onun için artık ünlüsün… Takipçin de arttı… Yapacağın her hareket sizi daha da yükseltebilir!.. Ama aynı zamanda düşürebilir de… Dikkat etmen gerekiyor!.. Çünkü artık ünlüler sınıfında yer alıyorsun.

Belki de gelecekte takipçi sayın milyonlara ulaşacak. O zaman daha da çok gündeme geleceksin. Bu yükün altından kalkamıyorsun. Normal de sakin biri idin. Ne olduysa bu yarışma programı sonunda oldu. Birden bire alev alıyorsun. Kendini de yakıyorsun, ortalığı da yakıyorsun. Ayrıca seyircilerle tartışmaya lütfen girme. Tabii siz bilirsiniz… Yaşam sizin yaşamınız ama bu sizin için iyi olmaz!..

Daha önce böyle ünlü olanların seyirci ile tartışmaları başlarına bela oldu. Sizin de yağlı güreş camiasının bir üyesi olarak daha sakin olmanız gerekmez mi?

Geçen yıl Balıkesir’de başlayan olaylar zinciri en sonunda Fethiye’de de devam etti. Tabii ki meyve veren ağaç taşlanır. Bunun için sizin daha sakin olmanız gerekir. Tabii ki altından kalkılamayacak sözler söylendiği zaman siz de buna karşılık vermek zorunda kalıyorsunuz. Bunu da anlıyorum!..

Ama yine de siz 'sarı fırtına' olarak kalsanız daha iyi olmaz mı? Artık sizin özel bir seyirci potansiyeliniz oluştu. Bunun farkında olarak hareket etmenizi istiyoruz. Özellikle yeni yetişen nesil, özellikle sizi görmek için geliyor. Hatta sizinle fotoğraf çektirmek, sizinle konuşmak ve sizi görebilmek için. Seyircilerin çoğu sizi görebilmek için geliyorlar. Hatta “Balaban Balaban İsmail Balaban” sloganları eşliğinde size tempo tutuyorlar. Özellikle de gençler!.. Tabii ileri yaşlardaki seyirciler de sizin güreşinizi ve sizi seviyorlar. Onun için sizinle özellikle fotoğraf çektirme faslına giriyorlar.

Burada sizin de haklı olduğunuz konular var. Ama seyirci bunu anlamaz. Siz bir starsınız onun için siz yorulmazsınız, acıkmazsınız, üşümezsiniz. Size rol model olarak baktıkları için, sizin duygularınız havada kalıyor. Onu yalnızca siz ve biz anlarız. Çünkü sizin nabzınız kaç atmış, siz hasta mısınız, yorgun musunuz veya psikolojik olarak durumunuz nedir? Bu durumu seyirci anlamaz. Bu durumda, sizin de bir robot olmadığınıza göre, bir tepki göstermen doğal…

Bu kadar seyirci baskısı altından kalkmak da kolay değil. İsmail Balaban güreşe gelirken başlıyorlar. Daha kura çekmeye bile fırsat vermiyorlar. Bunu biz görüyoruz. Hatta güreşmene dahi izin vermiyorlar. Hemen her zaman fotoğraf çektirmek için sizi rahatsız ediyorlar. Bunun da önleminin alınması gerekiyor. Mesela güreşlerden önce fotoğraf çektirmek için bir “imza günü” bir platform ayarlanması gerekiyor. Burada hayranlarına fotoğraflarını çektirdikten sonra, güreş alanında sadece güreşe konsantre olursanız, sizin için daha iyi olmaz mı­? Bu durumda sizin de sinirlenmenize engel olacak bir durum kalmaz. Tabii burada güvenlik güçlerine çok iş düşüyor. Sahanın içine seyircilerin mutlaka ve mutlaka alınmaması gerekiyor. Böyle bir ortam hazırlandığı takdirde sizin de sinirlenmenize gerek kalmayacaktır diye düşünüyorum.

Siz yine de sakin kalmaya çalışın, sadece ve sadece güreşe odaklanın. Çünkü başarılısın… Yapman gereken tek şey güreş olduğuna göre, güreşine odaklan ve seyir zevki yüksek güreşlerini seyrettireceğinden eminiz!..

İsmail Balaban’lar kolay yetişmiyor. Yağlı güreşte kendini kanıtlamamış olmasaydın, yarışma programlarına sizi çağırırlar mıydı?